İçinde
bulunduğumuz ayda birçok arkadaşım, tanıdıklarım benden ortak bir isteği vardı.
O da Beykoz çayırının geçmişten günümüze kadar Beykoz halkı için önemini ve
çayır üzerinde yapılan değişikleri anlatan bir köşe yazısı...
Ben de,
Beykoz çayırın geçmişini benden daha iyi bilen ve ağabeyim olan RECEP ÜNDE’den
rica ettim. Sağ olsun o da bir Beykozlu hassasiyeti ile beni ve siz değerli
okurlarımı bilgilendirdi.
***
"BEYKOZ'A
DIŞARIDAN BAKMAK"
Öz Beykozlu
olarak Beykoz’a her açıdan dışarıdan bakınca birçok şeyi objektif olarak görmek
mümkün oluyor. Örneğin, tarihi Beykoz çayırı ‘’Millet Bahçesi’’ projesi gibi!
Beykoz
çayırının kendisi ve çevresi özellikle 1600’lü yıllardan itibaren genellikle
Osmanlı yönetimi tarafından ve yerleşik halk tarafından yoğun olarak
kullanılmaya başlanıyor ve 1980’lere kadar tarihsel/kültürel varlığı ve içi
dolu etkinlikleri artarak ve gelecek nesillere aktarılarak devam ediyor.
Ancak
kültürel ve tarihsel boyutu çok eski olan ve zamanla yollarla ayrılmış şekliyle
toplamda 5 parçadan oluşan Beykoz çayırından bugüne kala kala maalesef 1,5
parçası kalıyor!
İlk olarak
1980’lerde bir parçası vizyonsuzluk eseri olarak pazar alanı yapılmış, bu
alanın yola paralel kısmında ise adeta gecekondu misali dükkânlar yapılıp
kiraya verilmişti. Pazar alanında betondan onlarca musalla taşı gibi sabit tezgâhlar
yapılmış, görüntü kirliliği ortaya çıkınca kaldırılmıştı… Kalan parçalardan bir
diğerine aynı yıllarda stad yapılmıştı. 2000’li yıllarda beğenilmeyip yıkılıp
yeni stad yapılmıştı! Ortaçeşme tarafında dere buyunca olan kısma ise okul ve
diğer hizmet binaları inşa edilmişti.
Şimdilerde
‘’Millet Bahçesi’’ adı altında bir tarihi mekan ismine ek yapılarak tarihi alan
yukarıdaki örneklerde olduğu gibi yok edilmeye mi çalışılıyor?
Bahse konu
proje planlanırken, Beykoz’un tarafsız yaşlılarından, Beykoz’un gerçek tarihini
bilenlerden görüş alınmış mıydı?
STK’larla
proje üzerinde tartışılmış mıydı?
Yoksa ‘ben
yaptım oldu’ mantığı ile mi ilerlendi ve ilerleniyor?
Peyzaj
mimarisi için kaç farklı grupla ve tarihçi ile çalışıldı?..
Halk
oylamasına neden gerek görülmedi!?
Proje
onaylandıktan! sonra halk ile paylaşılıp varsa eksik, yanlış kısımları
düzeltildi mi..?
Ben, bu ve
benzeri sorulara cevap bulamadım. Belediyenin web sitesinde yüzeysel birkaç
cümle ve birkaç görsel dışında bilgi bulamadım.
Tarihi
çayırın uzantısında bulunan adeta tarihi alanlara ulaşım için kavşak noktası
olan Ortaçeşme Meydanı nasıl betonlaştırıldı, işlevsizleştirildi. Meydanın
simgesi olan çeşme neden silik durumda bırakıldı? Meydanın yeni simgesi
(alakasız şekilde) saat kulesi mi yapıldı?
Sırada
benim de mezun olduğum Hacı Numan İlkokulu ve Fevzi Çakmak Ortaokulu’nun
binaları mı var?
Son
yıllarda artan oranda tarihi ve kültürel yerler maalesef öncesinde algı
operasyonları ile zemin oluşturulup sonrasında yok edilerek veya isimleri
değiştirilerek nesiller arasında kültürel kopuklukların oluşmasına ve aidiyet
duygusunun körelmesine sebep oluyor ve bu işlemlerde ısrar ediliyor. Bu ısrar
bir proje mi? Tartışmaya açık.
Prof. Dr.
Hatice Ayataç’ın ‘’ Mekân, Kültür ve Bellek Çalışmaları’’ adlı çalışmasında
belirttiği gibi ‘’Toplumlar içinde
yaşadıkları mekânları inşa ederken, bu mekânlar da insanların kültürünü ve
kimliğini inşa eder. (…) Mekânın sahip olduğu soyut-somut değerlerin anlamının
korunarak gelecek kuşaklara aktarılması, kentlerin tarihsel ve kültürel
katmanlarının sürekliliği ile birlikte yeni toplumsal anlamların ve kullanım
değerlerinin üretilmesi belleğin sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından
hassasiyetle ele alınması gereken bir konudur. (…) Güncel kentleşme pratikleri
genelde var olanı yıkıp, yeniden yapma yaklaşımını benimsediğinden fiziksel
çevre sürekli ve hızlı bir değişim ve dönüşüme uğramakta, bu sırada mekânın
içerdiği bellek ve kültürel değerler de ortadan kaldırılmaktadır.”
Benim
korkum da tam bu yönde. Beykoz çayırı; Doğal yeşil alanı, beyaz ve sarıpapatyaları,
yer yer gelincikleri, seyrek de olsa beyaz zambakları, kendine has doğal bitki
örtüsü ve tarihi çınar ağaçları ile bezenen bir mekânken, belediyenin web
sayfasında yer verilen görsellerden, bazı yerlerin adeta kendine has doğal
güzelliği yokmuşçasına bir botonik bahçesi (Arboretum) olacakmış iması
sezinleniyor. Beykoz çayırı; geleneksel yağlı güreşlerinin, şenlik havasına
dönüşen toplu sünnet düğünlerinin, ünlü cambazların gösteri mekanı, büyük bir
alanda lunaparkı bulunan, mısır kazanlarının renklendirdiği terazi başı çeşmesi
alanındaki çay bahçesi ve dillere destan amatör futbol maçlarının seyir zevki
ve diğerleri, nesilden nesile aktarılan kültürel miraslar iken ve bunların
hepsinin bir ruhu varken bugüne -çayırın önemli bölümünün tahribatı nedeniyle-
çoğu günümüze aktarılamasa da en azından kalan kısımları hala Beykozlular için
önemli bir kent simgesiydi. Bu proje ile bu alan da mı tarihsel kimliğinden
uzaklaştırılacak?
Tarihsel
alanların restorasyonu olur. Yenileme adı altında isimler eklenerek veya
değiştirilerek tahribat yapılmaz. Biraz safça olan bir teselli!: Bu projede AVM
olmaması!
Herkesin
tüm bu yaşananlardan yapacağı bir çıkarım olacaktır mutlaka. Sonunda İnşallah
ben haksız çıkarım!
***
Bu
yazılanlara ve temenniye benim gibi tüm Beykozluların içtenlikle katılacağına
inanarak ağabeyim Recep Ünde ye bu katkısından ötürü çok teşekkür ederim…
Bizlere
zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz…