Yeryüzünde
en yıkıcı etkilere sahip doğal afetlerin başında depremler gelmektedir.
Depremler, dünyanın yüzeyini oluşturan katmanların kırılması ile meydana gelir.
Bu kırılma noktalarına yakın olan yerlerde can ve mal kaybına yol açar.
Türkiye,
bir deprem ülkesi olduğu için neredeyse hepimiz depremi az çok hissetmiş, onun
verdiği korkuyu yaşamışızdır. Maalesef ülke olarak depremlerden çok zarar
gördük, çok acılar çektik. Deprem afeti, birçok ilimizde büyük bir yıkıma ve
tahribata yol açtı. Öyle görünüyor ki bu zararları, görmeye de devam edeceğiz.
Bu tahribatta pek çok kişinin anası, babası, akrabaları enkazın altında kalarak
vefat etti. Bu ölümlerden bir kısmı için
“Ünlü isimler yakınlarının kaybıyla yasa boğuldu” denildi. Demek ki,
ölüm ve enkaz altında kalma hadisesi herkesi kapsıyor. Ünlü ya da ünsüz fark
etmiyor. “Her nefis ölümü tadacaktır” (Ankebût Suresi, 57) ayeti bize, bunu
anlatıyor.
Bizler
ölümün yeri ve zamanını bilemeyiz. Vazifemiz ölümlerden, şeklinden ve
zamanından “ibret” almak, kendimizi hesaba çekerek tefekkürümüzü ve
amellerimizi düzeltmektir.
Merak
ediyorum. Yasa boğulan ünlüler ibret aldı mı? Veya alacak mı?
“Bir gün,
bizler de ölüp, hesap vereceğiz” düşüncesine sahip olmaya başladılar mı?
Bundan
sonra eylemlerini Kur’an-ı Kerim’in ahkâmına dayandırmayı ve İslâm ile
müslümanlaşmayı düşünürler mi?
Bence
herkes düşünmelidir. Özellikle “rol, model” olarak “el”ler tarafından sunulan
ünlüler birkaç defa düşünmeliler…
Ayetlerde;
“Onlar hâlâ, “Rabbinden ona bazı mucizeler indirilmeli değil miydi?” diyorlar.
De ki: “Mucizeler yalnız Allah’ın katındadır; ben sadece bir uyarıcıyım.”
Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette
inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır. De ki: “Benimle sizin
aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir.” Batıla
inanan ve Allah’ı inkâr edenlere gelince, işte hüsrana uğrayacak olanlar
onlardır. (Ankebût Suresi, 50-52)
Hani bilmem
kaç saat sonra için enkazın altından çıkarılanlar için “mucize” diyorlar ya?
Evet,
mucize olarak Kur’an’ın ahkâmı yeter. Umulur ki, deprem afetinde vefat eden,
yaralanan, maddiyatı yok olanlar bizlere “ibret” olur ve düşünme tarzımızı ve
eylemlerimizi düzeltmemize vesile olur. Deprem ve diğer afetler ünlü ve ünsüz
ayırmaz!…