Yüz yüze eğitime uzun bir aradan sonra dönmüş olmanın
mutluluğunu hepimiz yaşıyoruz. Evlere kapanan çocuklarımızdaki değişiklikler
ise öğretmenlerin gözlerinden kaçmıyor.
Yaş aralığı gözetmeksizin, veli toplantılarında aynı ölçekte
değerlendirmeler yapılırken, genel olarak çocukların, evde geçen zamanlarını
iyi değerlendiremedikleri de paylaşılan gerçekler arasında.
Hatta bizzat yaşadığım bir andır. Öğretmenimizin bir tanesi,
bu seneki çocuklarda bir şey var, hepsi çok akıllı tamam ama verdiğim komutu
anlamasına rağmen uygulamaya geçmesi zaman alıyor dedi. Yani öğretmen,
sözgelimi, oğlum kalemini yerden al diyor, çocuk ikinci komutu almadan bu
eylemi gerçekleştirmiyor. İşte yüz yüze eğitim bu yüzden önemli.
Tam olarak anlatmak istediğim, bu örnekte yaşanandır. Ekran
önünde çocuk artık komut almayı unutuyor, öğretmen dersi mi yetiştirsin en iyi
rakamla 35 çocuğa söz mü versin. Hepsine 1 dakika söz verse zaten neredeyse
ders bitiyor.
Pandemi işte böyle yaraladı çocuklarımızı. Anlamak, eyleme
geçmek ve sonuç almak... Bu zincirde daha başından kopukluk oldu. Her ne kadar
durum değerlendirmesi yapsam da maalesef sorumlu ilk önce virüstür.
Aylarca bu ve benzeri aksaklıkları buradan paylaştık, ağır
aksak bugüne kadar geldik. Aşı karşıtlarının bir an önce mevcut durumdan ders
çıkarması gerektiğine inanıyorum. Aşıyı sadece sağlık sorunları nedeniyle
reddeden kesimi bir nevi anlıyorum fakat hiç bir koşul yokken reddedenleri asla
anlamıyorum.
Minicik çocuklarımız okula başladı, çocukların taşıyıcı
olduğunu hepimiz bilirken, bir de mevsim nedeniyle nezle ve gripler de
başlayınca özellikle öğrenciler arasında her hapşıran, her öksüren korona diye yaftalanır oldu, bu
da çok üzücü bir durum. Herkes biraz durumla ilgili empati yaparak olaylara
yaklaşırsa sanırım hata riski en aza iner.
Sağlıklı bir dünyada yaşamayı hepimiz özledik, çocuklarımız
özellikle onlar, gençler böyle fanus içinde büyümeyi hak etmiyor biliyorum ama
topyekûn bu taşın altına elimizi sokmazsak virüs sadece ciğerlerimizi değil,
mizacımızı da değiştirmiş olarak yola devam etmemizi sağlayacak.
Okulların açık kalması konusunda Bakan’ın kesin açıklamaları
var. Madem öyle tedbirler arttırılsın, okul önlerinde yaşanan curcuna ortamı son
bulsun. Çocuklarımız bile kapıda bekleyen velilerden daha özverili ve
dikkatlidir buna eminim. Maskesiz okul çıkışına gelenler, dip dibe çocuk
bekleyenler, okulun bahçesini piknik alanı gibi görenler, 1 saat erken gideyim
de okul önünde hanımlarla ayaküstü dedikodu yaparız diyenler...
Yapmayın. Yorulduk artık yapmayın. Bir ileri, iki geri gitmekten hiçbirinizin
mutlu olduğunu zannetmiyorum. Çocuklarımız için biraz daha dikkat etmeli, bu
zamanları iyi yönetmeliyiz aksi halde yasaklar yine kapımıza dayanır.
Sağlıcakla kalın…