Duyacağımızı duyduk, göreceğimizi
gördük, gücümüz yettiğince fayda sağlamak için gayret ettik. Akıl süzgecimizden
geçirdiğimiz bilgileri, büyük bir acı ile izledik.
Anladık ki, depremler değil, binalar
can alıyormuş. Anladık ki, binanın yeni olmasının hiçbir önemi yokmuş. Statik
raporu önemli, zemin etüdü önemli. Anladık ki, müteahhitlik mesleğini, vicdanlı
ve eğitimli kişiler yapmalıymış. Anladık ki, bir gün varsın, bir gün yoksun.
Paranın da bir hükmü yok.
Tüm dünya insanlığının, desteğini ve
varlığı görmek, dinmeyen acımıza az da olsa teselli oldu. İşini severek,
gönülden yapan tüm insanlara sonsuz teşekkürler. Bu ara bol bol telefon
alıyoruz, sağlam bina var mı?, telefonları…
Hangimiz bilebilir, güvenip de bu bina
sağlam diyebiliriz. Ne yapacağız? Gene gücümüz yettiğince, yeni bir yaşam
kurmak için, depremden kaçmaya mı başlayacağız. Satılık mülkleri olan mülk
sahipleri, deprem raporu hazırlatarak, binalarının sağlamlığını belgeye
bilirler düşüncesindeyim. Deprem raporu yaptırmaya korkan ev sahipleri de var
tabi ki. Yıllardır paylaşılan İstanbul depremi uyarı bilgisi ile deprem korkusu,
kapılarımıza dayandı. Gördüğümüz, duyduğumuz afet haberlerinde, afetzedelere
yapılan yardımların, uzun yıllar devam etmesi gerekliliği görülüyor. Hepimizin
desteklerinin, gücümüz yettiğince deprem bölgesinde olacağına inanıyorum.
Yaşanan bu afet ile hepimiz depreme
hazırlıklı olacağız, olmak zorundayız!!!
Hepimizin Başı Sağ olsun,
Saygılarımla, Sevgiler…