Bazen bir
yola çıkarsınız, yolun sonu gözükmez belki ama inançla yürürsünüz, dağları
tepeleri ovaları geçersiniz, yol boyunca size birçok eşlik eden olur. Bakarsınız
ne çok insanla hemfikirsiniz daha mutlu, daha emin adımlarla yürürsünüz.
Bildiğiniz
tüm doğruları heybenize yükler yürümeye devam edersiniz, her durakta bol sohbet
bol doğru bol vicdan rahatlığı bırakır, bıraktıkça çoğalır yalnızlığınızı
unutursunuz, hatta eşinizi çocuklarınızı görmez olur, bildiklerinizi anlatmak
yeni bir el sıkmak için içinizdeki memleket aşkıyla coğrafyamıza hayran ola ola
yürürsünüz.
Vakit nakit
harcanmış demezsiniz, vicdan dersiniz yürürsünüz. Elbette hep doğru değilsiniz,
akıl akıla eklendikçe çıkmaz sokaklara girip aynı hızla geri koşarsınız. Zaman
kaybetmenizde bundan ileri gelir fakat yoldan geri durmazsınız. Umarım
hatalarınızdan da ders çıkarırsınız. Çünkü bu yol dikenli, bu yol çok
meşakkatli öngörülerinize güvenin, başka da kimseye güvenmeyin. Türkiye’nin
dört bir yanını gezdiğiniz mitinglerinizde, özellikle gençlere olan güveninizi
çok takdir ettim. Belli ki, gençlerde sizi çok sevdi. Siyasi konjonktür artık
sizin içinde, yola devam der, siz yola nasıl devam edilir sözde değil özde
nasıl yol olunur, yolcu olunur umarım yedi düvele gösterirsiniz.
Gün gelir
yolu sizden önce bitirirler, önüme set çektiler dersiniz dinlemezler. Bu işi
bir müsabaka olarak görüp, önemli olan netice derler. Yine de tebrik edersiniz,
erdemli olmaktır bu, öğretirsiniz. Gıptayla izler öğrenirler. Medeni olmak,
siyasetin içinde yetişmek insana farklı bakış açıları, alternatif kaynaklar
sağlıyormuş bu seçimde görmüş olduk. Düşününce, bir aday iktidarı ancak bu
kadar zorlayabilirdi.
Ve şimdi
"koltuk sevdamız yoktur" diyenlerin, bunca doğruyla yola çıkan bir
adama destek olması gerekmez mi?