Türkiye’nin
günlük gündemine oturan fakat aradan zaman geçince aynı hızla unutulan,
müstehcen kelimesinin bile yetmediği hepimizin emin misiniz bu videolar
ülkemizde mi çekilmiş dediği, özellikle ülkemizde yaşayan yabancıların olduğu
videolardan bahsediyorum.
Ülkemizdeki
devşirme yabancıların, hayatlarımıza entegre olmasına alışamadan hatta bu
durumu çok sesli olarak dile getirirken, bir an da toplu haberleşme
kanallarında önümüze düşen bu videolarla neye uğradığımızı şaşırdık.
Bir cenah
özellikle yapıyorlar yabancı politikamızı eleştirmek için algı yaratıyorlar
derken olayları görmezden gelirken, diğer cenah ta bu toplumsal çöküşün daha
ilk adımlarının atıldığını söylüyor.
Tarafsızca
en başından taslak halinde durumu değerlendirecek olursak, başta iyi niyetle
başlayan komşu ülkenin vatandaşını savaştan koruma mantığı şimdilerde
kontrolden çıktı. Bu yolda mevzunun buralara gelebileceği gerçeği sanırım
herkesin gözünden kaçtı. Kartopu maalesef ki ivmelendikçe kar toplamaya ve
büyümeye devam ediyor.
Memlekette
her şey çok yolundaydı da gelen yabancılar mı bizleri bu noktaya getirdi
diyenler de var. Kısmen haklılar, memlekette taciz, tecavüz, adam yaralama,
cinayet almış başını giderken bir de yabancıların yaptığı arsız ve müstehcen
şeyler eklenince, memleket yaşanmaz bir yer haline geldi.
Kapımızın
önüne biz bile çıkarken bin kere düşünüyoruz, şimdi alt mahalleye üst mahalleye
gönder bakalım çocuğunu gönderebiliyor musun?
Adam giriş
katında oturan bir evin banyo tuvalet penceresinin önünde kameraya görüntü alırken
yakalandı, daha bugün haberlerde plajda soyunma kabini üstünden içeri giren
kadınların görüntülerini çeken bir yabancı uyruklu kişi daha yakalandı. Nereye
kadar bu haberlerin artışını göz ardı edeceğiz.
Nasıl
yapalım? Karış karış ecdat kanıyla sulanan bu toprakları biz mi bırakıp
gidelim? Eğer buysa amaçlanan daha ilkokulda and içtik, başaramazlar...
İşte tam da
bu nedenle en azından Milli Meselelerde uzlaşı istiyoruz. Kendi çıkarlarını bir
kenara bırakan, Milletinin geleceği için birleşen siyasiler istiyoruz.
Yoksa fakru
zaruret içinde harap ve bitap düşecek olan bu Milletin, seçim zamanı geldiğinde
kapısını çalmaya utanırsınız.
Utanmalısınız !?
Seçim
malzemesinden değil bir ülkenin geleceğinden bahsediyoruz.