GERÇEĞİN PEŞİNDE

28-08-2017 5137 Yorum yok. Yorum Ekle

İlk dünyaya gelmekle başlar insanın diğerleri tarafından anlaşılma ihtiyacı. Genç anlaşılmak ister, eş anlaşılmak ister. Bilim adamı ve her insan anlaşılmak ister.

İhtiyaçları, yaraları, korkuları, hikâyeleri olan kabul görmek isteyen hem farklı, hem aynı insanlarız aslında.

Ancak; ruhiyet-i halimiz böyleyken izlenimlerimiz, gözlemlerimiz, etkileşimlerimizi ya sözde akıllı cihazların bilmem kaç cm'lik LCD ekranlarından, ya da bir tabletin önünden ardından bakmadan hiçbir iletişime giremez olduk.

Teknolojik olduk ama tekno-lojik olamadık. Yani işin lojik kısmı çok gerilerde kaldı. Mantıksız bir gereksizlikle sanal sayfaları kullanıp, onlarsız yaşayamaz da olduk...

Herkes birbirine sanal olarak yakın ve bağlantıda ama aynı muhitte, aynı şehirde oturup görüşemeyecek kadar da maalesef uzak…

--------------------------------------------

'' Paylaşmak '' ne büyülü bir kelimeydi içi boşaltılmadan önce...  Üslupsuz, frensiz muhabbetlerde nasılda anlamını yitirdi

Bir zamanlar kişilerden bahsederken isimlerin yerine unvanları haricinde bu, şu, o gibi ifadelerin kullanılmasının dahi bir saygısızlık, bir hafiflik adledildiği hassas dengeler vardı efendim...

İstediğine her nevi sözü umarsızca söyleyebildiği, sosyal medya yoluyla kurduğu samimiyetsiz samimiyetlerden doğan, gayri meşru duyguları hangi ara tasvip eder olduk şaşkınlık verici.

Ruhlarımızı mobilliği kesin, akıllılığı şüpheli cihazlara köle etmeden önce, İnstagram’dan, Twitter’dan, Facebook’dan ve daha adını bilemediğim nice sayfalardan önce nasıl paylaşıyorduk hayatı?

Hepimize acilen gerçeğin farkındalığında hatırlanmak dilerim

---------------------------------

Sevgi duygusunu duyumsamayan kişi kaygan bir zeminde yürür gibi yaşar hayatını. Tedirgin, ürkek ve korkak... diyor şu an okuduğum kitabın bir satırında

Velhasıl; Açlık -susuzluk gibi fiziksel ihtiyacı karşılanmayan insan nasıl ölürse, anlaşılmama duygusunun doğurduğu sevgisizlik de insanı öldürebilir.

En umursamaz insanın bile anlaşılmaya ihtiyacı olur arkadaşlar.

Diyeceğim şudur ki; yeteri kadar kullanıp keselim şu mekanik iletişimi, birbirimize yeniden saygıyla dokunmayı deneyelim…

Yunus'un dediği gibi ete kemiğe bürünüp Ayşe, Fatma, Ahmet, Mehmet… ya da her kimsek o olarak sahici görünelim ,samimi yaşayalım…

Mesela; Eksik olsun dişimiz ama emojisiz ağlayabilelim, gülebilelim. El ele tutuşup bir sahilde selfie çekmeden de yürüyebilelim, güneşin doğuşunu -batışını izlemek için randevulaşalım, gözlerimizin içine bakarak hasbihal ederken birbirimize sarılabilelim...

Gökyüzünü seyrederken bir kuşa takılıp gitsin fikrimiz, sevda neden kuşun kanadında düşünelim... Hayata, renklere bakıp şükredebilelim, bazen de her şeyi hicvedebilelim…

Sözün özü hayatı izlerken her şey için çok geç demek istemiyorsanız kapatın monitörleri kalbinizin sesini açın. Çünkü bu zamanda en çok kalpten kalbe köprülere ihtiyacımız var.

Köprüler için duymaya - duyulmaya, bunun için de sevgi ve anlayışı tetikleyen kelimelerle ilişki kurmaya… Tam da burada sürçü lisan ettiysem affola. Anadoluhisarı’ndan alem-i kainata Aşk 'la, Mübarek Olsun Kurban Bayramımız…

Kemal Efe Şişman "Konuk Yazar"

Bu Kalp Seni Unutur Mu?

30-05-2025 1 yorum. 2763
Ozan Derviş

Biraz BEYKOZLU Olalım

30-05-2025 Yorum yok. 1546
Neyir Erkan Şişman

EĞİTİMİN ŞAŞAN TERAZİSİ

30-05-2025 Yorum yok. 2319
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

KENDİNİ ÖNEMSEMEK…

30-05-2025 Yorum yok. 1723
Erdal Uzuner

MÜLKİYET PROBLEMLERİ

30-05-2025 Yorum yok. 1582
Hacı Arıcı

KURBAN ALLAH’A TESLİMİYETTİR

30-05-2025 Yorum yok. 638
Yaprak Akın

Deprem Öncesi Tedbirlerimizi Alalım mı!

30-05-2025 Yorum yok. 525
Asiye Çakır

İNSAN İNSANA…

30-05-2025 Yorum yok. 589
Cüneyt Pulant

Beykoz Belediyesi Çalışıyor mu?

30-05-2025 Yorum yok. 1710
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEP GEÇMİŞ OLSUN DEMEKLE Mİ KALACAĞIZ?

28-04-2025 Yorum yok. 692
Tuncay Ünde

UZAKSIN BANA

28-01-2025 Yorum yok. 1274