Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler’in de aralarında bulunduğu 13’ü tutuklu 26 sanığın sanığın yargılanması 3 Eylül Çarşamba günüde devam etti. Gözler duruşmanın son günü olan 4 Eylül Perşembe gününde.
Duruşmanın ilk günü Beykoz Belediye Başkanı Mimar
Alaattin Köseler, Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş, Özel Kalem Personeli Metin
Ülgey, eski İşletme ve İştirakler Müdürü Gülten Tozanlı ve eski Destek Hizmetleri
Müdürü Yıldız Güneş’in savunmasını gerçekleşti.
Duruşmanın ikinci gününde ise tutuklu sanık Uğur İnci, tutuksuz
sanık Besi Kaya, tutuklu inşaat firması yetkilisi Yusuf Karaarslan, tutuklu
sanık Mustafa Karadağ, tutuklu sanık Onur Demirci, tutuklu sanık Belediye
Başkan Yardımcısı Fidan Gül Miniç, tutuklu sanık Havva Dindar, tutuklu sanık
Tamer Çapraz ve tutuksuz sanık Volkan Unutur savunmalarını gerçekleştirdi.
DHA’nın yayınladığı savunmalar şu şekilde:
Tutuklu sanık Uğur İnci: “Mekanik firma sahibiyim. Beykoz
Belediyesiyle yaklaşık 11 yıldır çalışıyorum. Çeşitli ihaleler aldım. Aldığım
ihaleleri eksiksiz aldım. Uzun yıllardır Belediye'den alacağımız vardı bunun
için Belediye Başkanıyla görüşmek istedik belediyeye dahi giremedik. Restoran
yangını olunca belediye başkanı biz sorumluymuşuz gibi bizi belediyeye çağırdı.
Biz iletişimimizi mail yoluyla sağlıyoruz. Yaptığımız işleri her zaman mail
yoluyla iletirdik. Eski dönemden gelen 8 milyonluk alacağımız vardı alacağımızı
aldıktan sonra işimizi yapacağımızı söyledim. Yıldız Güneş artık muhatabımızın
Duran Bülbül olduğunu söyleyerek, bizi yönlendirdi. 3-4 yıldır emeklerimizin
karşılığını alamadık. Duran Bülbül teknik anlamda zor olduklarını, işlerin
ilerlemediğini söyledi. Bizi ihalelere çağırdılar biz de eksik dönemden kalan
alacağımızı almak için katıldık. Şu anda alacağımız 44 milyon lira. Soruşturma
başlamadan önce borç için ihtar çektik noter aracılığıyla. Belediyeden bize
yazı gönderildi. Yazıda 'eski döneme ait borçları kabul etmedikleri, kendi
dönemlerinde olan 5 milyon civarındaki borcu taksitle ödenecek' olduğunu
söylediler. İhalesiz bir iş veya usulsüz bir işlem yapmadım. Elektrikle çalışan
işleri yapıyoruz. Mekanik firmasıyız. Firma olarak Beykoz Belediyesi bizim
müşterimizden sadece biri. Alacaklarımızla ilgi tek yetkili muhatap olarak
Duran Bülbül oluyordu. Veli bey bir gün bana 'Bu kapıdan bir daha giremezsin'
dedi. Duran Bülbül ile bunun tartışması yaşandı. Biz derdimizi sadece Duran
Bülbül'e anlatabiliyorduk. Veli beyin personel alıp çıkardığı konusunda bir
bilgim yok. Biz belli bir süre belediye bize kapı duvar oldu. 44 milyon
alacağım var. Neden burada dahi olduğumu bilmiyorum. 11 yıldır Beykoz
Belediyesiyle çalışıyorum. 3 belediye başkanıyla çalıştım. Bir başkanla gelmedim.
İşimi hakkıyla yapıyorum" dedi.
Tutuksuz Sanık Besi Kaya: "İç ve dış ticari şirketin
yöneticisiyim. Tek başıma yönetiyorum. Her ihalede şeffaf olduk. İhale
kapsamında gerçekleşen satışa ilişkin faturalar eksiksiz şekilde dosyada yer
almaktadır. Faaliyetlerimiz tamamen ticaridir. Şahsım üzerine atılan iftiraları
kabul etmiyorum. Herhangi bir kurumla açık hesapla çalışan mutlaka vardır biz
çalışmıyoruz. Bize teklif geliyor, biz numune gönderiyoruz uygunsa sözleşme
gönderiyoruz öyle çalışıyoruz" dedi.
Tutuklu sanık Mustafa Karadağ: "Kamuyu zarara
uğratacak bir şey yapmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. 2017 yılında Ataşehir
Belediyesinde çalışmaya başladım. Orada Onur Demirci ile tanıştım. Maddi
kaynaklarımdan dolayı Onur ile ortak olduk. Birkaç iş yapıp eylemi öğrendikten
sonra kendi şirketimi kurdum. 2024 Eylül ayından sonra Ataşehir Belediyesinden
ayrıldım. Birçok belediye dolaştım bu belediyelerden biri ise Beykoz
Belediyesidir. Eylül ve Ekim ayında 4 davet aldım. 2 doğrudan temin aldım bir
tane de pazarlık usulü oldu. 2 ihaleye katıldım birini kazandım birini
kaybettim. Başka bir davet veya teklif gelmedi. Fidan Gül ile kendi makam
odasında tanıştık. Beykoz Belediyesi'nde Veli Gümüş'ün 'İş yapalım' teklifi
olmadı. Doğrudan teminler mail üzerinden geldi. Ürünler vardı fiyatlandırdım ve
gönderdim sözleşme gönderdiler" dedi.
Tutuklu sanık Onur Demirci: "Benim firmam
organizasyon işidir. İş firmamı tanıttıktan sonra ilk işim pazarlık usulüyle
gerçekleşti. Birkaç yöneticiyle görüştüm aldığım verilerle belediyeye mail
üzerinden pazar araştırmasını attım. Davet geldi, ikinci oturuma kaldığımı
bilgisini aldım. İhale bittikten sonra tutanak çıkıyor, bu tutanak komisyon
yetkilileri tarafından hazırlanıyor. Sözleşmeyi yaptıktan 10-15 gün sonra ürün
tedariği yaptım. Bir ihale aldım. Bir sene gibi bir süre içinde çok şey oluyor
o yüzden ihaleyi hatırlamıyorum. Ben birçok belediyeyle çalışıyorum" dedi.
Sanık ifadelerinin ardından duruşmaya 11.40 sıralarında ara verildi. Verilen 10
dakikalık aranın ardından duruşma saat 11.50'de yeniden başladı.
Tutuklu sanık Belediye Başkan Yardımcısı Fidan Gül Miniç:
"Mayıs 2024'te Alaattin Köseler'in daveti üzerine uzun yıllardır farklı
müdürlüklerle çalıştığım Beylikdüzü Belediyesi'nden ayrılarak Beykoz Belediyesi
başkan yardımcılığı görevine başladım. Göreve başladıktan 1 gün sonra belediye
başkanı tarafından görevime son verildi. Görevden alındıktan sonra 14 Haziran'a
kadar atıl durumda bekletildim. Bu sürede görev verilmedi. 14 Haziran'da Sosyal
Hizmetler Müdürlüğü verildi. Bu göreve Haziran sonu gibi başladım. Temmuz
ayında başkan yardımcısı olarak göreve atandım. Ancak hiçbir iştirak ve
müdürlük bana bağlanmadı. Sadece benim müdür olarak görev yaptığım sosyal işler
müdürlüğü boştaydı. Bu nedenle hem müdürlük hem de başkanlık yaptım. Müdürlüğü
aldığımda yaptığım kontrollerde alımlar için ihale yapacak bütçemizin olmadığını
gördüm. Bütçe talebinde bulunmak istedim ama başkanın ek bütçe için uygun
olmadığını ve benimle görüşmeyeceği söylendi. Bende Eylül'de belediye meclisine
ek bütçe talebinde bulundum. Eylül ayının sonunda İBB meclisinden onay alınarak
ek bütçe bize verildi. Bu süre zarfında müdürlüğe herhangi bir alım yapılmadı.
30 Eylül'de müdürlükten alındım. Yerime başka bir kişi müdür olarak atandı. Bilgi
İşlem, Veterinerlik, Sağlık ve Dış İlişkiler Müdürlükleri gibi 5 müdürlük bana
bağlandı. Görevimi de layıkıyla yaptım. Gözaltına alındıktan sonra hakimlikte
ihaleye fesat karıştırma suçundan tutuklandım, iddianamede ise bu suça
değinilmedi. Başkan yardımcısı olarak göreve başladıktan 1 gün sonra görevden
alınmam benim kariyerim için kötü bir durumdur, beni kötü olarak etkiledi.
Benim diğer sanıklarla bir yakınlığım yoktur. Örgüt kavramı içerisinde ben
kesinlikle yokum." dedi. Gül savunmasının devamında "Bazı alımlar
doğrudan, pazarlık usulü ve bazıları ise, açık ihale şeklinde yapılıyordu.
Doğrudan alım yapamadan, pazarlık usulü alımlar yapmak zorunda kaldık bütçemiz
olmadığı için. Sözü geçen 80-90’a yakın dosya bulunmakta bu dosyalardan sadece
5’inde imzam bulunmaktadır. Destek hizmetler ve işletme hizmetlerinde alınan
ürünlerde sorumlu başkan yardımcısı ben değilim. İnsan Kaynakları Müdürlüğü
bana bağlandıktan sonra belediye içerisinde belli yerlerin fazla çalışanla
doldurulduğu olduğu yönünde tespitlerimiz oldu. Veli beyin ailesinden ve
akrabalarından işe alımların yapıldığını gördük. Kültür Müdürlüğü bünyesinde
kurslarda çalışacak kişilerin PDR mezun olması gerekirken Veli bey, kendi
akrabasını psikoloji mezunu olduğu için işe almış. 3 aylık değerlendirme
kısmında gerekli desteği ve açıklamayı yapamadığını gördük. Akrabaların işe
alındığını tespit ettikten sonra çıkışlarını yaptığım için Veli beyin ayağına
basmış oldum. " dedi. Mahkeme Başkanının Veli Gümüş'ün akrabalarını işe
alması dışında başka bir usulsüzlüğünü görüp görmediğini sorması üzerine Gül,
'Hayır’' yanıtını vererek, "Alaattin Köseler ile herhangi bir husumetim
bulunmuyor aramızın mesafeli olmasının sebebi beni başkan yardımcısı olarak
atamasının ardından yardımcılığa başladıktan 1 gün sonra görevden alması"
dedi.
Tutuklu sanık Havva Dindar: "Uzun yıllardır Beykoz
Belediyesinde çalışıyorum. Anahtar teslim işlerinde çalışıyordum. Eski dönemde
bakım işlerine de bakıyorduk. Bilgi sistemi erişimine iznim yoktu. Görevlerimiz
mail üzerinden, Whatsapp üzerinden geliyordu. Gün içinde yapılan işlemleri
fotoğraflandırıp, video yapıp atıyorduk; 15-20 kalem olarak geliyordu. Açık
hesap olarak çalışıyorduk sonra doğrudan temin olarak ödeme yapılıyordu. Bu
işler genelde acil işler oluyordu su patlağı gibi. Bu işler genelde gece
oluyordu. Bu hizmetin karşılığı olarak doğrudan temin yapıldı. Hizmeti önceden
verip sonradan evraklaştırıyorduk. İki tane pazarlık 3 doğrudan olarak ihalemiz
var. Erdal bey bu işlerin önceden yapıldığını biliyordu. Seçim sürecinde çok
yoğun çalışıyorduk. Sonra yeni yönetim geldim ne yapacağımızı bilemedik.
Alaattin Köseler dahil yeni yönetimden kimseyi tanımıyorum. 1,5 ay sonra bize
randevu verildi bu sürede işlerimizi yapmaya devam ettik. Randevu zamanı eşimle
beraber Alaattin Bey'e gittik; 'Alacaklarımız var, nasıl yol izleriz' dedik.
Bize 'Şimdi çalışın 3 gün sonra dönüş olacak' dedi ama dönüş olmadı. 3 gün
sonra baca yangını oldu. İtfaiye müdahale etmişti gittiğimizde Alaattin Bey de
oradaydı. Alaattin bey bize 'Siz şimdi işinizi yapın ödemeniz bende' dedi. Biz
de alçıpan işlerimizi yaptık ama bir ödeme alamadık. Yapılan teminler yetersiz
kaldı. Alaattin Beyle görüşmeye gittik bizi Duran bey’e yönlendirdi. Duran
Bey’e durumu anlattık. Bize 'Sizi çok iyi anlıyorum. Bu işlerin sonu sıkıntılı
olabilir Yıldız Hanıma gidin dosyanızı yaptırın' dedi. Yıldız Hanıma gittik
listeleri verdik. Bize 'Başkan beyle görüşmem lazım geri gelmedi' dedi. Uzun
süre gelmeyince aradık. Bize 'Başkan beyle görüştüm şu an yemeğe indim' dedi.
Yıldız Hanım bilmediğini söylüyor ama işlerin sonradan teminle yapıldığını
biliyor. 25-26 bin alacağımız var. Faturalanmış olarak içeriden 2 ihaleden
yaklaşık 2 milyona yakın alacağımız var" dedi.
Dindar sözlerinin devamında, "Erdal bey bizi aradı
'Listenizi alın gelin' dedi. Yanına gittiğimizde Furkan Bey de odadaydı. Furkan
beyin talimatıyla 'Dosyanızda eksik olmasın en azından bu giderleri gidermiş
olalım' dedi. Furkan Bey ile Whatsapp üzerinden görüştüğümüz kişi.
Dosyalarımızı Furkan Bey'e attık görüşmelerimiz de onunla ilgili. Tamer Bey çok
fazla alacağımızı biliyordu. Teklif verdi onunla da olan konuşmalarımız bu
duruma ait. Dokuzuncu ayda çok iş bile yapmadık Sekizinci ayın sonuna kadar iş
yaptık. Bizim aldığımız tüm işler açık işlem üzerinden yapıldı. Örgütten
ayrılmışız dosyada ama hala devleti zarar uğrattığımız yazıyor bu durum
aklımızın ucundan geçmedi. 25 milyona ait alacağımız geçmiş döneme ait borçlar.
Eski dönemin borcu karşılanmadı" dedi.
Tutuklu sanık Tamer Çapraz: "Hakan Dindar’ı daha
önceden ortak olduğum firmada tekniker olarak çalıştırıyordum. Yaklaşık 20
yıldır tanıyorum. Otel işleri yapıyoruz ve firmamız Türkiye’de ağırlıklı olarak
ihracat olarak çalışıyor. Beykoz Kahvecisi’nde Havva ve Hakan Dindar danışman
olarak çalışmak istediğini söylediler. Benim de müdahil olmam işin bir kısmını
ortak yapmamızla sonuçlandı. Beykoz Kahvecisi dışında bir işte beraber olmadık.
Kendileri ödeme zorlukları çektiklerini ve bir türlü ödeme alamadıklarını dile
getirdi. Whatsapp gruplarında konuşuldu. Polis baskınıyla neyle suçlandığımızı
bilmeden gözaltına alındık. 'İhaleye fesat karıştırma' suçlamasıyla
karşılaştım. Kendimi korumak amacıyla ilk ifademi verdim. Dosya içinde yazılmış
olan başka şeyler de var bunlar konuşuldu. 'Hiçbir şekilde kesinlikle eski
işlerle ilgili ödeme yapmayacağım' demesi garip geldi. 90 gün bekledik o yüzden
bu kadar konuşuyorum. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. İki ihalenin doğrudan
ve açık pazarlık usulü dediğimiz olayın ihale olmadığını düşünüyorum çünkü
önceden yapılmış bitmiş. Ben 35 yıldır mühendisim." dedi.
Tutuksuz sanık Volkan Unutur: "Beykoz Belediyesi
bizim müşterimizdir. Belediyeye sözleşmesi yapılmamış, faturası kesilmemiş
hiçbir ürünü teslim etmedik" dedi. Avukatın belediyeye ürün tesliminde 10
tonluk malın 3 tonluk araçla nasıl taşındığını sorması üzerine tutuksuz sanık
Unutur, "Ön muhasebede çalışan arkadaş 3 tonluk aracın plakasını
belediyeye kaydetmiş. Biz aracı daha sonra sattık, ama belediyeye teslimlerde
satılan aracın plakası kullanılmış. Bizde hiç değiştirmemişiz. 10 ton taşıyacak
bir aracımız zaten yoktu. Ürünleri tedarikçiye taşıtıyorduk" dedi.
Avukatın kayısı ihalesindeki fiyat farkını sorması üzerine Unutur,
"Ürünlere iki farklı fiyat vermemiz birinin yaş kayısı, diğerinin kuru
kayısı olması sebebiyledir. O yüzden fiyat farkı çıkıyordu. Yağ konusunda
doğrudan teminlerde şartname istenmez. Teknik teminde ise şartname istenir.
İçerik veya marka istenir. Neden ihaleler bölünüyor konusunda bir bilgim yok. O
konu belediyede çalışanların tasarrufudur. İki tane farklı peynir ihalesi
yapılmış. Bu ikisinin aynı araçta taşınması mümkün değildir" dedi.
Tutuklu inşaat firması yetkilisi Yusuf Karaarslan: "Besi
Kaya’yı tanıma sebebim amcamla olan ticaretidir. Belediyeye doğrudan temin
ihalelerin hiçbirini ben yapmadım. Kaşem ve imzam kopyalanarak mailler atılmış
ve belgeler elle imzalanıp teslim edilmiş. Bu konuda şüphelendiğim bir kişi
vardır. Oda Besi Kaya’dır. Teklifleri ben vermedim” dedi. Bu iddia üzerinde
salonda bulunan tutuksuz sanık Besi Kaya, savunmaya itiraz etti.
Mahkeme heyeti, duruşmayı yarın sabah 08.30’da başlamak
üzere erteledi.
Beykoz,Beykoz Belediyesi,Alaattin Köseler,Beykoz Davası,Beykoz Duruşması