
Ülkemiz 2020 yılında yaşanan Covid salgını döneminden sonra yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek doviz kuru ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum özellikle ücretli çalışanlar ve emeklilerin alım gücünü düşürmüş, bu nedenle birçok kişinin hayat standartları düşüş göstermiştir. Özellikle temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları nedeniyle halkın alım gücü azalmıştır.
2020 yılında; asgari ücret 2324 TL.  simit- 2TL. 
Ekmek 1.5TL
2025 yılında; asgari ücret 22.100TL.
Simit-20TL.  Ekmek 18TL. 
Asgari ücretli bir çalışan;
2020 yılında 1550 ekmek alabiliyorken, 2025
yılında 1227 ekmek alabiliyor.  2020
yılında 1162 simit alabiliyorken, 2025 yılında 1105 simit alabiliyor. Bu
örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Günümüzde çalışan bir kişi emekli olunca
alacağı toplu para ile ev veya araba alma imkânı oluyorken, şimdi bunların
hiçbirini alması mümkün değil. Halkın alım gücünde düşüş yaşanması, alım
gücünün zayıflaması beraberinde üretimi de azaltmıştır. Sanayicimiz ürettiği
ürünleri satabilmek için yeni pazarlar bulmak zorunda kalmaktadır. Ayrıca
faizlerin yüksek olması da üretime gidecek sermayeyi de olumsuz etkilemekte,
parayla para kazanmanın cazibesi artmaktadır. Parası olan daha zenginleşirken,
sabit geliri olan çoğunluk mali olarak zor günler geçirmektedir. Bu durum ne
zamana kadar devam edecek, halkımızın alım gücü ne zaman düzelecek belli değil.
Beykoz gibi emekli nüfusun fazla olduğu bir ilçede ekonomik durumun düzelmesi
oldukça önem arz etmektedir. Lokantalardaki müşteri sayısı azalmış, insanlar
ailecek lokantaya veya restorana gidip yemek yiyemez duruma gelmiştir.
Beykoz’da yeni yapılan 3 oda 1 salon daireler ortalama 20-25 milyon TL.
civarında iken orta halli bir aile bu daireyi nasıl alabilir, bu pek mümkün
görünmüyor. 
Hal böyle iken kısır siyasi çekişmeler,
belediye başkanlarına yapılan operasyonlar halkın ekonomisini olumsuz
etkilemekte enflasyon oranları düşüş göstermemektedir. Ne diyelim, önümüzdeki
günler, aylar ve yıllarda halkımızın ekonomisi inşallah düzelir.