Çelişkinin kelime anlamı, karşı çıkmak ya da muhalefet olsa da, davranış biçimi olarak ele aldığımızda. Duygu düşünceleri, sözleri ve davranışları da birbirini tutmayan, tezat olarak da tanımlayabiliriz. Bu davranış biçimini hayatımızın her evresinde görmek mümkün. En fenası da hiç beklenmedik anda ummadığımız insanlarda buna şahit olmak değilmidir?
Çelişkinin birçok yancısı da pek sık karşılaştığımız
davranış biçimindendir, maalesef. Karşı karşıya geldiğimizde nasıl
davranıyorsak uzaklaştığımızda da öyle olmalıyız. Olamıyorsak, işte buna da,
çelişkinin yancısı, ikiyüzlülük diyoruz..!
Bunlardan çok çok var... Diğer bir önemli hususta, bu
davranışları hissedip de gerekli tepkiyi vermiyorsak, Eyvah ki Eyvah...!! İşte
zamanımız da en çok hata yaptığımız nokta burası. Bu yüzden doğru ne yanlış kim
karmaşası yaşamıyor muyuz? Bu durum hepimizin güven duygusunu yok etmiyor mu?
Anlık menfaat ve çıkar için bütün değerli değerlerimizi
ayaklar altına alan insanlar ile aynı gezegende ve aynı topraklarda, hatta
şehir de ilçe de mahalle de salonda olmak ne acı. Bu tabloyu hep aynı yüzleri
gördüğümüz toplantılarda süzmek çok zor olmasa gerek. Hani derler ya; gidişatı
gözlemlemek için iki adım geriye çekilip uzaktan izlemek ya da orada ilk kez
bulunan yabancı birinin düşüncelerini dinlemek gerek. Neler oluyor, kimler kimlerle,
gelişme var mı? Varsa ne aşamada. Bunların hepsi ve daha fazlası üretken
toplumlarda mümkün. Yoksa her toplanma da aynı insanlar aynı konuları işliyor
ya da gündeme getiriyorsa orada kısır döngü ve oyalanma vardır.
Bu duruma sessiz kalmayı ve aynı nakaratları aynı
kişilerden dinlemeyi kabul etmekte başka bir sorun! Arz talep meseleleri gibi. Unutulmamalı
ki, Toplum sürekli aynı şeylerin tekrar edilmesi durumunda yapabileceğimiz
ancak bunlardan ibaret sanır. Oysa onlar, yönetenlerin kendilerine yeni ufuklar
açmalarını beklerler. Rutin giden pek çok şeyin dışında da bir dünya olduğunu
bilmek hakları. Önlerine koydukları insanların plansız, projesiz olup
olmadıklarını görmek o kadar zor olmamalı. Yani, alan razı veren razı gibi. Ama
yine de mücadeleden vazgeçmeyenler olduğunu göz ardı etmemek gerekli. Geriye, şöyle
durup düşünmek kalıyor! Nasıl daha verimli ve atılımlı olabilir, şöyle. Geriye
kafa yormalı yakalıyor! kafa yoran, sosyal, girişimci gençlere yönelmek, bir
nevi geleceğe adım atmak olabilir mesela.
Bir de gençlerimiz var tabi ki. Gençler... Toplumun
dilinden anlayan, onların yaşam biçimleri, örf adet ve davranışlarını hiçe
saymadan zamanın teknoloji ve gelişimlerini her alana entegre ederek
geliştirecek gençler. Onlara imkân ve fırsat verme zamanı geldi de geçiyor
olabilir. Elbette bütün bunları yenilerken, tecrübeli, verimli insanlardan
destek alıp paylaşmadan da olmayacağını unutmamak gerekir. Öyle "MIŞ"
gibi yaparak olmaz… Daha zamanı var demek hiç olmaz...
Onlar kendilerine sıra geldiğini ifade edecek özgüven ile
ortaya çıkmışlarsa, geri çekilme zamanı gelmiş demektir. Bunu önemsemeyenler
yaşamlarındaki çelişkilere devam etmek istiyorlar demektedirler. Bu tutum aynı
zamanda, karşı olmak ve muhalefet etmenin bir başka ifadesidir ki; Bunu da
okuyup tavır koyacak olanlar, halkın çoğunluk olan kısmıdır. Onlara Futboldaki
bir tabir ile seslenmek istiyorum...
Top sizde...
Ya çelişkilere devam anlamında top çevireceksiniz ya da yeniliklere,
yenilenmeye doğru yelken açmayı seçeceksiniz. Hangisi ??