Yasama, Yargı
ve Yürütme…
Ülke yönetimi
Anayasamızda açıkça hatları, görev ve yetkileri belirlenmiş üç temel organdan,
hemen hemen sonra gelen dördüncü kuvvettir adeta, Medya…
Medya,
Başka bir
deyişle en etkili, algı algı alanıdır..!!
Burada
yazarların duyguları vardır, pek tabii ki okurlarda duygularını katar çoğu
zaman. Haberi yapanlar, yazarlar, editörler olduğu kadar, haberleri etkileyen, yöneticiler
ve yayın müdürleri de yazılanlar ve yayınlananlarda etkilidirler.
Öyle ki;
Yayında oldukları
ülkenin milli değerleri, etik ilkeleri ve toplumun yapısına göre dil kullanmayı
gayet iyi bilirler. Yakın zamana kadar bunlar, radyo-televizyon ve gazeteler
iken, şimdiler de üstün teknoloji ve sınırsız internet ile Twitter, linkedin, Facebook,
İnstagram vb. gibi portallar ile takibi zor bir alan haline gelmiştir.
Ve ne yazık ki,
Kurum kültür ve
stratejisi, ülke ve insan ruh sağlığının önünde tutulmakta, yapılan yayının
gerçeğini araştırma da biz okuyuculara düşmektedir..!! Ama nereye kadar ve
nasıl?
Bugün, en
küçüğümüzden en büyüğümüze, yönetenden yönetilene, dünya liderlerine varıncaya
kadar hemen her insanın kullandığı Medya… Bilgi kirliliği havzası haline geldi.
Reklamların
bile ilgi gördüğü, kurtulmaya çalıştığımız eski ve yıkıcı örf adetleri her
akşam evlerimize getiren dizilerden, sonuç alınamayan kısır döngü tartışma programlarında
dahi kafa karışıklığı yaratan ve psikolojimizi etkileyen söylemler ve üsluplara
muhatap oluyoruz. Bir eğlence ve keyif sektörü olan, spor alanı dahi endüstriyelleştikten
sonra keyiften çok, kutuplaştıran olurken bu saha yazar ve yorumcuları da kurum
ve firma menfaatleri doğrultusunda, daha çok sansasyonel ifadeler ile zaten
kafaları karışık ve geçim derdinden birçok sorun ile uğraşan topluma rahatlama
yerine, stres yüklemektedir.
Siyasi bir
tartışma alanında, bebekten, sivile, askere, polise devlet adamlarına ve kamu
görevlilerini acımasızca katledenlere, terörist dememek için direnen televizyon
yorumcularının toplum psikolojisi üzerinde yaptıkları tahribatı tespit etmek mümkün
müdür?
Şeffaf ve
tarafsız olması gereken medya ve mensuplarının birilerinin sözcüsü gibi
saatlerce evlerimizde ahkâm kesmeleri, eğitici, öğretici dil yerine tartışma
dilini seçerek kötü örnek olduklarının farkına varamayan kimliksiz yazar ve yorumcular
gün yorgunluğunu atmak için oturduğumuz koltuklarda bizleri hoplatmaya ne
hakları var.
Bütün bunların
üstesinden gelinmesi için, olabildiğince hatta büyük çoğunluk çok okuyup, hemen
her konuyu takip ederek bilgilenmek ve yönlendirilmeye izin vermememiz gerekmektedir.
Algı
operasyonunun en yoğun yapıldığı tüm medya gruplarının daha Akil yayınlar
yapmaları konusunda dikkatli olmaları gerekmiyor mu?
Özellikle, bir
yılı aşkın süredir verilen Sağlık savası döneminde, hemen her alanda eksikler, sorunlar
ve problemler le uğraşırken, birde böylesi anlaşılmaz ve karmaşık Medya
karşısında sağlam bir Psikoloji ile çıkmak büyük başarı olacaktır.
Elbette duyarlı
ve toplum değerlerini gözeten moral veren yayıncı ve yazarlarımızı ayrı tutuyor
teşekkürü borç biliyorum.
Pandemi sonrası,
normalleşme sürecinde çok daha sağlıklı günlerde buluşmak ümidi ile.
Saygı ve
sevgiler…