Türk örf ve adetleri belirlemiştir
ki, tarihsel süreçte hep ailelerin kuruluş aşamasından sonra aile düzenlerinin
sağlıklı ve sorunsuz yol almasının mimarı hep ailenin kadınları olmuştur.
Kapımıza kadar gelen seçimde, mesleği
siyaset olanlar veya siyasete yeni girmek isteyenler, meydanlarda vatandaşlara
seçime giderken ki süreci özetleyip oylarını talep etmekteler.
Siyasetçi kimliği kazanmış kişilerin
birçoğu başta olmak üzere, genel anlamda bilen kişilerde bilmeyen kişilerde
siyasi analizler yapmaktalar. Siyaseti bilenler “istisna olanlar hariç” kendi
siyasal tarafına göre yönlendirici ve etkileyici olmaya, zaman zamanda olması
zor gibi görülen vaatler ile kafaları karıştırmaktalar.
Siyaset ile ilgilenmeyen veya siyaset
bilmeyen birçok kesimin, siyasi cümleler kurdukları pek görülmemektedir. Az
sayıda görülse de pek etkileyici olmadığı için bu kesim genelde susan kesim
olarak algılanmakta. Maalesef ki, siyasetçiler ve siyasete yeni girenler hep bu
kesimin üzerine titrerler ve etkileri altına almak isterler.
Konunun zor olan tarafı da burası,
siyaset ile ilgilenmeyen kesim ile çok muhatap olan değişken partilerin
siyasetçileri, genelde geçim zorluğu çeken bu grubun kafasını iyice
karıştırmaktalar.
Tamda burada, yazımın başlığına
dönmek istiyorum. Bu seçimi, yaşam şartlarının zorluğunun hangi ölçüde yaşamlarına
ve özellikle mutfaklarına girdiğini en iyi bilen kadınlar yönlendirecekler.
Kadınlarımızın tarihsel sürecimizdeki
gücünü detaylandırmaya gerek olmadığına inanıyorum, bunu anlamak için genel
anlamda müsait olduğumuzda sadece bir dakika elimizi kalbimizin üzerine koyarak
düşünelim, geçmişte hem bireysel yaşamımıza hem de ülke yaşamımıza olan
katkılarını, hem de günümüzün seçim ortamına olacak katkılarını, film şeridi
gibi tekrar göreceğiz.
Çok kafa karıştırmadan bir konuya
daha değinmek istiyorum. Yıllardan beri söylüyorum ve yıllar içerisinde aldığım
cevaplardan hiç mi hiç tatmin olmadım.
Genel olarak ilçemizi içerisine alan Birinci
Bölge diye adlandırılan seçim bölgesinden Aday Adayı olan ilçemiz siyasetçileri
yıllardır arzu edilen sıralamalardan aday gösterilmiyorlar. Bunun içinde kalkıp
yok şu ilçenin nüfusu şu kadar, bizim ilçemizin nüfusu bu kadar, bu sebepten
olmaz denmekte. Hep söylüyorum, bu seçimlerde Beykoz seçmeninin oyları dikkate
alınmıyor mu, tabi ki alınmakta, o zaman birkaç oyla bile bir aday
kazanabiliyor veya kaybedebiliyor ve bunun örnekleri dolu. O zamanda nüfusa
göre aday belirlenmesi saçma mı saçma. Adaylar bölgenin hangi ilçesinden olursa
olsun siyaset kulvarında çalışabilecek mi bunu kanıtlamış mı ona bakılmalı.
Bunu sağlayacak olanlarda dirayetli İl ve İlçe yönetimleridir.
Son iddiamı çok sayıda örneklendirebilirim,yazımı kadınlar üzerinden yazdığım için kadınlar üzerinden örneklendirmek istiyorum. Şu an sahada çalışan Beykozlu üç kadın Milletvekili Adayından bahsetmek
istiyorum. CHP Parti Meclis Üyesi ve Birinci Bölge Milletvekili Adayı Sevgi
Kılıç, CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve Birinci Bölge Milletvekili
Adayı Füsun Sökmez ve İYİ Parti Beykoz İlçe Başkan Yardımcısı Birinci Bölge Milletvekili
Adayı Ayşe Kıraç. Bu üç Beykoz bireyi, Partileri içerisinde şu an aktif Milletvekillerinden
daha etkin konumdalar. İşte tamda bu yerde partilerin kurmayları ve özellikle
İlçe ve İl Yöneticileri bu değerlendirmeleri eksik yapmamalıdırlar.
Son olarak birde hak teslim etmek
istiyorum, nüfusumuz az diye Milletvekili sıralamalarında halk diliyle
kazanamayacakları sıralara konulan Milletvekili Adayları Birinci Bölge Seçim
Bölgesinin tüm ilçelerinde seçilebilecekleri garanti olan Milletvekili
Adaylarından daha fazla çalışmaktalar.
Unutmayalım
SONUCU KADINLAR BELİRLEYECEK