Beykoz’da sular bir türlü durulmuyor. Yapılması gereken işler bu kadar çokken, yapılan işler bir elin parmağını geçmezken bir de gelin ulusal basının manşetindeki Beykoz’a ve Beykoz Halkına bir göz atalım.
Geçtiğimiz günlerde Vatan Gazetesinin Pazar ekinde rastgele okuduğum bir röportaj beni hayretler içerisinde bıraktı.

Röportajda geçen belli başlı isimler tanıdıktı. Bunun yanı sıra röportajın konusu ise çarpıcıydı. Röportajın tümünü merak edenler araştırıp bulabilirler elbette ama ben bir bölümüne ve en çarpıcı kısmına dikkat çekmek istiyorum.

Şaban Tören, Beykoz fabrikalar kapandıktan sonra çok bozuldu. Uyuşturucu çok yaygın, burası mafya yuvasına dönmek üzere. Beykoz sırtları lüks villa dolu ama sahilde akşam 7’den sonra yürünmüyor. Dedi.
Ama kime dedi?
Saptadığı bu kötü durumun iyileştirilmesi için, Beykoz’un önde gelen sivil toplum kuruluşunun başkanı olarak ne yaptı?

İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği Huzur toplantıları kapsamında İlçe Protokolünü, sivil toplum kuruluşlarını, daire müdürlerini ve okul müdürleri bilgilendirilirken, istatistik bilgiler katılımcılara net olarak anlatılırken, bu kişi Ulusal basına taşıdığı aslı astarı olmayan konuları neden katıldığı bu toplantıda paylaşmamıştır.
Polisimizin Ulusal basına taşınan, Ana haberlerde konuşulan başarılarını ve İlçede huzuru sağlayan çalışmalarını basılı gazetemizde ve web sitemizde okuyucularımız ile paylaştığımız da ortadadır.

Çok iyi hatırlıyorum.
Yerel basının katıldığı bu toplantılarda Gazetemiz Genel Koordinatörü öncelikle Beykozlu olmanın daha sonra gazeteci olmanın verdiği birikimle tespitlerini sesli olarak dile getirirken ve en doğru platformda bu konular konuşulurken, ortaya konulan tespitler toplantıya katılanların taktirini görse de toplantının ev sahibi olan Emniyet Müdürlüğü yöneticilerinin tepkisini çekmiştir. İlçe asayişinin konuşulması gereken yerin bu ve bunun gibi toplantılar olduğunu düşünen gazete yöneticilerimizin sözleri
doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali karşı tarafın küskünlüğü olarak geriye dönerken, ilçeden dert yananlar ve her yıl bu toplantılarda saf tutanlar gerçek er meydanı olan İlçemiz dururken, olmamış konularla gündem oluşturup kafaları karıştırıp er meydanını Ulusal Basın da araması da çok gariptir.

Beykoz’un Derdi orda öylece duruyor, dertli Beykoz Halkı o da bu derdin çözülmesini bekliyor, Peki dert yanılan kimdir?
Beykoz’un önemli sivil toplum kuruluşlarından olmasına rağmen, taşın altına elini sokuyor mu?
Eğer bir şeyler yapmak istiyorsa öncelikle sorunu ve çözüm yollarını İlçenin yetkili makamlarıyla paylaşsın, hatta daha sonra yetkililere sunduğu öneri ve çözüm yollarını ilçe yerel basınıyla paylaşıp Beykoz Halkının duymasını sağlasın.
Sonra ne mi yapsın?
Arkasını dönüp baktığında geçte olsa BEN BEYKOZLUYUM desin.

Neyir Erkan