Dini hayatımızda çok önemli bir yeri olan, rahmet kapılarının
sonuna kadar açıldığı, yardımlaşma ve dayanışmanın arttığı, sevginin, saygının,
sabrın ve kardeşliğin daha da güçlendiği, birlik ve beraberliğin daha da
pekiştiği, Ramazan ayının sonuna yaklaşmış bulunmaktayız.
“Ramazan’ın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden
kurtuluştur.” (İ. Ebiddünya)
Sevgili Gönül Dostları;
Rahmeti, mağfireti ne çabuk ta geldi geçti, şimdi cehennemden
kurtulmak için kalan son 10 günlük dilimde, daha bir şevkle ibadet etme zamanı…
Bu kalan son mübarek günleri en güzel şekilde ibadetlerimizi yaparak
değerlendirmeyi Rabbim bizlere nasip etsin inşallah… Hiç kimse mutluluk ülkesi
cenneti reddetmez, yine aklı başında kimse de cehennemde azap çekmeyi istemez.
O halde, bu tabii durumu temin etmek için gayrete soyunmanın tam da
mevsimindeyiz. Yine bir Ramazan ayındayız, tüm mağfiret imkânlarıyla… Cennet
kapıları ardına kadar açık, Cehennem kapıları sonuna kadar kapalı, şeytan
bağlı, kısıtlı…
Böyle bir aya erişip de bağışlanmamış olana yazık!
Ramazan’da da bağışlanmazsa insan, peki başka ne zaman?
Râsûlullah (S.A.V.) Şaban ayının son günü bize hitap ederek şöyle
buyurmuştur:
- Ey insanlar! Size büyük bir ay belirmiştir. Bu ay, mübarek bir
aydır. İçinde bin aydan daha hayırlı olan bir gecenin bulunduğu bir aydır.
Allah o ayda, oruç tutmanızı farz kılmış ve gecesini de nafile ibadetlerle
değerlendirmenizi istemiştir. Kim bu ayda hayırlı bir hasletle / özellikle
Allah’a yaklaşırsa (o hasleti vesile kılarsa), bu ayın dışında farzı yerine
getiren kişi gibi olur. Kim bu ayda bir farzı yerine getirirse, bu ayın dışında
yetmiş farzı yerine getirmiş kimse gibi olur. Bu ay sabır ayıdır. Sabrın
sevabı ise, cennettir. Bu ay, hayır ve iyilik ayıdır, müminin rızkının arttığı
bir aydır.
Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettirirse, bu onun günahlarının
affına, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olur ve oruçlunun sevabında
hiçbir azalma olmaksızın aynısı onun için de olur.
(Sahabiler) dediler ki:
- Hepimiz oruçluya iftar ettirecek bir şeyler
bulamayabiliriz?
Aleyhissalatü vesselam Efendimiz buyurdu ki:
- Allah, bu sevabı, oruçluyu bir hurma ile veya bir yudum su ile
ya da bir yudum süt ile iftar ettiren kimse için de verecektir.
Bu ayın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden
kurtuluştur. Kim kölesinin / hizmetçisinin yükünü hafifletirse, Allah da onu
cehennemden azat eder. Bu ayda dört hasleti çoğaltın: Bunlardan iki tanesiyle
Rabbinizi razı edersiniz, iki tanesine de ihtiyacınız vardır. Rabbinizi razı
edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik etmeniz ve
ondan af dilemeniz (istiğfar etmeniz)dir. Hep muhtaç olduğunuz iki haslet
ise, Allah’tan cenneti istersiniz ve cehennemden O’na sığınırsınız. Kim bu ayda
bir oruçluyu doyurursa, Allah da ona benim havzımdan bir yudum içirir ki, artık
o, cennete girinceye kadar bir daha susamaz."
(İbn-i Huzeyme, Sahih; Beyhaki, Şuabu’l-İman, 5/223; es-Saati,
el-Fethu'r-Rabbânî, 9/233; el-Hindi, Kenzu'l-Ummal, 8/477)
Ramazan için "rahmet, bereket ve mağfiret mevsimi"
denilmesi, küçük iyiliklerle büyük sonuçlara kavuşma fırsatı olmasından ileri
gelmektedir. O halde hiç kimse kısıtlı maddî imkanlarına bakıp bu ayda asla
ümitsizliğe düşmemelidir. Yapabildiğince iyilik yapmaya, iyi olmaya gayret
etmelidir.
Öte yandan Peygamber Efendimiz’in, "Allah’ı hoşnud edecek iki iş" olarak takdim ettiği, tevhid ikrarı ve mağfiret dileği, dikkat edilirse, her müminin diliyle gerçekleştireceği iki iyiliktir. Tevhid inancı ve şuuru Ramazan’da bilhassa Kelime-i
Tevhid’i sık sık tekrarlamak suretiyle yüreklerde güçlendirilmeli,
kökleştirilmelidir. Zaten "Kalpler ancak Allah’ı anmakla tatmin
olur." (Ra’d Sûresi, 28)
Gerek "Bin aydan daha hayırlı Kadir Gecesi", gerekse Ramazan’da yapılacak iyilik ve ibadetlerin, başka
zamanlarda yapılanlardan çok farklı karşılık göreceğine dâir olan Peygamberin
beyânı, "Ramazanın fevkalâde bir imkan" olduğunu göstermektedir.
Bilinen bir gerçektir ki, büyük imkanlar, büyük sorumlulukları da beraberinde
getirir. Sevgili Peygamberimiz, bir taraftan, Ramazan ayında yapılacak iyi
işlerin kıymetinin yüksekliğini anlatırken, bir yandan da bu konulara ilgisiz
kalacakların her zamankinden daha büyük kayıplara, zararlara uğrayacaklarını
-dolaylı olarak- hatırlatmış olmaktadır.
Allah-û Teâlâ, bu mübarek ayda O’nun şanına yakışacak şekilde
kulluk yapmayı ve O’nun beğendiği, razı olduğu yolda bulunmayı hepimize nasip
eylesin.
Ramazan bayramınızı tebrik ederim.
Selam ve dua ile…