Bu soru her zaman aklımı kurcalamıştır. Bulunduğumuz coğrafya gerçekten kaderimiz midir? Soru daha en baştan hep bir sıkışıp kalmışlığı çağrıştırmaz mı? Çoğu zaman herkes birden bu soruya evet kaderimizdir? Diyebilir. Oysaki hep iki şıklı cevabı olmalı bu sorunun. Evet, coğrafya kaderimizdir. Hayır, coğrafya kaderimiz değildir. Genel olarak cevap negatiftir çoğu zaman. Bulunduğunuz coğrafyanın bizi etkilediğini düşünürüz. Evet, etkilerde. Bazen negatif bazen de pozitif yönde. Sıkışıp kaldığınızı düşünürüz bulunduğumuz coğrafyada kimi zaman. Eğer gerçekten ister ve kendinizi geliştirebilirsek o coğrafya artık bizim için negatif değil pozitif olur. Bende böyle pozitif bir örnekten bahsetmek istiyorum. DARA’LI AZAD
Geçtiğimiz Günlerde katıldığım GAP
turu sırasında öyküsüne bizzat şahit olduğum 14 yaşındaki gencecik Daralı Azad’
ı anlatmak istiyorum sizlere. Fakat öncesinde biraz Dara Antik Kentinden
bahsedelim.
Dara Antik Kenti, Mardin’in 30 kilometre güneydoğusunda bulunan Oğuz
köyünde yer almaktadır. Yukarı Mezopotamya'nın Efesi ve en önemli yerleşim
yerlerinden biri olan Dara, İmparator Anastasius tarafından (491-518)
girişim 505 yılında, Doğu Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırını Sasanilere
karşı korumak için askeri amaçlı bir garnizon kenti olarak kurulmuştur. Roma
İmparatorluğu'nun çöküşüyle şehir zaman içinde önemini yitirmiştir. Kaya içine
oyulan yapılardan oluşan ve geniş bir alana yayılan kentin çevresi 4
kilometrelik bir surla korunmuştur. İç kale, kentin kuzeyinde, 50 metre
yükseklikteki bir tepenin üst düzlüğüne kurulmuştur. Ören yerinde kilise,
saray, çarşı, zindan, tophane ve su bendi kalıntıları halen görülebilmektedir.
Kentin altında bulunan dev sarnıçlar hem su ihtiyacının karşılanmasında hem de
savunma amaçlı kullanılmıştır. Ayrıca köyün etrafında, tarihleri Geç Roma
dönemine kadar giden mağara evlere rastlanmaktadır. Dara’nın en etkileyici ve
görülmeye değer yapılarından biri de mezarlık alanıdır. Ana kayanın
yontulmasıyla, derin ve geniş vadiler biçiminde oluşturulan kaya mezarları,
kentin batısındaki geniş tepeler üzerinde yer almaktadır
Daralı Azad iste bu köyde doğup büyümüş bir evladımız.
Uçsuz bucaksız Güneydoğu Anadolu topraklarında sınırlı imkânların olduğu bu
kırsalda azmin ve başarının öyküsü. GAP turumuzun Dara Antik Kentine yaptığımız
gezisi sırasında tanıdık kendisini.
Turumuzla buraya geldiğimizde Tur Rehberimiz bizi Azad ile
tanıştırdıktan sonra turumuzun Dara Antik kenti tanıtımını ve anlatımını
kendisi yaptı ve o bölgeye hâkimiyeti dolayısı ile de bize yapmış olduğu
sunumdan çok etkilendik. Kendisi Turizm ve Otelcilik eğitimi alıyor. Ve hayali
gün birinde kendi Tur Acentesini kurup bizleri kendi firması ile yolculuğa
çıkarmak. Gurur duyduk kendisi ile. Rehberliği sonunda kendisine verdiğimiz
harçlıkların eğitimde ufak bir katkısı olması en büyük dileğimiz. Dara’dan güzel
duygularla ayrıldık. Bu zor coğrafya da böyle azimli ve güzel çocuklarımız
olması içimiz ısıttı. İşte bu çocuklar bizim geleceğimiz ve sonuna kadar
desteklenmeli. Şimdi sizleri Coğrafyamız kaderimiz midir? Sorusu ile baş başa bırakıyorum.
Sevgi ile kalın.