Dostlarım, Ozan bu başlıkta nereden çıktı diyebilirsiniz ve hatta Ramazan Ayının girmesi ile alakası var mı diyenler de olabilir. Yok, ama ne tesadüf ki mübarek ay geldi kapımızı çaldı ona da bağlamakta fayda var tabi ki.

Yazımın başında ünlü düşünür Mevlana’nın sözlerinin sözlük anlamını aktarayım, çünkü yazımızın kılavuzu o sözler olacak.

“Dürüst kişi, kendini olduğu gibi tanıtır. Gerçekte kişi neyse, görünüşü de öyle olmalıdır. Ancak kendini olduğundan üstün biriymiş gibi tanıtan kişi, ikiyüzlü, yalancı ve riyakârdır”

İlçemizin dışına çıkmaya pek gerek yok, fakat yaşadığımız ve geride bıraktığımız bir referandum oldu. Siyasi büyüklerimiz genelleme yaparsak dedi ki bu bir seçim değil ve siyasi konu değil, devlet meselesi veya rejim meselesi. Tamam öyle olsun her iki tarafın dediğini de doğru diyelim çünkü atı alan Üsküdar’ı geçti bile. Peki o zaman bu Anayasa Maddelerinin halka net anlaşılır ifadeler ile anlatılabilmesi varken, her seçimde olduğu gibi siyasilerimiz kendisinden geçercesine konuyu doğru işleyip vatandaşın önüne koymak yerine kavram kargaşası yarattılar. Ardından, Ne oldu konuyu az da anlasa eksikte bilse Halkın dediği oldu.

Yani uzun lafın kısası halk ey siyasiler oturun oturduğunuz yer de ve bizi hafife alan bir siyasi yapılanmaya girmeyin, attığınız her adımın içerisinde biz varız ve bunu hiçbir zaman unutmayın, dedi.

Hep istisnalar kaideyi bozmaz diye bir söz vardır ve kullanılması zaman zaman gerekli olmaktadır. Sözlerim konusunda da istisna olanları kapsamadığını vurgulayarak devam edeyim.

Ülkemizde siyaseti, siyasetçileri ve oy veren halk kitlesini anlamak mümkün değil;

Bir tarafta teşkilata tamamen hakim olabilen ve geride kalan zaman içerisinde sülale efradının ekonomik gücündeki değişikliği anlatacak lügat bulamayanlar ve buna rağmen başarı grafiği hep yüksek bir siyasi çalışma dönemi geçirip, siyasetin zirvesine çıktıkları halde, kendilerine başka siyasi hedefler koyabiliyorlar.

Diğer tarafta geçmişleri entrikalar ile dolu göreve gelişleri, görevden ayrılmaları, zaman zaman sert çıkışlar olduğunda geçmişte, yaşananların maksatlı olarak yeniden gündem oluşturulması ile sus pus olunan bir siyasi mekanizma ile yürüyen kandırmaca bir düzen.

Ya halk olarak bize ne oluyor, her seçim sonrası sokakta veryansın ediyoruz. Ne iktidarı beğeniyoruz ne muhalefeti sanki önümüzde siyaset yapanlar ve dün gelip bizden oy isteyenler onlar değilmiş gibi veryansın ediyoruz. Bu dert yanmalar ile gelecek seçim dönemine kadar avunuyoruz hatta uyutuluyoruz(burası tam bir araştırma konusu, bizi aşan bir konu)  Peki sonra yine bir seçim dönemi geliyor, beş sene konu üzerine yorum yapan biz halk kitlesi, seçim döneminde yeniden kutuplaştırılıp adeta afyon yutmuş gibi sandığa gidiyoruz.

Bütün bunların yanında ilçemiz de ki durum da ülke genelindeki siyasetin olumsuz yönünden farklı değil;

Dün arkalarında kitleler bulunan siyasi liderler bir bir saf değiştirip, yeni kimlikleri ile boy göstermekteler, bunların içerisinde toplum tarafından hak verilenlerde olmasına rağmen, bazılarının yaşadıkları siyasi değişikliği kabullenemeyen, ne yapalım kendi kararları; alan memnun veren memnun diyen bir kitlede yok değil.

Uzun lafın kısası oy zamanı oyumuzun hesabını yapmadan, sandığa giden bizler, siyasi analiz yapmadan hep birileri gelsin bizleri yönlendirsin diye bekleyen bizler, şimdi uluslararası ilişkiler uzmanı kesildik. Şu devlet ile aramız böyle bu devlet ile aramız böyle, yok şununla savaşa girmek üzereyiz, yok ona ne oluyor onu bir kaşık suda boğarıza varıncaya kadar, bu işim mektep boyutunu okumuş ve okuyanlardan bile daha iyi siyasi analiz yapmaya kalkıyoruz.

Yani biz genel olarak, YA OLDUĞUMUZ GİBİ GÖRÜNMELİYİZ YA DA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OLMALIYIZ…

On bir Ayın Sultanı Ramazan’ı Şerifinizi tebrik eder, birlikte sağlık ve sıhhat içerisinde Bayrama Kavuşmayı dilerim.