İçiniz
dolar taşar ama kelime bulup, dile dökmek zor gelir, işte tam da böyle
hissettiğim günlerdeyim.
Bu dönemde
yakınlarımla birlikte, bu acıyı daha sessizleşip, deprem bölgesine yardım
sağlayarak geçirmeye çalışıyoruz.
Geldiğimiz
süreçte, her insan da belli travmatik geribildirimler olması elbette ki
muhtemel, bu durum beni de sessizliğe gömdü diyebilirim.
İzledim,
izledikçe ağladım. Hiç tanımadığım insanların acısına kalbimi açtım,
arkadaşlarımın acısıyla yandım da yandım.
Çocukluğumda,
o zamanlar anlamlandıramadığım deprem gerçeğini, bir kez daha görmüş oldum.
Şimdi depremzede çocukları dinliyorum, korkularını anlatıyorlar, ben onların
yaşadıklarının yarısını bile yaşamamış biri olarak; hala birisi şaka için bile
oturduğum koltuğu hafif sarssa büyük tepkiler verebiliyorum.
Hepimizin
içinde, belki benim gibi sessizlikle, belki sizin gibi çok seslilikle bir dışa
vurum var aksi mümkün değil.
Can derdine
düşülen bu dönemde, hangi kuruma yardım yapılmalı tartışmalarının artık bir
kenara bırakılması gerektiğine inanıyorum.
Kim nereye
istiyor ve güveniyorsa oraya yardım yapsın, önemli olan bu kurumlar
yardımlarınızı ne ölçüde vatandaşa ulaştırıyor, bunun sorgulanması gerekli.
Aksi halde
devlet kurumlarının hali hazırdaki bütçelerini konuşacak olsak ya da aynı
kurumsallıkla bu ve bundan sonraki depremlere ne kadar hazırlıklı olduklarını
sorgulasak bir arpa boyu yol gideriz ama sanırım henüz hazır değiliz.
Neden?
Demek bu kadar zor değil. Sormak öğrenmek, eleştirebiliyor olmakta suç değil.
Milletimin
Başı Sağ olsun, ailesinden kayıpları olanlara Allah sabırlar versin. Yaralılara
şifalar diliyorum. Manevi yaraların sarılması uzun sürecektir ama maddi
eksiklikler için Tek Yürek olduk bile...
Neyir Erkan
Şişman