23 yaşında üniversite 2. sınıf öğrencisi Esra Özden, Rüzgarlıbahçe Mahallesi Seyfi baba Caddesi Dere boyu sokak No: 33 Beykoz adresinde, hayati tehlike ölçüşünde sağlık ve beraberinde yaşam koşulları zorluğu çeken bir Beykozlu olduğunu biliyor musunuz?
Kısıtlı bireysel çabalarıyla aileye yardımcı olmaya çalışan iki yardımseverin bilgilendirmesiyle ulaştığımız ailenin sıkıntısı kelimeler ile yazılacak ve anlaşılacak gibi değil.
Esra Özden’in yaşam şartlarını sıkıntılarının başladığı noktadan günümüze kadar olan bölümünü, annesi, babası ve ailenin doktorlar ile iletişimi sağlama konusunda her şeyi olan ablasından öğrendik. Uzun ve oldukça üzücü bir o kadar da tehlikeli boyuttaki yaşam koşullarını yeniden yazmaktan ziyade, konuya ilgi duyan devlet kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve hayırsever iş adamlarımız ile vatandaşlarımızın daha net bilgilenmeleri için, Esra Özden’in ablasının bir kuruma yazdığı mektubu okuyucularımız ile paylaşmanın daha doğru ve gerçekçi olacağını düşündük.

Yeşil kartının dışında hiçbir güvencesi olmayan Esra Özden için, yardım yapmayı düşünen kişi ve kuruluşların aileye yapacakları ziyaret ile tüm gerçeklerin bütün çıplaklığı ile görüleceği kesin.
Ablasının yazdığı mektup ve bizim dinlediğimiz kadarıyla, Esra’nın tam teşekküllü bir hastanede önce yaşamını tehlikeye sokan hastalığının tespitinin yaptırılıp, öncelik derecesine göre yatarak tedavi edilmesi gerçeği, yaşamını kurtarma adına bir umut olarak görülmekte.
Merkezi ve yerel yönetimlerimizin idarecileri, vakıf, sivil toplum kuruluşları, hayırsever iş adamları ile vatandaşların duyarlı olmaları sonrasında geç kalmadan aileye yapacakları ziyaret sonrasında, şu anda verdiği yaşam mücadelesi ile Beykoz’un umudu biten bireyi olan Esra Özden’e yaşam sevinci vereceklerdir.

Hasta Esra Özden’in ablasının yazdığı mektupta, hastanın hastalığının başlama ve tedavi süreci net ortaya koyulurken, bu süreçte bazı ilgili kurumlardan gördükleri olumsuz davranışlar, konu edilmemesine rağmen, ekonomik anlamda yaşam mücadelesi veren aile, yeşil kartın, tedavide sonuca varılmayan bir gerçeğini de yaşadıklarını gözler önüne sermekteler..
Esra Özden’in hastanede çekilmiş fotoğraf kareleri


Not:
Hastanede tedavi görülürken çekilen fotoğrafların dışındaki tüm kare görüntüleri Esra Özden’in evindeki son görüntüleridir.Esra Özden’in sağlık durumundaki gelişmeler sık sık haber konusu yapılarak okurlarımız bilgilendirilecektir.
ESRA ÖZDEN’İN ABLASININ YAZDIĞI MEKTUP
Merhaba
Size bu yazıyı yazarken inanın çok kötü bir durumda yazıyorum neden diye merak ediyorsunuzdur.
Biraz kendimden ve ailemden bahsetmek istiyorum sizlere ben 23 yaşında bir bayanım ama hayatın yükü beni ve ailemi oldukça yordu. Herkes gibi normal bir hayatımız vardı ta ki üniversite okuyan kardeşimin hastalığını öğrendiğimiz güne kadar, o gün bizim için hayatın akışı durdu…
20 yaşında 33kg düşen kardeşimin ciddi bir hastalığa yakalandığını düşündük ve kardeşimi o durumda görünce ne yapacağımızı şaşırdık, hemen doktora getirdik.
Haydarpaşa Numune Hastanesinde tedaviye alınan kardeşime teşhis olarak Anoresiya ve psikoloji bozukluğu tanısı konuldu.
Fakat 20 gün hastanede kalan kardeşimde hiçbir şekilde gelişme görülmedi bu sebepten kardeşimi dâhiliyelik durumu olmayıp psikiyatri desteği alınması gerektiğini söyleyen doktorlar akabinde kardeşimi psikiyatri servisine yatırmaya karar verdi. Kardeşimde en ufak konuşma bozukluğu ya da davranış bozukluğu yoktu bu sebepten kardeşim bu servise yatmayı istemedi.
Bununla ilgili doktorlar ayakta ilaç tedavisi almasını önerdi. Bu zaman zarfı içinde kardeşimi eve çıkardık ama sorunumuz yine bitmedi çünkü verilen ilaçlar ona hiç bir etki etmedi. Yaşadığı şeyler kolay değildi. Kardeşim ve bizler yine yılmadan başka bir hastaneye getirdik getirdiğimiz hastane küçük bir hastaneydi, kardeşiminse büyük bir hastanede tedavi görmesi gerekiyordu ama maddi imkânsızlıkla babamın SSK’sı olmadığı ve iş olmadığı için çalışamayan babamdan ne beklenirdi ki eli kolu bağlıydı. Büyük hastanelere yatırmak için bizlere yardımcı olması gerekiyordu gerekli olan her yere başvuru yaptık ama kapılar yüzümüze kapandı Belediyemiz ve Kaymakamlığımız bizlerin ihtiyacı olmadığı kanısına vardı. Oturamayacak durumda olduğumuz halde bir evde durumumuz çok iyi olarak yansıtıldı ve hiç bir şekilde yardımda bulunmadılar bizlere sözde ağabeyimin üzerine bir dükkân olduğu ama böyle bir dükkânın hiç olmadığı halde var olarak görülmesi bu durum yüzünden belediye ve kaymakamlık bize yardım yapmıyordu. Artık eş dost ellerinden geldiği kadar yardımda bulundular ama bu çözüm değildi kardeşim için iyi bir doktor bulmak zorundaydık. Ta ki bir gün kardeşim abla ben artık ölecekmişim diye bana telefon açana kadar, işte o an siz olsanız elinizden gelenin fazlasını yapmaya çalışırsınız çalışmış olduğum yerdeki arkadaşımdan yardım isteyene kadar kafamda bir sürü şey kurmaya başlamıştım kendisi bana çapadan emekli bir doktorun numarasını verdi ve akabinde hemen kardeşimi o doktorun muaynane getirdim.
5 Haziranda ve doktorun bizlere söylediği keşke bu kadar düşmeden beni bulabilseydiniz diyene kadar o an her şeyin bittiğini düşünürken Dr. Murat Dilmener kardeşimin hastalığına teşhis koydu. Tıp dilinde kaşeksi denilen bir diğer adı da kas erime olan hastalık olduğu ve tedavisi olacağını söyledi. Kardeşime ve bana dünyalar verilmişti Çapa’ya yatıra bilmemiz için 3 zor gün bizi bekliyordu.
Bu 3 günde kardeşim tamamen düştü ve bir gün hiç unutmuyorum abla diye seslenip kollarıma yatan kardeşimi kaybetmek üzereydim Allah ona da bize de yardımcı oldu. Beklenen gün gelmişti 8 Haziran kardeşimi Çapa’ya yatırdığımız gün, kardeşimi daha önce gören Doktor Bülent Saka çok üzülmüştü ve hemen kendi kızı gibi tüm doktor arkadaşlarını kardeşime seferber etti.
Bu durum beni ve ailemi çok sevindirdi kardeşim 20 gün içerisinde 18kgdan 33 kiloya kadar çıkmıştı bizler çok sevindik ama kardeşim tekrardan kilo vermeye başladı ve buna doktorlar hayret etti. Aynı zamanda psikiyatri desteği de alıyordu uyku bozukluğu ve yaşadığı şeyler onu depresyona sokmuştu bu arada artık 4 ay gibi bir zaman olmuştu hastaneye yatalı. Kardeşimde kusmalar devam ediyordu kilo almıyordu, doktorlar kusmaktan midesinin çok büyük olduğunu ve bundan dolayı ince bağırsağa geçiş olmadığını söylemişlerdi bu durumun düzelmesi için kardeşimin ameliyat olması gerektiği ve bu durumda iyileşeceği söylenmişti ama bu bizim için ve doktorlar için zor bir kara olacaktı çünkü kilosu 25 olan kardeşim ameliyattan nasıl kalkacaktı artık buna düşünmeye başlamışlık ve karar aldık kardeşim ameliyat olmak zorundaydı yoksa onu kaybedecektik çünkü doktorlar ameliyat olmazsa en fazla 1 hafta yaşar demişlerdi.
Zor da olsa şansımızı denemek zorundaydık ve kardeşimle konuşarak karar aldık kendi istemiyordu ama sonunda o da kabul etti yaşamak için denemek zorundaydı ve beklenen gün geldi 15.09.2009 ameliyata alınan ve ince bağırsağına tıp dilinde jejunostomi takılan yani beslenme tüpü takıldı ve ameliyatın üzerinden 1 ay geçmesine rağmen hiç bir düzelme olmayan kardeşim kilo kaybetmeye devam ediyor ağızdan hiçbir şekilde yemek yemesi yasak olan kardeşimin midesinin çalışmadığı söylendi. Kusmaktan büyüyen midenin, ameliyatla küçültülmesi önerildi. Ama bunu yapabilmek için kardeşime kilo aldırmak gerekiyordu bu durumda ilgili bizlere yardımcı olabilecek kişilere sesleniyorum kardeşimi bana, aileme ve tekrar topluma katmak için yardımcı olursanız size çok minnettar kalacağım. Kardeşim yemek yiyip, her insan gibi hayatına kaldığı yerden devam etmek istiyor. Kardeşim de artık depresyon hastalığı da oluştu bununla ilgili bana ve kardeşime yardımcı olursanız sevinirim.
benim kızım
Evet benim kızım için biz bir oda istedik faka bu kızımın tıbbi müdalelerini yaptırmadık anlamında değil bizim için önce sağlık ön planda biz çoçumuza oda isterken temiz bir ortamda bakılması gerekiyo mikrop kapmasın diye çünkü 1 odanın içinde 6 kişi yatarsa belki mikrop kapar ayrı odası olursa daha temiz bakılır burdan yetkili kişilere sesleniyorum kızım için
Rabbim Şifa versin
keşke sitenizde facebook ta paylaş sekmesi olsa bizde elimizden geldiği kadar duyarlı insanlara ulaştırabilsek:(
allah şifa versin en tezinden.
tamamdır paylaştım,bende elimden geleni yapıcam kardeşimiz için.
Teşekkür
Öncelikle bu hasta kız ile 1,5 yıldır sürekli ilgilenen ve o aileye yardım eden Mehmet Bilir'e Mustafa Özdemire (Hoca Mustafa) ve bu hastanın heberini yapan DOĞUŞ HABERE bu hadstayı bedava taşıyan soğuksu taksi durağına ve Hastamızla ilgilenen Sn Kaymakamımıza ve Belediye başkanımıza çok eski bir beykozlu olarak Tekkürü bir borç bilir onlara teşekkür ederim Evet Beykozumuzda böyle çile çeken Vatandaşımız kalmasın bilenler yazsınlar hep beraber gidelim ve bu hasta fakirlerimizle ilgilenelim ancak o zaman insanlığımızı devam ettirebiliriz yoksa onlar orada fakirlik ve hastalık içinde kıvranırken bizler sıcacık evlerimizde karnımızı tıka basa doyurup meyvemizi yiyip TV lerin karşısında çekirdek çıtlatmayla asla! insan olamayız böyle zorda olan insan kardeşlerimizi arayıp bularak yardım etmeliyiz o zaman huzur buluruz yoksa onlar içlerinde bulunduğu bu çok kötü yaşam koşullarında kıvranırken bize o yemeklerde keyiflerde uykularda haram olur.... Herkesi etrafındaki fakir ve muhtaçlara duyarlı olmaya çağırıyorum lütfen yardımcı olun size en yakın kim varsa ondan başlayın... ve huzur bulun.....