Beykoz’un yayında olan en eski gazetesi olarak, 16. Yılı geride bırakarak yayın ilkelerinden hiç taviz vermeden, dalya demeye sadece bir sayımız kaldı.

Sadece kurduğu cümlelere dikkat eden, okul yıllarında kompozisyonu ve edebiyatı oldukça iyi olan bir Beykozlu olarak, Beykoz’un ilk Yerel Gazetesi Beykoz Haber’in sahibi çocukluk arkadaşım ve dostum Zeki Aksu’nun gazetesini, yayın ilkesini hiç etüt etmeden sadece gazete çıkartıyor diye hayran hayran takip etmişimdir. Hatta zaman zaman bir vesile olsa da Zeki Aksu’nun gazetesinde bir şeyler yazsam demişimdir.

O yıllarda benim aktif radyo yayıncılığım nedeniyle Zeki Aksu kabul etmez düşüncesiyle teklif getiremezken,  çekingenliğim yüzünden bu arzuma ulaşamadım. Ancak kendiliğinden gelişen bir vesileyle İstanbul Valiliğinden 7 Ağustos 2001 tarihinde aldığım izin belgemle, kendi gazetem Doğuş Haber’i çıkartmam ile gönlümden geçirdiğim güzelliklere kavuştum.

Tabi gazete olayına da birden bire girmedim, çalıştığım radyo kapandığı dönemde, Beykoz’dan radyocu tabiriyle korsan yayın yapan ve aynı zamanda yerel gazetesi olan bir arkadaşımın bürosuna zaman zaman gitmekteydim. Bir gün gazete toplantısını olacağını hissettiğim anda izin isterken, arkadaşlarımın sen yabancı değilsin lütfen kal ısrarı ile o zaman ki Prestij Gazetesinin toplantısına katıldım ve toplantıdan çıktığımda kendimi gazetenin kadrosunda Yayın Yönetmeni olarak bu sektöre giriş yapmış buldum.

Aman Allah’ım ne kadar güzel bir iş, çocukluk arkadaşıma söyleyemediğim bu güzel sektöre, radyo dünyasından tanıdığım diğer bir arkadaşım vasıtası ile oldukça hızlı bir giriş yapmıştım.

Prestij Gazetesinin yayın hayatı birkaç sene sonra bitince, bu sektörde hizmet vermeye karar vererek kendi gazetemi, Prestij Gazetesindeki arkadaşlarımı da kadroma alarak kurdum ve bugünlere geldim.

Gazetemin açılış döneminde bir başka sektörde çalıştığım için gazetenin resmi kaydını kız kardeşimin üzerine yaparak, bende Genel Yayın Koordinatörü olarak sektörde hizmet vermeye devam ediyorum.

Resmi evraklardaki ismi dışında hiçbir gazete aktivitesinde ve ortamında bulunmayan kardeşimin üzerine gazetemiz halen devam etmekte. Her ne kadar yıllarca bu gerçeği bilmelerine rağmen “öküz ölüp dostluk” bozulunca senin gazeten mi var diye bilenler olsa da, Doğuş Haber’in raflarında bir toz tanesi dahi olsam bu gazete 16. Yılını geride bırakmış durumda.

Neden 16 yıl da daha yeni 99 sayı diyenler vardır tabi ki, işte orası bu işin meşakkatli ve bir o kadarda ilkeli durma boyutu.

Siteme koyduğum haberimi geri çekmediğim sürece, yayın hayatıma kimsenin müdahale etmesine izin vermediğim sürece, hiçbir zaman yanlı ve yanlış haber yapmadığım sürece,  kimsenin kutlamasını veya reklam tanıtımını rızası dışında koyup ödeme diye rahatsız etmediğim sürece, arkadaşlarımın reklam müşterisini ona verdin bana da vereceksin deyip rahatsız etmediğim sürece varsın benim gazetem 16 yıl biterken 100 sayısını yeni yakalasın.

Bana yakışan bu aileye güvenenlere layık olmaya devam etmektir. Etmek zorundayım çünkü benim alaylı konumumu rafa kaldıran ve artık mesleğin erbabı olan iki evlat yetiştirip sektöre kazandırmış olmanın haklı gururu bana yeterde artar bile. Gerisi uzun lafın kısası… Miyav da Miyav…