Yerel Seçimlerin yaklaşıyor olmasıyla birlikte hareketli bir döneme doğru ilerlemekteyiz. Dün dostken çıkarları gündem oluşunca bozuşanlar, şimdi önlerindeki hayal dünyasında kendilerine yer bulabilmek için yeniden barışanlar, birbirlerine çok acı verdikleri için barışmaları sancılı olanlar bile yavaş yavaş arenaya inmeye başladılar.

Bu arena öyle bir arenadır ki, tıpkı annesinden ninni bekleyen bebek gibi bulaşıcı bir hastalık, zaman zaman adına demokratik yarış veya yaşanan süreç deriz ama sadece sandığa attığımız oy anı demokratiktir. Ya ondan önce ve sonrası yaşananlar malum ulusal basınımızın dilinden hiç inmeyen malzemeler.

Hepimiz bir yol tutturmuş gidiyoruz, oy kullanmaktan başka siyasetin yanından geçmeyenlerimiz, hatta çoğu zaman kızdığı için oy kullanmadığını söyleyenler bile, içinde bulunduğumuz dönemde kendini siyaset uzmanı sanmakta. Falanca kişiyi kesin belediye başkanı yapıyor, filancaya asla aday bile olamaz yakıştırmasını, daha da ötesi aha şuraya yazıyorum bak, benim dediğimi hatırlarsın densizliğine varacak kadar ileri götürenler bile var.

Eh tabiî ki bu konular hep konuşulurda ne yazık ki o malum dönem yaklaştığında birilerini kaşıntı basar rahat duramaz, kendini bir dönem yemeden içmeden kesilecek kadar bu acımasız dünyanın içinde bulur. Ta ki kafasını ellerinin içerisine alıp, ya yere çömelip ya da en yakın arkadaşı ile yaşadığı veya yaşadıkları hezimeti hıçkırıklarla paylaşana kadar kendilerine gelemezler. Çevresine artık bu işlerden elimi ayağımı çektim diyen yaralı siyasetçilerimizi yine bu kaşıntı özlemi sarar ve süreç yeniden başlar.

Önümüzdeki sürecin Beykoz’u ben ekibimle daha iyi yönetirim diyen ve bu uğurda samimi çalışma yapan herkese hayırlı olmasını diliyorum.
Yaşadığımız sıkıntının hiçbir zaman göz ardı edilmemesi acının ve coşkunun müşterek paylaşılması adına ortak hareket edilmesini, hele hele özlemle beklediğimiz güzellikleri yaşatanlara karşı saygıda kusur etmememiz gerekmekte olduğunu düşünüyorum.
İlçeye görevleri süresince hizmet verenlerin değerini yaşadıkları sürece kıymette tutmalıyız. Şükürler olsun ki Allah hepsine uzun ömürler versin, Beykoz’umuza hizmet vermiş Belediye Başkanlarımızın hepsi hayatta, onlara yeterince saygı gösterip Beykoz’a hizmetleri karşılığında ayrıcalıklı davranıyormuyuz. Kaldı ki hiçbir aday ben Beykoz’a şu şu şu kötülükleri yapacağım diye Belediye Başkanlığına aday olmaz. Tekrar Allah gecinden versin Başkanlarımızın kıymetini tarihsel süreçte olduğu gibi öldükten sonra anlayacağız. Hatta bazılarının ardından, Belediye Başkanlığı şöyle dursun Beykoz’a ayrı bir kimlik kazandırdı diye heykelinin dikilmesini bile teklif edeceğiz.

Neyse kıymetli okuyucularım, biraz duygusalım galiba, 17 yıl aradan sonra şampiyonluk yaşadığımız Futbol takımımızın tüm bireylerine teşekkür ediyorum. Hele hele 1. lige veda etsek bile yıllardır, Beykoz’un adını zirveden indirmeyen Zeki Aksu Başkanı tebrik ediyorum. Belediye Başkanı Muharrem Ergül’ün söylediği gibi bende Basketbolda 2. lige düşmüş kabul etmiyorum, takımımızı 2. ligde şampiyon olmuş olarak kabul edip, iki profesyonel takımımızın 2. ligde mücadele ettiğini düşünüyorum. İnanıyorum ki tüm Beykoz takımlarına eskisinden fazla sahip çıkacaklar ve yıllardır uyuyan ilçemizdeki güçleri hareketlendirip yeni başarılara imza atılmasına katkı koyacaklardır.