HÂK SONUMUZU HAYR ETSİN...

27-10-2020 7740 Yorum yok. Yorum Ekle

Çok kibirliydik insanlık olarak çok,

Kendimizi tüm evreninin hâkimi sandık, kurduğumuz sahte krallıklarda caka sattık, en üste çıkmak için doğanın, hayvanların, birbirimizin üstüne bastık... diyordu okuduğum kalınca bir kitabın satırlarında.

Hiç gündemden düşmeyen bitmeyen, tam duruldu derken tekrar hortlayan, tek kişilik düşünmeyi bırakmadıkça ben buradayım diyen tek bir virüs hatırlattı bize, belki de esas virüsün bizde olduğunu...

Bana kalırsa yazarak bitmeyecek onlarca oluşa rağmen ilahi sistem nasıl şefkatle doluysa insanoğluna olabilecek en hafif şekliyle gösteriyor kendisini.

Evet, olabileceklere göre çok hafif!

**********************************************************************************

Ölüm yüzdesini yüzde ikiden çekin yüzde otuza bakın bakalım oturabilir miyiz evlerimizde öylece acaba.

En güçlü olan hayatta kalır yalanıyla neler neler yapabiliriz birbirimize hayatta kalabilmek uğruna.

Ya da sen zayıfların koluna girmeyi bilmemiş sadece kendini kurtarma derdindeyken adın insan olur mu?

Peki ya dünya gezegeninde güç üzerine, birbirini ezme üzerine, hayatta kalma üzerine kurup oynadığın senaryo da seni, beni, bizi hiç mi bir uyaran olmayacak?

Kimine göre evren, kimine göre sistem, bana göreyse ilahi irade sopasını çıkardı. Ne ırkı bıraktı, ne toplumsal farklılığı, ne zengini, ne fakiri. Ve dedi ki bir virüsle

- Hey insanlık nereye? bir ol artık!

**********************************************************************************

Belki de insanlığın başına gelen en büyük nimettir bu hiç öyle görünmese de...

Nasıl yani hayatımızı elimizden aldı!

Hangi hayatımızı?

Sürekli tedirgin, tehdit altında geçirdiğimiz ama bunun farkında olmadığımız günlerimizi mi?

Sokaklarda kimseye güvenmeden birbirimize baktığımız, yakın görünürken bile hep mesafeli olduğumuz, her türlü zihinsel virüsü birbirimize bulaştırdığımız hayatı mı?

Yoksa sürekli tehdit altında hissettiğimiz için ya aç kalırsak korkusuyla bedenlerimizi nasıl bir yığınağa çevirip, bir de üstüne o yığıntıları eritmek için koşu bantları çevirdiğimiz zamanları mı?

Şu anda her şey normale dönse diye dua ediyoruz? Peki, hangi hayata dönmeyi umuyoruz?

Zaten aslında hep böyle yaşadığımız ve bir virüsün bu gerçeği yüzümüze çarptığı daimi karantina ve tecrit altındaki hayatımıza mı?

Gücü olanın güçsüzün tepesine bindiği, politikacıların zihinleri hallaç pamuğu gibi attırdığı, milyon dolarlık topçuların peşinde nice vakti heba ettiğimiz bir sözde yaşamı mı?

Farkında mısınız hepsi bitti! Bir anda! Ne politikacı var ortada, ne zengin, ne film yıldızı, ne de topçu. Hepsi gitti geriye insan kaldı.

Evet, yine endişe içinde ama mesela balkondan birbirine şarkı söyleyerek destek olan, çıkıp balkona emek verenleri alkışlayan, güzelliklerin gitgide daha farkına varmaya başlayan insanlar...

İçimizde müthiş yapıcı, barışçı, üretici, destek olucu, derindeki ruhunu yansıtmayı bilen de var; yakıp yıkıp birbirine yok etmeyi bilen de...

Belki de insanlık tarihinin en önemli fırsatlarından birisi bize sunulmuşken, şimdi buradan nereye çuf çufluyoruz bi sorun artık kendi kendinize?

**********************************************************************************

Maske, hijyen, mesafe diye diye ikinci dalga uyarıları yapılırken bile bu kadar kurallara uyulmazken hala uyanmıyorsak, elbet o tokat daha da sert inecek.

Öyle orayı burayı kıvırmadan. Nefsaniyete menfiye, kendini haklı görme tuzağına düşmeden. Eğriye eğri, doğruya doğru diyerek hakiki bir samimiyet taşır bizi içimizdeki ilahi olana ve ancak o zaman öylesine güçleniriz ki bağışıklık olarak hiçbir zihinsel fiziksel virüsün bize ulaşamayacağı o noktaya varırız varlığımızda...

Ama eğer çıkışı yalnız bir ilaç şirketinin bulacağı aşıda arayacaksak, artık sonumuz hayrola... Aynı bilinçte tekrar edeceksek bu insanlığa kolay gele...

İşte şimdi sorunun tam vakti:

Söyle bakalım ey insanlık, şimdi yolculuğumuz nereye?

Birileri konuşur birileri susar ben hissettiklerimi kağıda yazdım sürçü lisan ettiysem affola. Sağlık sıhhat afiyet dileklerimle Anadoluhisarından saygı ile selamlar efendim.

Kemal Efe Şişman "Konuk Yazar"

Bu Kalp Seni Unutur Mu?

30-05-2025 1 yorum. 2762
Ozan Derviş

Biraz BEYKOZLU Olalım

30-05-2025 Yorum yok. 1545
Neyir Erkan Şişman

EĞİTİMİN ŞAŞAN TERAZİSİ

30-05-2025 Yorum yok. 2318
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

KENDİNİ ÖNEMSEMEK…

30-05-2025 Yorum yok. 1722
Erdal Uzuner

MÜLKİYET PROBLEMLERİ

30-05-2025 Yorum yok. 1581
Hacı Arıcı

KURBAN ALLAH’A TESLİMİYETTİR

30-05-2025 Yorum yok. 637
Yaprak Akın

Deprem Öncesi Tedbirlerimizi Alalım mı!

30-05-2025 Yorum yok. 523
Asiye Çakır

İNSAN İNSANA…

30-05-2025 Yorum yok. 588
Cüneyt Pulant

Beykoz Belediyesi Çalışıyor mu?

30-05-2025 Yorum yok. 1709
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEP GEÇMİŞ OLSUN DEMEKLE Mİ KALACAĞIZ?

28-04-2025 Yorum yok. 691
Tuncay Ünde

UZAKSIN BANA

28-01-2025 Yorum yok. 1271