"Hepimiz ayni evreni paylaşsak da, her insanın ayrı bir dünyası var. Acıyı, sevinci, inancı, ihaneti, sevdayı, kavuşmaları, ayrılıkları, savrulmaları gördüğüm dünyamda algılayıp düşündüğüm, uygulayıp başarılı ya da daha az başarılı olduğum anlar var. Yeniler şu anda içimdeki semaverde demlenmekte, bir gün sabah çayınızın tadına ulaştığında, ikinci kitabım yayınlanmış olacaktır." Önceki bir röportajında bu ifadelerle duygularını dile getiren Mustafa Sezgün; "Artık bana kitapsız diyemezler, benimde kitabım var" diyerek de espri yapmış.

Sezgün’ün Beykoz'un zaman içindeki değişimini ve başka bir şekle dönüşünü anlatan dizeleri; "Beykoz'da Umutların Boynu Büküldü Yetim Çocuklar Gibi", Sabah Gazetesinde Mehmet Barlas'ın köşesine konu olmuştu. Türk Sanat Müziğine gönül vermiş, halen Beykoz Belediyesi Türk Sanat Musıkisi Korosunun üyesi olan Sezgün’ün bestelenmiş bir de şiiri var. Çok kıymetli hocamız Cahit Gören’in bestelediği, “Bakışların ısıtmadı içimi” isimli eserini Sayın Kamil Tüfekci seslendirecek. Muhtemelen bu hafta sonu düzenlenecek konserde seslendirilecek şarkıyı dinleyince bugüne dek bestelenmiş eserlerin tadını bu şarkıda bulacaksınız.
İki yıl aradan sonra, o semaverinde demlenen 2. kitabının imza gününde okurları ile buluştu Sezgün. “ SEVİYORUM DEMEK SADECE BİR BAŞLANGIÇTIR” ismini verdiği kitapta sevgi, vefa, dostluğa dair her bir duygunun ifadesinin yer aldığını ve kim bilir belki tam da sizin duygularınızı yansıtan, sizin ve karşınızdakinin içini ısıtan ifadelerin sizinkilerle aynı olduğunu göreceksiniz. Kitabın en başında kendisinin ne kadar vefakar, kıymet bilen bir insan olduğunu göstermiş Sezgün. Ne mutlu ailesine ki; böyle bir kişiliğe sahipler. Tabii sevgi dolu bir aile ki; Mustafa Sezgün’ün duygu dünyası hep taze kalmış. Belki, istediği okulu bitirememiş Sezgün, ancak hayat okulunu başarı ile bitirmiş.

Bu kitaptaki derlemeler nedeni ile kitapta yerini alan her bir yazar da Sezgün ile yeniden hatırlanacak. Bu kitapla, birçoğumuz unuttuklarımızı hatırlarken, birçoğumuz kaybettiklerimizi arayacağız. Sözlerin kifayetsiz kaldığını ve duygularımızın ifadesini karşımızdakine ulaştırmanın yolunu kendimizden bir parça katmakla yeşerteceğimizi Sezgün’le yeniden hatırlayacağız. Sevgilinin yüreğindeki gerçek sesi duyabilmek ve kendinden bir parça sevgiliye katmanın gerçek sevgi olduğunu anlayacağız. Bazen sözler kifayetsiz kalır da hani… Aslında söze falan ihtiyacı yoktur sevgilinin, hissetsin benliğini, sevdiğinin yeter. Kitabında o kadar çok tanıdık duygular bulacaksınız ki… Aynı zamanda bizi yeniden kendimize getirecek birçok kıssadan hisseye kitabında yer vermiş Sezgün:
BU KİŞİLİKTİR
Kendisini saymayan, varlığına saygı duymayan öğrencilerine seslenmiş öğretmen;
- Bakın demiş, tahtaya yazdığım “1” rakamına bakın. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey..
Sonra “1”’in yanına “0” koymuş ve
- Bu başarıdır, demiş öğretmen; başarılı bir kişilik “1”’i “10”yapar!..
Sonra bir “0” daha eklemiş.
- Bu tecrübedir, demiş. 10’ken 100 olursunuz!
Öğretmen 0’ları ekleyerek uzatmış; yetenek, sevgi, çalışmak… Derken eline bir silgi alıp, bütün 0’ların önünde duran 1’i silivermiş. Sınıfa dönmüş ve şöyle söylemiş:
- Görüyorsunuz, kişiliğiniz yoksa;öbürleri hiçtir!
Ve çıt çıkmamış o uğultulu sınıftan…
ADANIZ VAR MI?
Yaşamın uzun göç yollarında size taze bir soluk verebilecek, yolunuza dinç devam etmenizi sağlayacak bir adanız var mı? İlle de ulaşmak ve sığınmak istediğiniz bir ada yaratabildiniz mi kendinize?
Yola birlikte çıkacak kadar güvendiğiniz bir arkadaş, daima huzur ve mutluluk verecek bir eş, ulaşmak için yıllarca uğraş verdiğiniz bir amaç edindiniz mi?
Size gelen, sizin gittiğiniz, durup nefeslendiğiniz, huzur bulup, kendinizi güvende hissettiğiniz kaç ada yaratmışsınız kendinize?
Etrafınızda yaşantınıza başka pencereler açacak ne çok insan var ya da ne çok insana katacaklarınız… Gelin bu kitapla yüreğinizi yeniden ısıtın ve sonra başkalarınınkini… Tebrikler, Mustafa Sezgün…