İHANET
“Orman
balta" hikâyesini bilir misiniz?
Balta
girmemiş ormanlardan birine, bir adam gelmiş. Onu gören ilk ağaç hüngür hüngür
ağlamaya başlayınca, uzaklardan başka ağaç, '' Neden ağlıyorsun? '' diye
sormuş. Ağlayan ağaç, ''Artık sonumuz geldi! İnsan denen canlı,
ormanımızda ve hepimizi kesecek.'' demiş…
Uzaktaki
ağaç, ''Korkma!'' demiş. ''Nasıl olsa o bir yabancı. Bizi yeterince tanımıyor
bile, eğer içimizden birisinin ihaneti olmazsa bize hiç bir şey yapamaz.''
deniş.
Ağlayan
ağaç, ‘Evet!'' demiş ''Bunları ben de biliyorum. Ancak içimizden birisinin
ihanetine uğradık bile. Çünkü adamın elindeki baltanın sapı ne yazık ki
bizden'' demiş.
Dünya ile
birlikte insanlar da kirlenmeye başladı. Aslında insanları kirleten, düzenler
yani sistemlerdir. Tabi insanın kişiliği 'kirlenmeye müsaitse daha çabuk
olur bu işlem. Sadece kendisini kirletmekle kalmaz, birçok kişiyi de
kirletirler.
Etrafımızda
baktığımızda, dost, arkadaş, meslektaş veya iletişim kurduğumuz insanlardan bir
gün 'ihanete uğrayabiliriz. Belki birçoğumuz ihanete' uğramış ve bunun acısını
çekmiş olabiliriz. Aslında ihanet edenlerin kişiliklerine bakıldığında bunların
henüz insanlık evrimini tamamlamamış, yaşamını çıkara bağlamış canlılar
olduğunu pekâlâ görebiliriz.
Böylesine
ihaneti yaşam biçimi olarak benimsemiş kişiler her koşulda ihanet ederler. Bir
makam için, egosu için, para için... Hatta bir yemeğe bile; arkadaşına,
dostuna ve çalıştığı ortamdaki yanı başındaki arkadaşına ihanet ederler.
Bu tiplerin
vefa duyguları yoktur. Zaten olsalar 'ihanetçi' bir kimliğe bürünmezler. İşte
böyle kişileri sistem kullanır... Kullanıcılar, böyle tipleri işleri bitinceye
kadar kullanır; sonra çöpe
atarlar.
Düşünen ve anlayan için çok mânâ vardır. Selam ve dua ile....