Anadolu Hisarı Turizm Kalkındırma Derneği, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde Anadolu Hisarı bölgesi genelindeki sorunları basın açıklaması halinde ilçe yerel basını ile paylaştı.
Anadolu Hisarı kale önündeki eski PTT binası önünde Turizm
Kalkındırma Derneği Başkanı Mustafa Babuz ve Yönetiminin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen basın açıklamasına Anadolu Hisarı Mahallesi Muhtarı Güzin
Merve, Göksu Mahallesi Muhtarı Gül Bağdatlı ve Göztepe Mahallesi Muhtarı Arzu
Kuşdili katıldı.
Anadolu Hisarı Turizm Kalkındırma Derneği Başkanı Mustafa
Babuz, etkinliklerinde kendilerini yalnız bırakmayan Beykoz yerel basınına
teşekkür ederek “Semtimizin Çevre, Usulsüz İşkâl, Boğaz Öngörünüm İhlalleri ve
Rantsal Sorunların Kamuoyu ile Paylaşılıp İlgililere Bildirilmesi” başlıklı
açıklamasını gerçekleştirdi.
Başkan Babuz “Toplarönü meydan da yer alan Kale bitişiğindeki
tarihi PTT binasının izinsiz yapılaşma ile amacına uygun olmadan gizlice
tadilat yapılmak istenmektedir. Bizler bölge halkı STK ve Muhtarlık olarak
böyle tarihi güzide bir semtte müze veya kültür sanat evi yapılmasının daha
uygun olacağı kanaatindeyiz. 2018 yılında Beykoz Belediyesi’ne bu konuda
dilekçe ile başvurumuz olmuştur. Daha sonra Ulaştırma Bakanlığı mülkiyetinde
olması sebebi ile Beykoz Belediyesi yetkililerine dosya ile taleplerimizi
iletti, fakat henüz bir sonuç alınamadı. Bu süreç içinde son günlerde Ulaştırma
Bakanlığı PTT Genel Müdürlüğü tarafından özel kuruma ihale kiralama yoluyla
kiralandığını ve kafe, restoran yapılacağını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Bu
durumu derneğimiz, ilçemizin en yüksek mülki amirliği konumunda olan
Kaymakamlığımıza bildirmek durumunda kalmıştır. Fakat Boğaziçi İmar
Müdürlüğü’nün sadece boya badana amaçlı izin verdiğini Beykoz Kaymakamı’nın
bizzat sorgulaması ile öğrendik. Muhtarımız ve bölge insanlarımızın ilgili yeri
kontrol esnasında amacının dışında yapılanmaya gittiğini gördük bu usulsüz
yapılanmanın bir an evvel durdurulacak ihalenin kurumlar arası iptalinin
sağlanarak hak ettiği gibi kamusal hizmete sunulması elzemdir. Bölgemizde
yeterinden fazla kafe, restoran gibi işletmeler mevcut olup bölgemizin bu tür
işletmelere daha fazla tahammülü yoktur. Semt halkı bölgedeki yoğunluktan ve
otopark ve vale sorunundan huzursuz olmaktadır, çeşitli olumsuzluklarla karşı
karşıya kalmaktadırlar. (eski yerleşim yeri olması sebebiyle otopark ve işgal
sorunu hat safhadadır. Bu durumun ciddiyetle değerlendirilmesi talebimizdir.
Aksi takdirde tarihi ve öngörünüm olan bir yerin amacı dışında kullanılması
durumunda sorumsuz davranan kişi kuruluşlar hakkında yasal haklarımızı
arayacağımızı bildiririz.” şeklinde konuştu.
Toplarönü mevki olarak bilinen alandaki bir yalı ile ilgilide
konuşan Mustafa Babuz “Toplarönü mevkiinde bulunan Pembe Yalı ismi ile bilinen
yalı konumundaki ticari işletmenin kamusal alanı işgal etmesi Toplarönü
Meydanındaki kamusal alanı 3 metre genişleterek kendi özel kullanım alanına
dahil etmesi ve bu işletmenin iskelesinin gereğinden fazla büyüterek Boğaz ön
görünümünü ihlal etmiştir. Bu ihlal bitişik yalılara da emsal görüntü vererek
onlarında aynı şekilde iskelelerini uzatmasına örnek teşkil etmektedir. Aynı
zamanda turistik ve gezi amaçlı gelen vatandaşlarımızın Boğaz görünümünü
engellemektedir. Daha önceleri
halkımızın yapılaşma esnasında yaptıkları şikâyetler yeterli derecede ciddiye
alınmamıştır. Boğaziçi İmar Müdürlüğü’nün bu konuda kusuru vardır. Endişe
verici en önemli durum buradaki yapılaşmanın özellikle pandemi dönemi ve tatil
dönemleri de yapılarak gizli gizli sonuçlandırılmış olmasıdır. Gerektiğinde
elimizde yapılaşma ile ilgili video ve fotoğraf kaydı bulunmaktadır. Bu
olumsuzluğun biran önce düzeltilmesi yoksa gayrı yasal duruma izin veren
kurumların Boğaziçi Öngörünüm yasasını ihlal ettiğinden gerekli yasal yollara
ve üst kurumlara bu durumu bildireceğimizi beyan ederiz.
Evliya Çelebi’nin Seyehatnamesinde Asya’nın altın suları
olarak tabir ettiği Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Mesire alanı ve sandal
sefaları ile nam salmış güzel Göksu Deremiz son yıllarda içinde kaldığı yaşam
savaşı neticesinde İSKİ’nin Elmalı Barajı temizleme çalışmaları sırasında Göksu
Dersine akıtılan çamur ve balçıklar yüzünden Dere tamamen çamur ve balçıkla
kaplanmış olup doğal güzelliği yok olmuştur. Bu durum derede yaşayan canlıları
yok etmiştir. Daha önce İSKİ’ye yapılan temizleme talepleri doğrultusunda
kısmen temizlense bile yeterli seviyeye ulaşılamamıştır. Bölge Muhtarlarımız
ile İSKİ’ye yapmış olduğumuz bireysel ve toplu talepler yeterince sonuç alamamıştır.
Son günlerde Elmalı Barajı’nda yapmış olduğumuz tespit sonucu barajdan her
hangi bir zararlı madde dereye gelmemektedir. Daha evvel dereyi işgal eden
çamur ve balçıkların temizlenmesi dereye ve derede yaşayan tüm canlılarımıza
yeniden hayat kazandıracaktır. Bu durum
Beykoz’umuzu İstanbul’umuzu ve bölgeye gelen gelmek isteyen tüm insanları mutlu
edecektir ve tam anlamı ile bir turizm patlamasına sebep olacaktır. Bu hassas
konunun son yıllarda yok olmaya başlayan tabiatımızın doğal güzelliklerimizin
yaşam ihtiyacı olan oksijenimizin yeniden kazanılması konusunda önemli bir adım
olacaktır. Hepimizin ortak değeri olan doğal yaşamamızı korumak yaşatmak tüm
insanlığın görevidir. Göksu Deremizin çamur ve balçıkların temizlenmesi ile
birlikte derede faaliyet gösteren çekek yerleri gibi kimyevi atıkları ile
doğaya zarar veren maddeleri kullananları da kontrol altına almamız gerektiği
inancındayız. Turizm ve balıkçılık amaçlı faaliyet gösterenleri dere üzerinde
düzenli ve planlı kontrollü bir şekilde organize edebilmesi gerekmektedir, özel
rantsal faaliyetlere izin verilmemelidir. Bu konuyu hassasiyetle kamu vicdanına
bırakıyoruz. Değerli vatandaşlarımız bizler halkın sesi olarak özellikle
işletmelerin düşmanı değiliz. Takdir edersiniz ki semtimiz tarihi bir yerleşim
yeridir. Sokaklar dar ve araç park etmeye müsait değildir. Fakat işletmelerin
valeleri ve bölgeye gelen ziyaretçiler sokaklarda her yere serbestçe araçlarını
park etmektedir. Tanımadığımız kişiler olması onlara acil bir durumda ulaşmayı
engellemektedir. Yangın veya acil bir hasta olduğunda, ambulansın, itfaiyenin
sokaklara girmesi imkânsızdır. Çok yakın bir yerde İSPARK ve M.Ünv. Otoparkı
olmasına rağmen valeler sokakları istediği gibi işgal etmektedir. Semt
halkımızı da rahatsız ederek ciddi olumsuz sorunlara sebep vermişlerdir.
Toplarönü halk plajı 1955 yılından itibaren 1985 yılına kadar
halk plajı olarak kullanılan eski özel mülkiyet sahipleri bu alanın kamusal
hizmette kullanılmasını için Belediye’ye devrettiğini öğrendik fakat daha sonra
Erdal İnönü tarafından konutunun yan kısmı olması sebebi ile kiralama yoluyla
ve güvenlik sebebi ile İnönü Ailesinin kullanımında idi. Son 10 yıl içerisinde
İnönü ailesi vakfı tarafından mülkiyeti satıldığından alan kimselerin
kullanımında kalmadığı gözükmektedir, halkımız tarafından imza toplanarak halk
yaşamına kazanılması istenmektedir. Boğaz gibi denize cepheli yaşam alanı olan
fakat hiç kimsenin bu alandan faydalanamaması üzücüdür. Amacımız bu alanın
kontrollü bir şekilde halk yaşamına tekrar kazandırılmasıdır.
Anadoluhisarı Kalesi ve Namazgah’ın restorasyona girmiş
olması ve restorasyonun usulüne uygun yapılıp yapılmadığının takibi
restorasyonun ihalesini alan firmanın gerekli bilgi ve donanıma sahip olmasının
tarihi dokuya zarar vermeden işi gerçekleştirmesi gereklidir.
Anadoluhisarı mezarlıklarının iç acısı durumu, Hisar’da ki
tarihi Osmanlı çeşmelerinin kaderine terk edilmiş olması, bölgemizdeki tarihi
anıt ağaçların korunması, Baruthane Çayırı ve parkının durumu, Küçüksu
çayırının yaşama kazandırılması ile ilgili teşekkür.
Bölgemizin Coğrafi konumu gereği işletme ruhsatı verilmesi
konusunda daha dikkatli ve planlı değerlendirilmesi ve Muhtarlık ve
Derneğimizden görüş alınmasının olumlu sonuçlar getireceğini bildiririz.
Çeşmeler 2004 yılında o zaman ki Kültür Müdürü tarafından Derneğimizden gerekli tarihi bilgiler alınarak yeniden ihya edileceği bildirilmiş fakat sadece kitap olarak basılmıştır. Bu güzel Osmanlı eserleri halen kırık dökük bakımsız olarak durmaktadır. Son zamanlarda 7 çeşmeden 1 tanesi tadilat yapılmıştır.” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından Göksu Deresi boyunca yaşanan
olumsuzluklar yerel basına yerinde gösterildi.