Gittikçe demokratikleştiğimiz (!?) şu günlerde, genel konjonktüre bakarak seçim değerlendirmeleriyle, Başbakan’ın paket dahilinde açıkladığı uygulanabilir iki seçim modelini de artı ve eksileriyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

%10 barajının değişimi için iki yeni seçenek önerilmektedir. Bunlardan 1.si dar bölge sistemidir ve şimdiye kadar ülkemizde uygulanmamıştır. Dar Bölge sisteminde Türkiye, seçilecek milletvekili sayısı kadar 'Seçim Bölgesi'ne ayrılacak ve her bölgeden bir milletvekili seçilecektir. Bu seçimin tek ya da iki turlu olması mümkündür. İki turlu olursa, ilk turda %51 alan, olmazsa ikinci turda en fazla oy alan; tek tur olursa, ilk turda en fazla oy alan seçilecektir.

Uygulanabilir gözükmesine rağmen bu sistemin handikabı, bir partinin, küçük bir oy üstünlüğüyle bütün milletvekillerini kazanması, diğer parti gruplarının hiç temsil edilememesidir. Bu olumsuzluğun yanı sıra, seçen ve seçilen noktasındaki ilişkilerin daha gelişmesi, sıkıntıların meclise taşınmasının kolaylaşması da yöntemin olumlu yanları arasındadır. Tabi nispeten doğacak yoğun çıkar ilişkileri sistemin kaçınılmaz sonucu olarak da gündeme gelecektir.

Önerilen diğer model "daraltılmış bölge"dir. İllerin 5 milletvekili çıkaracak şekilde seçim çevrelerine ayrılması, ülke düzeyinde en az %5 oy alan partiler aldıkları oya göre bu vekilliklerini dağıtması beklenmektedir. % 5 den az Milletvekili olan İllerin durumu ise muammadır. Yeni bir düzenleme gerektirecektir ki zaten paketin geliştirileceği söylenmekte.

Her iki sistemin ortak paydası seçen ve seçilen arasındaki duvarları kaldırmaktır. Sadece seçim döneminde meydanlarda gözüken Milletvekillerinin bu uygulamalar sayesinde başları oldukça ağrıyacaktır.

Sonuç olarak, ilçelerde hareketlenmelerin başladığı şu dönemlerde, seçim üzerine yapılan her değişimin vatandaşa artı ve eksileriyle anlatılması, meydanlarda kısır siyasal çekişmelerle sürecin yozlaştırılmaması gerekmektedir.