İnsanların pek çok konu da görüş ve düşünceleri vardır. Ama bilgileri ne kadardır derseniz, işte buna cevap vermek
pek de kolay değil.
Elbet te bu (bilgi) sözüm alanlarında, mesleklerinde mahir olan insanlarımız için değil. Zira onlar bilgileri sayesinde bulundukları konumlara, makamlara gelmişlerdir.
Ama hemen herkesin söyleyecek bir şeylerinin olduğu iki alan vardır…
*Siyaset… *Futbol…
Ülke olarak siyasette yeni bir döneme adım atıldı gibi görülse de endişelerimiz yok değil!
Futbolda ise durum daha kısa vadelerde iklim değişikliğine uğruyor, hatta günü gününe uymayacak bir tabloyu yaşıyoruz. Son yıllarda
sağlıklı bir zemin tutturamayan Türkiye Futbol ligi, hemen her hafta büyük tartışmalar ile gündemden hiç düşmemeye devam ederken
hem sezon sonu hem de TFF’nin
sonu yaklaşıyor.
Şampiyonluk yolunda iki takım mücadele ederken, düşme hattında en az sekiz takımın mücadele verdiğini görüyoruz. Tepe ile alttakilerin arasında kalanlar ise Avrupa kupalarında boy göstermek için az da olsa çaba
sarf ediyorlar.
Paydaşların en fazla şikayetçi oldukları
hakem camiasında yenilik
olarak uygulanan VAR sistemine yabancı hakem gelmesi ile iddia sahiplerinin itirazları biraz olsun dindi diyebiliriz.
*Peki biz bunu kendimize ne kadar yakıştırıyoruz?
Federasyon, orta hakem veremedik ama ortaya akıl verecek (!) yönlendirecek yabancı getirdik diyeli iki hafta oldu.
Futbolun içinde, yabancı teknik
adam var, yabancı antrenör, yabancı, menajer, yabancı futbol şube sorumluları ve tabi ki bol miktarda oyuncu
var...
Şimdi de hakem talep edildi ve getirildi. Korkarım yakın zamanda TFF Başkanı da yabancı biri olsun denecek!
Olur mu olur, zira bizi yönetenler öyle vahim, öyle hayati hatalar yapıyorlar ki, yetmiyor, mensubu oldukları kulüpler ile olan üyelik bağlarını bile deşifre ederek, "Tüy dikiyorlar"
Mehmet Büyükekşi, Haluk Ulusoy, Mehmet Aydınlar, Yıldırım Demirören, Nihat Özdemir... Bunların hepsi kendi özelinde iş insanları…
*Sözde "Özerk" olup özde darmadağınık olan Futbol Federasyonu başkanlığına, iş yerlerindeki başarılı yönetimleri baz alınarak atanmış insanlar olmalarına rağmen, yapacakları tarafsız ve adil yönetimler ile toplumun ve futbol severlerin gözünde büyüyüp gönüllerinde "taht " kuracaklarına, kendilerini göreve atayanlara hizmet etmeyi, taraf olarak seyir zevki büyük olan "Futbol"u çekilmez hale getirirken, oyunun sevdalılarını birbirlerine düşman ettiler (!)
Umarız, yeni görev alacak Başkan ve yöneticiler buradaki toplumsal "kaos"u görür ve olumlu yönde gereğini yaparlar. Bir çift sözüm de Gençlik ve Spor Bakanlığına;
En çok tartışılan "Hakem" lerimiz için kendi bünyenizde özel bir eğitim birimi kurarak öncelikle profesyonel veya Amatör Futbol oynamış insanlara hem iş sahası yaratmış olur hem
de disipline edilmiş
hakemler yetiştirmiş olursunuz. Zira her maçın hakem sayısı oldukça
fazlalaştı. Hem kazançları da fena değil.
Siyaset paragrafımıza değinecek olursak eğer, Demokrasiyi olmazsa
olmazımız olarak bilen, özgürlükçü, girişimci ve eğitimi,
Atatürk ilke ve inkılapları çerçevesinde benimseyen bir vatandaş
olarak ülkesine ve onun kutsallarına sonuna kadar bağlı, Milliyetçi biri olarak,
dünyanın başına bela olmuş ABD ve uzantıları ile insanımızın canına, malına, ülkemizin ekonomisine 45 yıldan
beri
zarar verenlerin Atatürk ve Türk Milletinin kurduğu Mecliste olmaları yetmiyormuş gibi, doğu ve güney doğu da elde ettikleri
Belediye Başkan ve meclislerinin gücü ile, Şehirlerin isimlerini
değiştirmek istemeleri,
Türk Bayrağı, Atatürk posterlerine saygısızlıkları, hele hele, İstiklal
Marşımıza saygısızlıkları Asla ve kat ‘ha
kabul edilemeyeceğini, acaba kazanmak için her şeyin mübah olduğunu
düşünen insanlara neler hissettirdiğini merak ediyorum..
İnsanlığın zıvanasından çıktığını her geçen zaman
daha derinden hissettiğimiz bugünlerde, Ortadoğu'da ki gelişmeleri hatırlatırken, özgürce nefes aldığımız cennet bir Vatan’ın özlemi ile yanan ülke insanlarını düşünerek hareket etmelerini öneririm...
Geç olmadan…