Samimiyet, halk nazarında” şahsiyet dili"nin vazgeçilmez bir esası olduğu gibi Hak katında da âdeta bir kulluk kalite belgesidir. Dinin en önemli gayelerinden biri, samimi bir insan tipi ortaya çıkarmaktır. Allah Resülü -sallallahu aleyhi ve selem- bir gün üç kez peş peşe şöyle buyurur: -Din samimi olmaktır, din samimi olmaktır, din samimi olmaktır.
Müslümanlar birbirine karşı samimi olmalı.
Hakikî inanç, insanı, samimiyetin sıcaklığıyla hemhâl
olmuş bir değer ve norm modeli olmalıdır. Bunun için samimiyet, ihlâs ve
sadakatle bezenmelidir. Müslümanın, Müslüman üzerindeki haklarından birisi de
gıyabında kardeşine karşı samimiyetini muhafaza etmesidir.
Samimiyet, aynı
zamanda sadakattır, yani aldatmamaktır. Eşini, çocuğunu, ailesini, çevresini,
toplumunu ve nihayet insanları aldatmamaktır.
Ailenin temel
unsuru olan eşlerin sadakatı, içten ve gönülden bağlılık üzerine temellenir.
Nitekim Efendimiz bir hikmetli sözünde şunları ifade etmektedir:
“Bir mü’min için
takvadan sonra, saliha bir eş kadar hayırlı ve yararlı bir şey olamaz;
emrettiğin de itaat eder, yüzüne baktığında sevinç duyar, üzerine yemin
içtiğinde yeminini boşa çıkarmaz ve onun gıyabında gerek nefsi ve gerekse malı
konusunda samimiyeti ve bağlılığı devam eder.“
Yöneticilerin
toplum ve tebaasına karşı samimi olması, cemiyet içindeki barışın teminatıdır.
Eğer idareci, halkını samimiyetle kucaklamaz ve kuşatmazsa, onun adaleti
sorgulamayla karşı karşıya kalır.
Samimiyet, ticarette güvenden de önce gelen bir erdemdir.
En hayırlı kazanç,Kutlu Elçi’nin dilinde,”din samimî olmaktır.”
Samimiyet;müminin kalite belgesidir.
Selam ve dua ile…
Hacı Arıcı.