Çoğu kişinin bildiği bir atasözü vardır.
"Yalancının evi yanmış kimse inanmamış".
31 Mart yerel seçimlerinde daha önceki
seçimlerde olduğu gibi stratejisini planını halka yönelik algı oluşturmak
üzerine kuran bunun için yalan söylemekten, iftiralarda bulunmaktan, montajlı
videolar yayınlamaktan çekinmeyen ve bunları kendilerine, en acısı da temsil
ettikleri makamlara yakıştırabilen yöneticiler bu sefer başarılı olamadılar.
Yani halkın çoğunluğunu inandıramadılar.
Ve bu sefer yalan, iftira, algı oyunları
kaybetti!.
Akıl ve doğruluk kazandı!
Montajlı videoları için; "Gençlerimizin
kıvrak zekasının ürünü bir video" söylemi kaybetti!.
"Gençler cesaretimizi takviye ve idame
eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve
medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali
olacaksınız" söylemi kazandı!
"Benim ile birlikteysen vatansever hatta
dindarsın değilsen vatan haini,
günahkâr... " anlayışı kaybetti!.
Mahallelerden başlayıp ilçe, il ve tüm ülkeyi
kapsayan UZLAŞI kazandı!
Halkın refah içinde yaşaması vaadiyle halkın
oylarıyla ülke yönetimine gelenlerin, halkın parası ile yaptırdıkları binalarda
lüks içinde ki yaşamalarını doğal göstermek için söyledikleri "İtibardan
tasarruf olmaz" kaybetti!.
Bir milletin itibarı, halkın özellikle
emeklilerin yaşam seviyesi ile orantılı olduğu gerçeği kazandı!
İnşallah ülke olarak bundan sonra da;
yalanların, iftiraların, günü birlik söylemlerin, siyasetçilerin birbirlerine
karşı saygısızca hakarete varan diyalogların kaybettiği ve her daim doğruların,
saygının ve gerçekleşebilecek vaatlerin kazandığı seçim sonuçları ile
karşılaşırız. Tabi ki bunun için de birey olarak partizanca ve algılar ile
değil akıl ve vicdanımız ile sandığa gitmemiz gerekiyor.
İlçemiz Beykoz’a gelince, 2004 yılından
itibaren 20 yıl AKP li başkanlar tarafından yönetilen belediyemiz çoğu
ilçelerde olduğu gibi CHP’ye geçti. Kazanan Alaattin Köseler olsa da bana göre
kaybeden Murat Aydın değildi. Aslında kaybeden Aydın’nın bağlı olduğu partiydi.
Ve Murat Aydın içinde bulunduğu partiyi yönetenlerin "hata da yapsak bir
şekilde kazanırız" kibirlerine kurban gitti.
Bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.