SAVAŞTA ÇOCUK
OLMAK
Bir saklambaç
vardı bildiğim
Unuttum nasıldı
Bombalardan
saklandım ben
Toz bulutlarından
geçtim
Mermilerden
kaçarken ben
Kardeşime siperdi
gövdem
Bu muydu saklambaç
Gerçeğini unuttum
İp atlamadım hiç
Dikenli tellerden
geçtim
Bir dondurma vardı
bildiğim
Unuttum tadı
nasıldı
Bir toz bulutu
kaplardı her yanı
Geleceği esir eden
Gelirdi bombanın
kokusu
Mutluluğu ararken
yardımlarda
Sevinci sardım
çikolata kâğıdına
Özgürlüğü
haykırmak isterken dünyaya
Vazgeçilmişliği
hissettiğim o anda
Umutlar günü
birlik
Yarınlar akşamdan
sabaha
Geçmişi gelecekte
kaybettiğim
Bu anlamsız
savaşta
Büyüdüğümü
bilemeden
Sevgi yoksunu
insanlığa ağladım.
Feride Gündüz
Birleşmiş
Milletler tarafından 20 Kasım 1989’da kabul edilen Çocuk Hakları sözleşmesinin
ardından her yıl bugün çocuk haklarının anıldığı özel bir gün olarak kabul
edilse de, İsrail Filistin savaşının başlamasından bu yana 45 gün geçtiğini ve
5.500 e yakın çocuğun öldüğü bir savaşın olduğu şu süreçte çocuk haklarından ne
kadar bahsetmek mümkün bilemiyorum.
Çocuk
Hakları Sözleşmesi, nerede doğduklarına, kim olduklarına; cinsiyetlerine,
dinlerine, etnik kökenlerine bakılmaksızın bütün çocukların haklarını
tanımlayarak yaşama hakkı başta
olmak üzere; eksiksiz biçimde gelişme hakkı; zararlı etkilerden, istismar ve
sömürüden korunma hakkı; aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma
haklarını içermekte. Çocuk hakları sözleşmesine yön veren temel değerler ayrım
gözetmeme, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme ile katılım hakkı.
Şuan görüyoruz ki bu sözleşmenin ne kadar kifayetsiz olduğu ve daha sözleşmenin en başında yer alan onların yaşama haklarını ellerinden alan, koruyamayan bir insanoğlundan bahsediyoruz bugün. Geleceğimiz yarınımız olan tüm dünya çocuklarından bahsediyorum ve insanlığımdan utanıyorum. Sevgi yoksunu insanlığa ağlıyorum ve insanların birbirini sevdiği ve öldürmediği yarınlar diliyorum.