Kavgasız ve savaşsız bir
dünya mümkün mü! İnsanların bir birlerini kıskanmadıkları, yargılamadıkları,
yüze gülüp arkasından dedikodu yapmadıkları, hoş görülü ve saygılı
davrandıkları, bilgi ve becerileriyle, birbirlerine destek olabildikleri bir
dünya mümkün mü!
Dedikodu dediğimiz aslında
tespitlerimizi ve bilgilerimizi paylaştığımız bir sohbet zamanı, adını bilgi
paylaşımı olarak değiştiriyoruz. Bu bilgi paylaşımlarına, zannetmeler ve
yargılamalar dâhil edilirse, ipin ucu kontrol edilemeyen yönlere gidebiliyor.
Sonrasında insanlar birbirlerinin yüzüne bakarken utanır hale gelebiliyor
maalesef.
Her konu da hepimizin bir
fikri var. Daha çok farkındayız hayatın ya da farkındaymışız gibi yapıyoruz.
Her yeni güne umutla ve şükürle uyanıyoruz. Umut; bize gayret veriyor. Gayret
ettikçe var oluyoruz. Daha az şikayet, daha çok gayret ve sabır açıyor
yolumuzu, biraz da sakinlik. İstediğin kadar koştur, zamana yetişmek pek mümkün
değil. Ne kadar üzülsen de, üzülerek hiçbir şeyi çözemiyorsun kendini hasta
etmekten başka. Her şey olacağına varıyor, sen istediğin programı yapsan da.
İnsanları kandırabileceğini
düşünenler ya da kendini çok akıllı, karşısındakini aptal yerine koyanlar, öncelikle
kendilerini kandırdıklarını, bir gün anlayacaklar. Dürüst olabilmek bu hayatta,
bir Erdem’dir. İnsana huzur verir, başınızı yastığa huzurla koyarsınız.
Vicdanınız rahattır. Kuş gibi hafif olursunuz. Artık hayatla kavga zamanı değil
bu zaman. Ve hayat paylaşınca anlam kazanır her haliyle. Acıyı, tatlıyı, aşını,
bilgini, deneyimini, sevincini, üzüntünü paylaşma zamanı. Zannetmelere, yanlış anlamalara, ahkâm
kesmelere, küsmelere, kırgınlıklara zaman yok bu kısa hayatta. Sahip olduğumuz,
Ailemize, Dostlarımıza, Arkadaşlarımıza, Sağlığımıza Şükürler Olsun.
29 Ekim Cumhuriyet
Bayramımız Kutlu Olsun Türkiye.