Babalar en kutsal varlıklar olan Annelerin gölgesinde kalan
gizli kahramanlardır!
Evin en öksüzü babalardır, en yalnız, en kimsesizi, herkese
kimse olurken. Evin direği olurken kendisi direksizdir, dayanacağı kimsesi pek
yoktur. Çünkü o hep güçlü olmak zorundadır. O zayıf olamaz Çünkü o kahramandır,
o güçsüz olamaz Çünkü o kahramandır, o ağlayamaz Çünkü o kahramandır, hep
kahraman olmak, öyle kalmak zorundadır. Yoksa silebilir herkes onu. Küçümser,
erkekten bile saymaz.
Batan gemiyi en son terk eden baba iken, uçan bir balonda,
fazla ağırlıkların atılması aksi halde balonun düşme ihtimalinin olduğu
anlarda, aileden ilk atılacak kişi babadır.
Hayatını ailesine adasa da, ne eşine ne de çocuklarına
yaranabilir tam anlamıyla. Kimsesi kalmaz zaten memleketi belli olduğunda. Hani
sormuşlar ya adama nerelisin diye. O da demiş henüz evlenmedim diye. Ne ilk
ailesine, ne de yeni ailesine yaranamaz, arada kalır. O yüzden ailelerde hep
dayılar, teyzeler sevilir ya. Amca hele ki hala pek bilinmez genelde.
Aile içi yetmez gibi, hep annelik yüceltilir onun yanına ayıp
olmasın diye babalık da eklenir. Anneler gününün bütün ihtişamına, şatafatına,
her yerde vurgulanması ve insanları harekete geçirmesine rağmen, babalar günü
unutulur, ya da babalar gününde hatırlanır ve öylesine geçiştirilir.
Evin dış kapı mandalı gibidir çoğu zaman. Evin en yalnızıdır
Bu yüzden en son babalar duymaz mı? Ya saklanır, ya yalan söylenir ya da
paylaşma gereği duyulmaz. Bunda elbet hoşgörüsü az babanın da suçu ve katkısı
vardır ama yine de ne yapsa yaranamaz, yakınlaşamaz. Belki çocuklarıyla
yakınlaşmak ister ama malum ataerkil kurallar, toplum baskısı, utanç duygusu
buna engel olur, ne sevdiğini gösterebilir ne de sevilmek istediğini...
Babanın aile de en sevdiği birey kadındır, eşidir. Eşinin ise
en sevdiği çocuklarıdır, kendisi değil. En büyük aşk evliliklerinde bile,
sevgilisi doğum yaptığında bir anda artık sevgilisi değil, anne olur, kendine
biçtiği en büyük rolü olur sevgilisi.
Baba en çok anneyi sever, anne en çok yavrusunu sever,
yavrusu ise en çok eşini sever, eşi ise en çok yavrusunu sever. Bu böyle devam
eder durur, hayatın kanunu gereği.
Bir yeri acıyan çocuğun hiç babam dediğini duydunuz mu?
Babası yanındayken bile anam demez mi?
İyi bir işi olması gerekir, zengin olması gerekir. Çocuklar
bile birbirlerini heyecanlandırmak için, iki kişinin omuzlarında daha fazla
ileri gitmek için, bakalım kimin babası daha zengindir, derler.
Anne ya da çocuklar işsiz olabilir, kimse bunu çok görmez
onlara. Ama baba işsiz olamaz. Düşünün erkek çalışır kadın ev hanımı ise sorun
yok ama tersi durumda erkekten bile sayılmaz. Evin geçimini karşılamak
zorundadır, hem de şartlar ne olursa olsun. Dışarıda onca karşılaştığı kötülük
ve güçlüklerle uğraşırken, eve gelip sığınmak, salmak isterken kendini, evde
eşinin kaprislerini çekmek, çocukların sorunlarıyla uğraşmak zorunda kalır.
Belki ağlamak ister onların yanında, onlarla... Yapamaz!
Evin şerefini, evin namusunu korumak zorundadır. Kızının ilk
aşkı kendisi olsa da, büyüyünce kızı artık aldatır babasını ve başka gençlere
kayar gönlü. Babasına bin bir naz yapan o kız ise sevgilisinin, eşinin her
dediğini yapar. Evde yıllarca babası ile çatışan, özgürlüklerini elde etmeye
çalışan, oğlu ise eşinin yanında muma döner. En acısı ise yıllarca gözünden
bile koruduğu o güzeller güzeli kızını, göz bebeğini gelir adamın biri alır elinden,
gözünden sakladığını başka gözlere verir. Değil birinin ona dokunması yan gözle
bile bakmasına dayanamayan baba, teslim eder bir başkasına elleriyle. Üstelik
bir de düğün dernek yapmak zorundadır, oynamak zorunda kalır sanki eğlenirmiş
gibi.
Yıllarca dışarıda deli gibi çalışırken, bebekken hiç
büyümeyeceğini düşündüğü yavrularının değiştiğini bile fark edemez, birey
olduklarını. Ona bağımlı iken onlar, bir anda bağımsızlıklarını ilan etmeye
başlarlar, küçük bir hayal kırıklığıyla karşılar, yapacak bir şey yoktur.
Bizim gibi toplumlarda, erkek evladından çok kızına değer
veren, her şeye rağmen onun için her şeyini feda eden babaların önünde sevgiyle
eğiliyorum.
Sizler büyük insanlarsınız…
(Bunca zorluğuna rağmen Baba olabilmiş tüm özel insanlara ithaftır...)