DÜĞÜM....
Üç kişi giyotinle idama mahkûm olur.
Bunlardan biri papaz, biri hâkim, biri de fizikçi...
İdam sehpasına ilk papaz çıkarılır. Başını giyotinin altına
yerleştirir ve sorarlar:
– Son sözün nedir?
Der ki:
– Ben Allah’a inanıyorum, O beni kurtaracaktır. Allah...
Allah... Allah...
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin
durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
– Onu serbest bırakın; Allah sözünü söylemiş ve onu
korumuştur.
Böylece papaz idam edilmekten kurtulur... *Sıra hâkime
gelir, ona da sorarlar:
– Demek istediğin en son söz nedir?
Der ki:
– Ben papaz gibi Allah’a inanmıyorum. Ama adalete
güveniyorum. Adalet... Adalet... Adalet...
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç
santim kala durur...
Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
– Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın.
Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur...
Sıra fizikçiye gelir. Ona da
– Son sözünü söyle derler
Der ki:
– Ben ne Allah’a inanan bir papazım, ne de adalete güvenen
bir hâkim… Bildiğim tek şey şudur: Giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm
giyotinin tam inmesine engel oluyor.
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm
olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı
bedeninden kopar…
****************
Hayat hiçbir zaman sıfır sorun değil. Olmayacak da ancak
cesur olanları sever biliriz.
Kıssadan hissemize mukabil; toplumdaki düğümler ve sorunlara
işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir!...
Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze
alanlardır... diyordu kaynağını hatırlamadığım bir yazının satır aralarında.
**************
Unutulmaya; insanların bu kadar hızlı kabuk değiştirdiği bir
dünyada ihmal ettiğin her şey soğur, ölür, kaybolur... Dilini yüreğinden,
gözlerini sevdiğinden, samimiyeti de kişiliğinden ayırmayan inanmışlara
Anadoluhisarından sevgi, saygı, selametle mutlu yarınlar efendim….