Tüm dünyanın
gerçeği olan geri dönüşüm konusuna, bir el de biz atalım isterim. Katkıyı
çoğaltmak, bilinçlendirmeyi arttırmak bu konuda hepimizin görevi olmalı.
Geri dönüşüm,
yeniden değerlendirilebilme imkânı olan atıkların belirli işlemlerden geçerek
üretim sürecine ve ardından tüketim sürecine dahil olmasıdır. Bu döngü çerçevesinde
ilerleyen toplumların, atıklar yoluyla çıkan enerjiyi çoğunlukla olumlu yönde
kullandıkları görülmüştür.
Amaç, aslına
bakarsınız hepimiz için aynı, yaşanılabilinir şartlara ulaşmak, kaynakların
tükenmemesini sağlamak, çöp miktarını azaltmak…
Cam, kâğıt,
plastik, pil, motor yağı, besin yağı gibi maddeleri geri dönüştürerek hem
ekonomimize hem de dünyamıza katkı sağlayabiliriz.
Bu konu da
ilk adım sınıflandırmadır, ardından değerlendirme safhası ve ürünü ekonomiye
kazandırma gelir. Ülkemizde, yaşadığımız ilçeler bazında farkındalıklar devam ederken,
Avrupa Birliği’nin 2018’de en fazla geri dönüştürülebilir atık ham madde ihraç
ettiği ülkenin Türkiye olduğunu da sizlere paylaşmak isterim.
Dünyadaki
örneklere birlikte bakacak olursak,
Roma’da
plastik atık cihazına, plastik şişesini atanlara metrobüs bileti bedava,
İspanya’da
sadece farkındalık sağlamak için mankenler podyumda plastik atıklarla birlikte
yürüdüler.
Yenizellanda’da
plastik poşet kullanımı kesinlikle yasak.
En çarpıcı
örnek Kanada’da yaşandı. Geri dönüştürülebilir plastik olarak Kanada’dan
Filipinler’e gönderilen ama içinden çöp çıktığı için diplomatik krize neden
olan 69 konteyner, 6 yılın ardından Kanada’ya iade edildi.
Bu ve
benzeri çok fazla örnek sıralayabilirim sizlere, örneğin çöplerden enstrüman
yapıldığını okuduğumda geri dönüşüm serüveni için çok heyecanlanmıştım.
Ülkemizde de duruma dikkat çekmek isteyen modacılar tarafından geri dönüşüm
konusu işlenmişti.
Geri dönüşümün
eğitimin her alanına da entegre edilerek, bireylere küçük yaşlarında çöplerini
ayrıştırma bilgisi verilmeli, ileriki yaşlarında bu eğilimin yaşama uyarlaması sağlanmalı
diye düşünüyorum.
Yaşana bilinir bir Dünya hepimizin hakkı…