Mart 2024’te gerçekleşecek yerel seçimler öncesinde, partilerin aday adaylık süreci başladı. Geçmiş dönemde SHP Beykoz İlçe Başkanlığı görevinde bulunarak SHP’nin Beykoz Belediyesi’ni kazanmasında etkin rol alan Hüseyin Ünal, CHP’den Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı olduğunu açıkladı.
CHP Beykoz Belediye Başkan Aday Adayı Hüseyin Ünal, Kavacık
Atar Pastanesi’nde düzenlediği sabah kahvaltısında ilçe yerel basınına Aday
Adayı olduğunu açıklarken kendisine eşi Ayşe Demirkıran Ünal ve yeğeni Tutku
Demirkıran Karık eşlik etti.
Sabah kahvaltısı sırasında, Beykoz üzerine gerçekleşen
sohbetin ardından Aday Adaylığı gündemli toplantıya geçildi.
Toplantının açılışını yapan CHP Beykoz Belediye Başkan Aday
Adayı Hüseyin Ünal, davetini kırmayarak toplantılarına katılan ilçe yerel
basınına teşekkür ederek sözlerine başladı.
Konuşmasının devamında Ünal “Esasen sizler benim için,
Beykoz’un hocaları, danışmanları, Beykoz’un sorunlarını en iyi bilen, izleyen,
imkânlarınız ölçüsünde kamuoyu ile paylaşan, istek ve talepleri derleyip ilgili
yerlere intikal etmesini sağlayan, demokrasinin özellikle vazgeçilmez
unsurlarından biri olan basın emekçilerisiniz. Bu tanımlamayı lütfen genel
olarak yapılan tanımlamalardan düşünmeyin, basınla tanışmış ve fonksiyonlarının
ne denli önemli olduğunu uzun ama çok uzun yıllar öncesinde yakından izlemiş
birisi olarak söylüyorum. Bu nedenle de esasen benim demokrasinin beşiği olarak
nitelendirdiğim yerel yönetimlerde, basının çok farklı bir yerinin olacağını,
sizlerin görevlerinizi neredeyse eksiksiz olarak yerine getirebilmeniz için
nelerin yapılması gerektiğini düşünen, üreten ve yaşama geçiren birisi
olacağımı bilmenizi istiyorum.
Günümüzde özellikle ülkemizin içerisinde bulunduğu durum
itibariyle ne yazık ki iktidarı elinde bulunduranlar, bana göre bilerek,
iletişim kanallarını açık tutmuyorlar. Çünkü ortaya koyulan icraatların,
çeşitli sosyal katmanlar tarafından objektif olarak değerlendirilerek,
haklarında olumsuz bir kanaatin, algılamanın oluşmasının önüne geçmek
istiyorlar. Böyle olunca da insanlarımıza, seçmenlerimize olup bitenleri ve
arkasında yatan gerçekler anlatıldığında ne yazık ki az önce söylediğim gibi
iletişim kanallarının yeterince açık olmaması nedeniyle anlatamıyoruz.
İlçemizde, İstanbul’a hatta Türkiye’ye örnek olacak bir
çalışmanın gerçekleşmesinin nasıl olacağı konusunda, belki de çok yakın bir
zamanda tekrar bir araya geldiğimiz de projeler bazında önünüze yazılı olarak
koyacağımı bilmenizi istiyorum. Şimdi, şunu bu aşamada belirtmeliyim ki Beykoz
Belediye Başkan Aday Adaylığımı, 10 gün önceki Yönetim Kurulu toplantısında
İlçe Başkanı ve İlçe Yöneticileri huzurda açıkladım. Dünkü parti meclisi
toplantısından çıkan sonuca göre de bu ayın 28’ine kadar başvuru sürecimi
tamamlayacağım.
İlçe Başkanı ve Yönetimine açıklamış olduğum aday adaylığı
kararımı, eşim ve iletişim işlerimi takip edecek olan yeğenimden oluşan, küçük
aile bireylerim ile ilk önce çok değer verdiğim siz yerel basın mensuplarıyla
paylaşmak istedim. Bu vesileyle tekrar davetimi kırmayarak bizimle birlikte
olduğunuz için tekrar teşekkür ediyorum.
Ben, 1955 Paşabahçe doğumluyum. Aslımız, 100 yıl önce
İstanbul’a gelmiş olan Ordu Mesudiye. Annem, babam Tekel İspirto Fabrikası’ndan
işçi emeklisi. İlk ve Orta Okulu Beykoz’da okudum, liseyi Kadıköy Ticaret Lisesi’nde
okudum, daha sonra 70’li yılların zor koşullarında Atatürk Eğitim Enstitüsü
Türkçe Bölümü’nden mezun oldum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İşletme
Fakültesi öğrencisi oldum. Ve halen büromda serbest olarak muhasebecilik
yapmaktayım. Uzmanlık alanım İşletme-Yönetim Danışmanlığı, Sosyal Sigortalar
Kurumu’nda da 5 yıl memurluğum var. Sosyal Güvenlik alanında da birikimlerimi
insanların ihtiyaçlarının giderilmesi için kullanıyorum. Evliyim, bir çocuğum
var, bir de torunumuz var. İki ayrı yerde oturuyoruz, kızımız ve torunumuz için
Çekmeköy ve ikametgâhımız Paşabahçe Karagöz Sırtı. 1988-91 yılları arasında
Sosyaldemokrat Halkçı Parti Beykoz İlçe Başkanlığı görevinde bulundum. O
yılların güç koşullarında ve neredeyse Adayın dahi çıkarılamadığı bir dönemde
SHP olarak Anavatan Partisi’nden Beykoz’da yerel yönetim iktidarını almıştık.
Bugün benzer güçlükleri yaşıyor olmakla birlikte, özellikle kendim için
mütevazı olamayacağım bağışlayın lütfen, birikimlerimiz itibariyle daha önce
gerçekleştirdiğimiz çalışma modeline yakın ve bugünkü çalışma koşullarına uygun
çalışmakla birlikte Beykoz’da Yerel seçimleri alacağımıza inanıyorum.
Özellikle, benim aday olmam halinde, bunu daha önce ilçe başkanı olarak
gösterdiğim gibi tekrar göstereceğim ve Beykoz uzun yıllar gerçekten insanın
mutluluğu, refahını, yaşam düzeyinin yükseltilmesinin nasıl olacağını bizim
yönetimimizde görmüş olacak. Bu aşamada, Beykoz insanı bana göre mutsuz,
karamsar ve yerel yönetim denen kavramın ne olduğunu dahi bilmiyor. Sadece
belli imkânlar ölçüsünde kendilerine sunulan hizmetleri kabul ederek ehvenişer
yani kötü olan iki şeyden daha az kötü, zararı daha hafif olan anlamında,
kaderimizmiş ne yapalım buna da şükür diyerek yaşamını sürdürüyor. Oysa bence
özerk bir yönetim uzantısı anlayışında yerel yönetimlerde, beşikten mezara
kadar insanların çok yönlü talep ve isteklerinin karşılanmasında
görevlendirilmiş olan yerel yönetimlerin ve başkanının çok kuvvetli empatiler
kurarak, insanların mutluluklarını, mutsuzluklarını, ihtiyaçlarını tespit
ederek mutlu bir kentin yaratılmasında kendilerini görevli sayıyor olmaları
lazım.
Arkadaşlar, ben ilçe başkanıyken bunu yaptım. O yüzden benim
adım efsane başkana çıktı. O yüzden partimiz altın çağını yaşadı Beykoz’da. Bu
bir tesadüf değildir. Çünkü ben, sabahın erken saatlerinde ilçe merkezinde
olmanın yanı sıra akşam evime dönmek için bir zaman belirlemiyordum. Sabaha
karşı 4’te toplantılardan çıkıyordum ve Belediye Başkanıyken de öyle olacak.
Hatta bir toplantıda şunu söylemiştim, çok ihtiyaçlar vardı, işsizlik, evler
yapılacak, ceza evine girmiş vs. vs. beni evimin ziliyle uyandıramıyorsanız
camıma taş atın kırın beni uyandırın demişimdir. Öyle de olmuştur. Siyasi
faaliyetlerim sırasında yerel yönetimlerde iktidar olan bir ilçe başkanı
olmanın yanı sıra, merkezi hükümetle de koalisyon ortağının ilçe başkanıyken,
bütün imkânlara sahipken, bir tek lira için adımın konuşulduğunu
duymamışsınızdır, duyamazsınız. Bir takım menfaatler elde etmek üzere bana
başvuranlar, karşılığında bir şeyler teklif etmişlerse o işi başınıza yıkarım
demişimdir. Yani buradan şuraya gelmek istiyorum, benim bu anlamda ki geçmişim
geleceğimin teminatıdır. Ben siyaseti, yerel yöneticiliği de bireysel olarak
sınıf değiştirme aracı olarak görmüyorum. Hizmetlerin öznelerini teşkil eden
kişilerin, bu hizmetleri yerine getirebilmeleri için her türlü fedakârlığa
maruz kalacakları malumdur. Ben, arkadaşımın temel ve kültürel ihtiyaçlarının
karşılanması konusunda kaynak yaratmazsam, bu arkadaşımdan ben profesyonel
manada hizmet beklersem onlara çok büyük bir haksızlık yapmış olurum.
Oluşturacağım kaynaklarla meşru zeminde arkadaşımın, yoldaşımın, bu konuda emek
veren insanların az önce saydığım ihtiyaçlarının karşılanmasında ki, kaynakları
yaratmak zorundayım.” şeklinde konuşmasına devam etti.
Konuşmasının sonunda ilçe yerel basınının kendisine
yönelttiği soruları da samimi ve içtenlikle yanıtlayan Aday Adayı Hüseyin Ünal,
ilerleyen süreçte ekip arkadaşları ile birlikte yeniden ilçe yerel basını başta
olmak üzere tüm ilçe dinamikleri ile bir araya gelerek proje bazlı
açıklamalarda bulunacağını ve ekibini tanıtacağının altını çizdi.
Toplantı soru cevap bölümü sonrası sona erdi.
Belediye Başkan Aday Adaylığı bilgilendirmesini ilçe yönetimi
dışında ilk önce ilçe yerel basını ile durumu paylaşarak basının önemine ısrarlı vurgu
yapan Hüseyin Ünal’a çalışmalarında başarılar diliyoruz.