MEHMET BARLAS İLE DOBRA DOBRA BEYKOZ

07-03-2009 11206 6 yorum. Yorum Ekle

Ulusal Basının en önemli isimlerinden olan Mehmet Barlas ile ülke gündeminin önemli bir maddesi haline gelen ve Beykoz’daki yaşamın önümüzdeki dönemde şekillenmesine emsal teşkil edebilecek “ACARİSTANBUL” konusundan, Beykoz’un İmar sorununa, işsizliğine, turizmde yaşanan sıkıntılara, kapanan fabrikaların durumuna, yerel yönetimimizin çalışmalarına kadar, her şeyi “DOBRA DOBRA” konuştuk.

Bizleri Kavacık Otağtepe’deki evinde kabul eden Mehmet Barlas’ı okuyucularımıza biyografi niteliğinde tanıtmanın yanlış olacağı düşüncesindeyiz, çünkü o büyük mücadeleler ederek basın dünyasına kendisini kabul ettirmiş, binlerce okuru olan bir Türk aydını.
Bu açıdan değerli yazarımızı Beykoz’da ikamet etmesi sebebiyle içimizden birisi gibi görüyoruz, çok geniş bir söyleşi olduğu içinde, sorularımızı aktarıp, aldığımız net cevapları direkt sunuyoruz.

Doğuş Haber: Beykoz gönlünüze nasıl düştü ve nasıl Beykozlu oldunuz ?

1916 yılında dedemin Hakim olarak İstanbul’a atanması ile ailemiz Yeniköy’e yerleşmiş, İstanbul ve boğazla tanışmam bu vesileyle oldu. Eskiden İstinye’de izmarit avlayıp onu yem olarak kullanıp Beykoz’da lüfer avlardık, bu vesileyle Beykoz eskiden beri çok sevdiğim bir yer,
İlerleyen yıllarda buradan mülk edinme şansım oldu ve Beykozlu oldum.

Doğuş Haber: Özellikle Beykozluların ve tüm Türkiye’nin merak ettiği Acaristanbul konusundaki görüşlerinizi almak istiyoruz. Acaristanbul olayında yasal olmayan bir yöntem uygulanmış mı dır, daha önce ruhsat veren Belediye Başkanı doğrumu, yanlış mı yapmıştır. Mevcut Belediye Başkanın tavrını nasıl buluyorsunuz. Netice de, yıkım olur mu? Olmaz mı?

Şimdi bakın hukuki açıdan cevap veremeyeceğim sorular var, konu yargı sürecinde Danıştay’dan ne sonuç çıkacak diye bekleniyor.
Ama benim şahsi görüşüm şu;
1940-45 yıllarında Demokrat Parti kurulduktan sonra, 1946 da konunun tartışıldığı ve CHP Bolu Milletvekili Fahir Rıfkı’nın durmadan meclise çıkıp, köylüler ormanları tehdit ediyor sözlerine karşılık, Demokrat Partililerinde Sen ormanların mı, yoksa milletin mi vekilisin” sözleri bilinmekte.
Burada böyle bir çarpıklık var, insanlar düşünülmüyor, insanların rahat yaşaması düşünülmüyor. Tabiatı koruyacağız diye TABİAT İNSANLARIN KARŞISINDA BİR OLGU GİBİ ele alınıyor. OYSA TABİAT DOĞAYLA, İNSANLA BİR ARADA YAŞADIĞI ZAMAN KEYİFLİ OLUYOR, yani el değmemiş içine insan girmemiş, kimsenin yararlanmadığı tabiat alanının ne anlamı var. Bütün Brezilya yağmur ormanlarıyla dolu, içine insan girmediği zaman bir anlamı var mı? Beykoz’da dahil olmak üzere tüm İstanbul’a uçaktan baktığınızda, yeşil görünmesine karşın içinden için için çürüyen alanların olduğu da bilinmekte. O yüzden, bütün ormanlarını geliştirmiş ülkelerde bunlar özelleştiriliyor. Finlandiya, Norveç ve İsviçre bunun örnekleri. Şimdi Acaristanbul’da, Beykoz Konaklarında ve buna benzer düzenlenmiş alanlarda oturanların tabiatı koruma bilinci olacak, tepeden Acaristanbul’un fotoğraflarını gördüm, şimdi oralarda muntazam inşatlar yapılmış, etrafta alanlar var, orada insanlar yaşamaya başlasın 5 sene sonra o binalar ağaçlardan görünmez.

Ben Otağ Tepeye geldiğimde buralarda mezbeleydi, sadece ben bu küçücük bahçeye an az 1000 tane bitki diktim ve bunun yarısı ağaçtır. Burası çöplüktü bakın şimdi nasıl oldu. Şimdi Acaristanbul’da da bilinçli insanlar, arıtma tesisi yapılmış bir yerleşim merkezinde yaşadıkları zaman, etraflarında ağaç görmek isleyeceklerdir. Boğazın dokusu bozuluyor diyorlar, bende boğazın 1860 kırım savaşı zamanında çekilmiş fotoğrafı var, tek ağaç yok ve her yer boz kır, eğer boğaz şu an yeşilse, özellikle 1980 sonrası yapılanmada dikilen ağaçlar sonrasında bu hale geldi. O bakımdan binalara ve yerleşime karşı olmayı ben doğru bulmuyorum.

Beykoz değil, İstanbul’un % 60’ı gecekondu ve ruhsatsız yapı, burada ruhsatı alınmış planları yapılmış modern siteleri yıkalım diyeceksin, ya ötekiler ne olacak, böyle hakkaniyetsiz ve adaletsiz bir bakış açısı olmaz.
Türkiye’deki imar yasalarına göre, elindeki toprağın çok az bir bölümünü kullanabiliyorsun, 1980 yıllarında iptal edilen boğaz kanununa göre yapılan yapının tabanının % 6 ya oturtulması gibi zorluklar yüzünden, çeşitli hile yollarına gidilmekte. Türkiye de bu sebeplerden dolayı inşaat yapmak çok zorlaştı, yapanlar bu sebepten yasalara uymadan nasıl yaparım ve kamuda nasıl işimi hallederim telaşındalar.
Karşımızda kocaman bir Sultanbeyli gerçeği var, bir tane tapu göstersinler bakalım, ortada böyle bir gerçek varken gelip burada, Acarkent’e, Beykoz Konaklarına BALTA KIRMAK bana yanlış geliyor, asıl Beykoz’un sorununu, asıl tabiatı koruma sorununu insanlar görmedikleri için böyle bir hedef gösteriyorlar, bunlar konu mankeni oluyor, benim gördüğüm bu.

Doğuş Haber: Sizi Beykoz Vakfının organizasyonlarında ve birde İlçe Kaymakamımızla olan yakın dostluğunuz vesilesiyle görebiliyoruz, neden sizi daha fazla Beykoz’da göremiyoruz ?

Takdir edersiniz ki, zaman zaman günde üç yazı yazmak zorunda kalıyorum, her akşam televizyona çıkıyorum, ayrıca panel ve seminerleri de katarsak zaman bulamıyorum. Sabah Gazetesinin bir kutlamasında A.Kavağı Yoros Kalesinin onarımı ile ilgili milyonlarca dolarlık bir harcama olanağı doğmuştu, o süreçte Beykoz Vakfı Başkanı ve İlçe Kaymakamı ile tanışmışlığım başladı, bu iki dosttum ile tanışmış olmaktan çokta memnunum. Ne var ki bu proje bürokrasiden, üniversiteden, askeriyeden ve birçok nedenlerden dolayı hayata geçirilemedi. Beykoz Kaymakamı Cengiz Gökçe ve Beykoz Vakfı Başkanı Şaban Tören ile dostluğum halen en güzel şekilde devam ediyor.

Doğuş Haber: Sizce, Beykoz’un nüfusunun 100 bin rakamının altına çekileceği söylenmekte, yapılacak planlarda böyle bir gelişme Beykozluyu hangi ölçüde etkiler. İlçeden göç söz konusu ve yeni bir imar affı olabilir mi?

Beykoz’da nüfusun düşürülmesi ile ilgili bir çalışmadan haberim yok, Beykoz’un sorunu dışarıya göç verilmesi sorunu değil, ilçeye sermayenin aktarılması sorunudur ve öncelikle çözüme kavuşturulmalıdır. Üç büyük tesis durdu, bunlardan iş bankası için çok büyük müteşebbislerle konuştum fakat iş bankası ısrarla satmıyor. Yine içki fabrikası için büyük firma ile görüştüm, bu tesisi alabilmek ve turizme yönelik açmak için yabancı sermaye beklemekte.
İlçede, örneğin Riva tarafında yeni yerleşimlerin olduğunu görüyoruz, Beykoz Karadeniz’e sahili en çok olan ilçe konumunda ama bunun 3 kilometresi askeri alan içerisinde ve girilemiyor, yakın zamana kadar A.Kavağına bile özel izinlerle girilebiliyordu. Öte yandan geriye kalan 500 metrelik alanı da, sanayi atıklarının bırakıldığı dere kirletmekte. Yani bir yandan 3 km sahil halka açılmalı, öte yandan da, dere temizlenmeli.
Aynı sıkıntı yoros kalesine ait olan bölümde de var, asker orada konutlar yapmış. Burada yeni baştan Beykoz’un sıkıntıları ele alınarak, Asker-Sivil ilişkilerinin yeniden düzenleneceği bir ortam yaratılmalı. Kısaca Türkiye deki tüm çarpıklıklar Beykoz’da da yaşanmakta.
Göç olacağını düşünmüyorum, o zaman İstanbul’un % 60’ı göç etmeli bu imkansız. İmar affı konusuna gelince 1950 yıllarından sonra yaşanan hızlı yerleşimlerde zaman zaman imar afları olmuştu, günümüzde de olacağı kesindir. Yoksa yıkımla bu işi çözmek mümkün değil, o zaman bir Sultanbeyli’yi tamamen yıkıp yok sayacaksın ki, bu hiç mümkün değil orada şu an birçok yatırımlar var.

Doğuş Haber: Fabrikaların terkedilmiş görüntüsü Beykozluyu Psikolojik açıdan ciddi anlamda etkilemekte, fabrikaların bu durumda olmasını engellemek adına sahipleri zorlanamaz mı?

Tabi ki olabilir, yalnız Beykoz Devlet açısından öncelikli bir ilçe değil, nasılsa İstanbul’un bir ilçesi diye, öncelik hakkını Anadolu illeri ve ilçelerine kullanmaktalar ve Beykoz’un yoksulluğunu öncelikli düşünmüyorlar bütün mesele bu. Böyle bir talebin de hükümetten geleceğini sanmıyorum, iş bankası ile görüştüm onlarında böyle bir derdi yok. Mesela cam denilince akla Murano geliyor, murano tüm Dünyada bir kristal merkezi olarak biliniyor, fakat Beykoz’da Türkiye için böyle bir değer, ama Beykoz’da böyle bir yapılanma oluşmamış, bu tamamen iş bankasının ve buradaki çalışmayan fabrikaların sorunu değil gibi, bu bir nevi devletin sorunu, kısaca bu semt sanki yok sayılıyor.

Doğuş Haber: İlçenin en büyük sorunlarından işsizlik için görüşleriniz nelerdir?

İşsizlik sorunu Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerinde sıkıntısı, örneğin Hindistan bu sıkıntısını bilişim teknolojisini geliştirerek, Çin ise serbest bölgeler yaratıp sanayi oluşumunun yolunu aşarak sıkıntılarından arınmaya çalışıyor.

Türkiye ikinci bir Murano olabilirdi, Beykoz bunun için çok müsait bir ilçeydi ama bu vizyon gerektiriyor. Burada seçilen belediye başkanlarının böyle bir vizyonu yok. Küçük yerel politikacılar kendi kafalarında bir öncelik belirliyorlar, o öncelik aslında Beykoz’un gerçek sorunuyla ilgili değil, kimi diyor ki ben tiyatro yapacağım, kimi diyor ki ben burada sosyal adaleti sağlayacağım. Mümkün değil böyle bir şey, vizyon sahibi Belediye Başkanı, vizyon sahibi Anakent Belediye Başkanı ve vizyon sahibi Başbakan üçgeninin olması lazım. Türkiye’de maalesef böyle üçlü bir araya gelmiyor.

Doğuş Haber: İlçemiz Turizm adına işlenmesi gereken bir potansiyele sahip, yapılan çalışmalar yeterli gelmiyor ki, hiç yol alınamadı. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir?

Beykoz’un talihsizliği var, ta 2. dünya savaşı öncesinden kalan askeri bölge sorunları var. Yani düşünün ki bu bölgenin Karadeniz açılan boğaz gören A.Kavağına gitmek için askeri bölgeden geçmek gerekiyor. Yıllarca A.Kavağına böyle gidilmeye devam edildi, son yıllarda rahat gidilse bile bu yatırım girmesine yeterli olmadı, 2. sıkıntı ise boğazın en gözde semti sanayi bölgesi olarak düşünülmüş ve bu sebepten Beykoz’da turizm sektörü hiç gündeme gelmemiş. Yeni yeni turizm adına gelişmeler olmakta, Sultanahmet’i turizm adına önemli bir yer olarak bilmemize karşın oda yeni yeni turizme açılmaya başladı. Konfeksiyon sanayisinin merkeziydi hızla değişime uğruyor ve halen şekillenmesi devam ediyor. Dünyada yatırım için trilyonlarca dolar dolaşıyor, önemli olan bunları ülkeye çekmek, özellikle Beykoz’a çekmek, çünkü Beykoz bakir ve işlenmesi gereken bir alan, Beykoz’da da zamanla çok gelişmeler olacak ama, şu anda hızlı bir atılım sağlayacak dünya görüşünü ben henüz yöneticilerde göremiyorum. Aslında ülkenin yeni bir Özal’a ihtiyacı var.

Doğuş Haber: Basında zaman zaman aleyhinize yazılar çıksa da, çeşitli zamanlarda o gazeteciler, kurum temsilcileri, Milletvekilleri, veya akademisyenler ile bir araya geldiğiniz açık oturumların mutlak galibi çıkıyorsunuz bunu nasıl başarıyorsunuz?

Ben Türkiye’nin en çok okuyan ve araştıran gazetecilerinden biriyim, bu tür oturumların galibi yoktur herkes bildiğini söyler, ben çok dikkatliyimdir, benden önceki ve sonraki konuşmacıları dikkatle dinlerim, eğer doğruları varsa onları kabul eder, yine hazırladığımı sunarım. Bu titizliğim farklı algılanıp beni galip gibi gösterebilir ama bu tür oturumların galibi yoktur.

Doğuş Haber: Beykoz Belediyesinin çalışmalarını, dışa ve ulusal basına yansıdığı kadarıyla veya dönüp Beykoz’a geldiğinizde, nasıl buluyorsunuz?

Daha nihayi karar vermek gibi bir durum yok, Beykoz Belediye Başkanı Muharrem Ergül, kafasında sanat ve tiyatronun bulunduğu bir belediye başkanı, ama Beykoz’un sorunu tiyatro ve kültür değil. Tabi ki bu alanda da hizmet vermek çok güzel, yalnız Beykoz’un sorunlarını konuştuk, üç tane fabrika boş dururken, onların nasıl işler hale getirilmesi konusunda kamuoyuna duyurduğu bir şey yok. İşsizlik, çarpık yerleşme sorunlarını kamuoyuna ve mensubu olduğu AK Parti iktidarına duyurma konusunda, ben sayın belediye başkanının çok aktif olduğunu düşünmüyorum.

Doğuş Haber: Sohbetimizin başındaki serbest bölümde, gazetemiz ile ilgili görüşlerinizi belirmiştiniz, gazetemiz ile ilgili görüşlerinizi tekrar aktarabilirmisiniz?

Böyle bir ilçede, böylesine kaliteli bir yayın organının bulunması bence hem demokrasi açısından, hem de kamuoyunu aydınlatma adına önemli bir hizmettir, çalışmalarınızı hakikaten takdirle izliyorum Allah kolaylık versin.
NOT:
10 ŞUBAT 2007 TARİHİNDE WEB SİTEMİZDEN YAYINLADIĞIMIZ VE AYRICA 51. SAYIMIZDA MANŞETTEN YAYINLADIĞIMIZ MEHMET BARLAS İLE DOBRA DOBRA MANŞETLİ SÖYLEŞİMİZİ OKUYUCULARIMIZDAN GELEN YOĞUN İSTEK ÜZERİNE 17 KASIM 2007 CUMARTESİ GÜNÜ YENİDEN GÜNCELLEDİK
NOT.
ULUSAL YAZARIN BEYKOZ DÜŞÜNCESİNİN HATIRLANMASI İÇİN HABERİMİZİ 7 MART 2009 TARİHİNDE YENİDEN GÜNCELLEDİK




07-03-2009 11206 6 yorum. Yorum Ekle

Yorumlar

hasan şatıroğlu 13-02-2007

kanaat

ozan'cığım:Beykoz için yapılmış en güzel roportaj.Barlasın içimizden biri olması fikirlerini bizimle paylaşması açısından güzel.Tebrikler Doğuş Habere

ozan derviş 13-02-2007

açıklama

sayın şatıroğlu
yorumunuz için ve dilekleriniz için teşekkür ederim. hiç yapmadığım bir şeyi yapıp size buradan herkesin gözü önünde hitap etmek istiyorum. pazar günü ailenizin en mutlu gününde yanınızda olamamanın üzüntüsünü yaşadığımı herkesin bilmesinden yanayım. davetiyenizdeki basım hatasını kalem ile düzeltmeniz ve büromuzdaki görevlinin direk sonradan elle yazılan saat dilimini dikkate alarak bizi yönlendirmesi, çok çok müsait olmamıza rağmen oğlunuzun düğününde bulunmamızı engelledi.
bunu şahsınız ile nasıl paylaşırım diye kara kara düşünürken, şahsıma özel yorumunuz vesilesiyle yedi millet önünde paylaşmak istedim.
elimizde olmayan nedenlerden dolayı katılamadığımız davetiniz için tüm şatıroğlu ailesinden özür diliyorum. ayrıca lutfedip genç çiftlerin bir fotoğrafını mail yolu ile ulaştırabilirseniz, bizlerde bu güzel haberi tüm okuyucularımız ile paylaşmaktan şeref duyarız.
genç çiftlere bir ömür boyu mutluluklar dilerken önlerindeki yaşamda her istediklerinin gönüllerinden geçirdikleri gibi olmasını temenni ediyorum.
ozan derviş

Rukiye Çakır 17-11-2007

Mehmet Barlas

Basın dünyasında önemli isim olmuş, sevenlerininde karşıtlarınında çok olduğu ender yazarlardan birisi olan, Mehmet Barlas'ın Beykoz konulu sohbeti harika, tekrar manşete taşıdığınız için teşekkürler.

cengiz 18-11-2007

tebrikler

kısa ve öz tebrikler doğuş haber

BAŞKAN 18-11-2007

tesisatdunyasi@yahoo.com.tr

MERHABA; Sevgili kalem dostları bu söyleşi ve Beykoz un dertlerinin ve sorunlarının masaya yatırılması Beykoz-u yönetenlere sunulunmuş bedava danışmanlık niteliğini taşıyor. Doğru soru sormanın güzelliği karşısında mükemmel derecede güzel cevaplarda gazeteci tabiriyle çuk diye oturmuş söyleşenin göbeğine. Şimdi Beykoz yetkilileri adına üzülmedim dersem yalan olur halka bilmiyorduk söyleyen olmada gibi klasik yalanlarda atamayacak garibanlar vah, vah. Hadi bakalım beyler iş başı yapında MAYIS 2008 de yapılacak yerel seçimlere yüzünüzün akı ila çıkın noksanlarımızı bitirerek. Haaaa şunu sezer gibiyim çok biliyorsan gelde kendin yap de gibisiniz merak etmeyin o koltuklarda gözüm olsaydı hangisinde istesem orada otururdum. SAYGILARIMLA. Fahri ORMANLI “WORLD REGIONAL PUBLISHERS ASSOCIATION” (DWBTR)Kurucu başkanı.0538,6886421,



AYSEL CAN EKŞİ 21-11-2007

İYİ ARAŞTIRMACI!

ARAŞTIRMACI YAZAR SAYIN BARLASA ÖNERİM ÖNCE SAİP MOLLA ORMANI İLE SERDAROĞLU ORMANININ AYNI YER OLUP OLMADIĞINI ARAŞTIRSAYDI,BİRİNİN BİTMİŞ BİR YERLEŞİM OLDUĞUNU DİĞERİNİN İSE RUHSATININ DANIŞTAYDAN DA ONANARAK İPTAL EDİLDİĞİNİ BİLİRDİ.ARAŞTIRMAYI İYİ YAPMAK GEREK, HELE DE İMAR-HUKUK KONUSUNDA KONUŞUYORSANIZ.SAYGILARIMLA

Toplam 6 yorum bulundu. 1-6 arası listeniyor.
Erdal Uzuner

YAZA SAVAŞLA GİRERKEN

03-07-2025 Yorum yok. 673
Ozan Derviş

UNUTMAYALIM BEYKOZ’DAN BAŞKA BEYKOZ YOK

27-06-2025 Yorum yok. 983
Neyir Erkan Şişman

Dilsiz Özgürlük

27-06-2025 Yorum yok. 776
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

GÜÇLENMENİN YOLU...

27-06-2025 Yorum yok. 748
Hacı Arıcı

CEFAKAR ANNE, FEDAKAR BABA

27-06-2025 Yorum yok. 866
Cüneyt Pulant

Değerli dostlarım,

27-06-2025 Yorum yok. 719
Yaprak Akın

BELKİ BİR GÜN, NE ZAMAN BİLİNMEZ!!!!!

27-06-2025 Yorum yok. 638
Asım Özdemir

SPOR CAMİASINDA BEYKOZ’UN DEĞERİ İŞ BAŞINDA

15-06-2025 Yorum yok. 1283
Kemal Efe Şişman "Konuk Yazar"

Bu Kalp Seni Unutur Mu?

30-05-2025 1 yorum. 2882
Asiye Çakır

İNSAN İNSANA…

30-05-2025 Yorum yok. 670
Tuncay Ünde

UZAKSIN BANA

28-01-2025 Yorum yok. 1370