Son
zamanlarda milletçe yaşadığımız afetler, hepimizi derinden üzmekte…
Zaman
zaman ön görülerimizi ve umudumuzu yitirsek de, günlerimizi Allah’a emanet
yaşıyoruz. Ardı ardına çıkan ve durdurulamayan Yangınlar, Seller, pandemi
süreci ve akın akın gelen mülteciler!
Yüz
yıllık ormanlar, yandı yandı kül oldu! Hiç
kimse bilemezdi ki, ormanlarda çıkan yangınların, söndürülemeyeceğini,
evsiz-barksız ve aşsız kalacaklarını! Ve bilemezlerdi, kendilerinden
kaynaklanmayan sebeplerden dolayı, yangında yanan evlerini tekrar yapabilmek
için, 20 yıllık borçlanacaklarını!
Ve
dere yataklarına yapımına izin verilen binalar, yerleşim yerleri, yok olan
evler, iş yerleri...
Ve
bütün bunlar yaşanırken, ülkemize yürüyerek gelen sırt çantalı Afganlar… Anlamak
Zor, sürekli yaşanılanları !!...
Artık
sorgulamak gerekiyor sanırım yaşadığımız, duyduğumuz, gördüğümüz ve
seyrettiğimiz her şeyi. Ve görüyorum ki, Cennet’te Cehennem ’de bu dünyada.
Yaratıyoruz, besliyoruz, görmezden, duymazdan geliyoruz ve yaşanılan hiçbir
şeye engel olamıyoruz. Sadece, bilinçsizce ve menfaatlere göre yapılanların,
sonuçlarını artık daha fazla fark ediyoruz. Ve Somali’ye yapılan 30 milyon
dolarlık yardım!.
Duyduklarıma
inanmakta ve anlamakta zorlanıyorum. Önce vatanımız, halkımız olmalıydı. “Vazifemiz
Halka Hizmet, Hakka Hizmet “ cümlelerinin gerçekleşmesini diliyorum. Bugünlerin
elbet bir gün düzeleceği umudunu yaşamak durumundayız.
Çocuklarımız
için, gençlerimiz için… Yaşadığımız Her Bir Anın kıymetini bilerek, şükrederek,
gayret ederek, var olarak, paylaşarak, birlik beraberlik içinde, her gün
yeniden doğuyoruz, güneş ve ay gibi…
Adaletli,
Huzurlu, Barış içinde yaşayacağımız sağlıklı günler bizlerle olsun.