Cömertlik,
sahip olduğumuz ve insanlarla paylaşabileceğimiz şeyleri onlarla paylaşmaktır.
Cömertlik eli açık olmak demektir. Cömert insanların en belirgin özellikleri
paylaşımcı, yardımsever ve iyiliksever olmalarıdır. Cömert insan, bu dünyada kalıcı
olmadığımızın farkındadır. Üç günlük dünyada kimsenin öbür dünyaya hiçbir şey
götüremeyeceğini çok iyi bilir. Bu yüzden insanlara yardım etmeyi, onlara ikram
etmeyi ve paylaşmayı sever. Cömert insanlar toplum tarafından da sevilir ve
saygı görür. Cömert insandan kimseye zarar gelmez.
Hiçbir
cimri, Allah dostu olamaz. Evliya zatlar hep vermiştir. Verince, alandan daha
çok sevinen, hakiki mümindir...
Allah-û Teâlâ, her cins güzelliği cömerde
vermiştir. İslam âlimleri buyuruyor ki:
"Cennette
bir ağaç vardır. Bu ağacın ismi 'cömert'tir. Ne hikmettir ki o ağacın dalları
dünyaya inmiştir. Cömert insanlar o ağacın dalına yapışmıştır. Vefat ettiği
vakit o dal onu köküne doğru, yani Cennete çeker..."
Hadis-i
Şerif’te buyuruldu ki: "Müslüman kardeşine ikram eden, Allah-û Teâlâ’ya
ikram etmiş olur." [İsfehani]
Mevlânâ
Hazretleri de bu hususta şöyle buyuruyor:
"Cömertlik
ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülülükte deniz gibi ol. Ya
olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Din büyükleri buyuruyor ki:
"Cömert verene değil, verdiğine sevinene denir."
Cömertlik
öyle güzel bir huydur ki, insanın kötü huylarını örter. Cimrilik öyle kötü bir
huydur ki, insanın güzel huylarını örter. Hadis-i Şerif’i, cömertliğin
güzelliğini, iyiliğini; cimriliğin ise kötülüğünü göstermektedir. Cömertlik,
Cenab-ı Hakk’ın çok sevdiği bir ahlâktır. Bu, her kula nasip olmaz. Cömert bir
kâfire, son nefeste iman nasip olma ihtimali çoktur.
Büyük
zatlar, (Essahîü habîbullah, velev kâne fâsıkan. El-bahîlü adüvvullah, velev
kâne ârifen=Cömert, fâsık da olsa, Allah'ın habibidir. Cimri ise; ârif, âbid
bile olsa, o Allah-û Teâlâ’nın düşmanıdır, buyuruyorlar. Cömerdin yemeği
şifadır. Cimrininki derttir, zehirdir, Hadis-i Şerif’i aynı durumun vahametini
bildirmektedir. İnsanların başına geçecek kişide aranacak ilk vasıf, cömertlik
ve merhametli olmaktır. Fakir bir müşrik,
-Ben çok
fakirim, bana bir şeyler ver! diye sadaka isteyince, Peygamber Efendimiz,
-Peki, şu
vadiye bir bak! buyurur. Bakınca, ovaları dolduran koyun sürüsünü görür.
-Bu
koyunların hepsi senindir, al bunları götür! buyurur. Müşrik şaşırır,
-Yâ
Resulallah, bu sürüyü almadan önce, başka bir şeye kavuşmak istiyorum. Bana
Müslümanlığı anlatın, ben Müslüman olmak istiyorum, der.
İşte bu
cömertlik karşısında Müslüman oluyor. Sürüyü alıp köyüne gidiyor. Fakir
bildikleri adamın sürüsünü görünce köydeki herkes olan biteni merak ediyor.
Bunun üzerine olanları anlatıyor:
"Ben
çok insan gördüm, ama öncekilere benzemeyen öyle bir cömert gördüm ki beni
benden aldı. O zattan, sadaka istedim, o bana bu kadar sürü verdi. Bunu bu
zamanda kim yapar? Ne olur hepiniz gidin Müslüman olun!"
Orada
bulunan herkes bölük bölük giderek Müslüman oldular...
Hiçbirimiz
bu dünyadaki hiçbir şeyin sonsuz sahibi değiliz. Bu yüzden cimriliği bırakıp cömert
olmalı ve sahip olduğumuz şeyleri, sahip olmayanlarla paylaşmalıyız.