ANA GİBİ YÂR, BAĞDAT GİBİ DİYAR OLMAZ

27-09-2022 2499 Yorum yok. Yorum Ekle

Bizi hayata getiren, yaşamayı öğreten, erdemi, sevgiyi tattıran, mutlu edendir ana... Sevginin ilk ve içten bir şekilde bize verilmesi bu sayede olmuştur. Ana ve çocuk arasındaki bağ en büyük ve güçlü bağdır. Şüphesiz ki bu bağ da, anneler için en kutsal değeri oluşturur.

Dünyada bize onlardan başka kim daha yakın olabilir?

Biz insana, anne ve babasına (en güzel bir biçimde davranmasını) emrettik. Çünkü annesi onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten kesilmesi de iki yıl içinde olur. O halde bana ve annene, babana şükret! Dönüş banadır.”  (Lokman Sûresi 14. Âyet)

Sevgili Gönül Dostları sizleri ibretlik bir hikâye ile baș bașa bırakıyorum...

Annemin sadece bir gözü vardı. Öteki gözü çukurdu, yani yeri boştu. Ondan nefret ediyordum. Çünkü bu durum beni arkadaşlarımın arasında utandırıyordu.

Babam, ben daha küçükken bir kazada öldüğünden dolayı ailemizi geçindirmek te anneme kalmıştı. Bunun için de okulda aşçılık yapıyordu. İlkokula giderken, bir gün annem benim yanıma gelmişti. Sanki yerin dibine geçmiştim. Bunu bana nasıl yapabilirdi? Onu görmezden gelmiş ve ona nefretle bakarak oradan kaçmıştım...

Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım bana, “Senin annenin sadece bir gözü var. Diğeri ne biçim.!” demişti. Diğerleri de gülüşüyorlardı. O anda yerin dibine girmek ve de annemin ortadan kaybolmasını çok istemiştim.

Bu yüzden, o gün onunla okulda karşılaşınca;  “Beni gülünç duruma düşüreceğine, ölsen daha iyi!” demiştim... Annem karşılık vermemiş, sadece tek gözüyle bana biraz bakarak, uzaklaşıp gitmişti...

Dediklerim hakkında bir saniye bile düşünmeden, söylemiştim. Çünkü çok kızmıştım. Onun duyguları beni hiç ilgilendirmiyordu.

Çok çalıştım ve kendime yeter duruma geldiğimde, Singapur’a okumaya gittim.

Bir süre sonra da evlendim. Birikimime borç ekleyerek kendime bir de ev aldım. Daha sonra çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum. Annemi unutmuştum. Hiç aklıma bile gelmiyordu...

Bir gün annem bizi ziyarete gelmişti. Öyle ya, kaç yıldır beni görmemişti. Kapıya gelince, çocuklarım tek gözlü birini görünce birden korkmuşlardı. Çocuklara "bu kadın sizin babaanneniz” diyemedim. İçeri girince ilk fırsatta ona:

-“Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin? Buradan hemen git.!” dedim.

Bu çıkışıma annem kısık bir sesle:

-“Kusura bakmayın, ben yanlış adrese geldim galiba.!” deyip, çıkıp gitmişti.

Aradan yine uzun bir zaman geçmişti.

Bir gün “mezunlar toplantısı” için okulumdan bir mektup aldım. Karıma; “iş seyahatine gidiyorum” diye bahane uydurdum ve toplantıya gittim. Mezunlar toplantısından sonra birden aklıma annem düştü. ‘Sadece meraktan’ eski evime gittim. Eski komşularımıza sorduğumda, “annemin öldüğünü” söylediler. Önce biraz sevinç duyar gibi oldum. Ama içimde bir burukluk ve sızı hissettim. Ben şaşkınca beklerken, “bana verilsin diye annemin bir mektup bıraktığını” söylediler. Açtım ve okumaya başladım:

-En sevgili oğlum... Her zaman seni düşündüm. Singapur’a gelip çocuklarını korkuttuğum için çok üzüldüm... Özür dilerim... Mezunlar gününde geleceksin, diye çok sevindim ve bekledim. Ama “seni görmek için yataktan kalkabilir miyim?” diye çok düşündüm.. Seni büyütürken, ‘tek gözümle’ sürekli bir utanç kaynağı olduğum için de üzgünüm…

Biliyor musun? Biricik oğlum...

Sen küçücükken, babanla birlikte bir kaza geçirmiştiniz. O kazada baban ölmüş, sen de bir gözünü kaybetmiştin. Bir anne olarak, senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım. Bu yüzden, babandan kalan tarlayı satarak, ameliyat masraflarına yatırmıştım. İşte, şimdi o yeri boş olan gözüm var ya, onu sana vermiştim. Nakil çok başarılı geçmişti, hiç fark edilmiyordu.

“O gözle, biricik oğlum görüyor ya...” diye çok mutlu oluyordum. Ana yüreği ya oğul, sana “sen benim gözümle görüyorsun” diyemedim…

Başarılarından dolayı seninle o kadar gurur duyuyordum ki, bu bana yetiyordu. Her şeye rağmen, sen benim oğlumsun… Sonsuz sevgilerimle… Annen.

Ben bu mektubu ayaküstü kısık sesle okurken, etrafımda toplanan komşular gözlerini silerek, tek tek uzaklaşıyorlardı. Ortada yalnız başıma öylece kala-kalmıştım.

Evet... Eğer hâlâ anneniz yakınınızda ise onun gönlünü ve duasını almayı asla unutmayın!..

Anne ve babamızın bizim için ne kadar önemli olduklarını unutmamalı, fedakârlık ile ödenmeyecek kadar büyük olan değerlerini bilmeliyiz. Kaybettikten sonra edilen ah ile vahın hiçbir önemi yoktur.

Ne güzel söylemiş atalarımız;

Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz...

Selâm duâ ile…

Ozan Derviş

Dokuzuncu köy ile onuncu köy arasında yolculuk...

26-09-2024 Yorum yok. 851
Neyir Erkan Şişman

SAHİP ÇIKIN

26-09-2024 Yorum yok. 719
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

OZAN DERVİŞ İLE DOBRA DOBRA...

26-09-2024 Yorum yok. 735
Tuncay Ünde

Beykoz Devlet Hastanesi’nde Önemli Gelişme

26-09-2024 Yorum yok. 805
Yaprak Akın

Boğaziçi İmar Kanunzedeleri-3-

28-09-2024 Yorum yok. 682
Erdal Uzuner

KONUT SORUNU VE DÖNÜŞÜM

26-09-2024 Yorum yok. 762
Hacı Arıcı

BEYKOZ’DA GENÇLER VE GENÇ BİR SİYASETÇİ

26-09-2024 Yorum yok. 914
Cüneyt Pulant

Ümidimiz umutsuzluğa döndü...

26-09-2024 Yorum yok. 820
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEPİMİZ SORUMLUYUZ

28-08-2024 Yorum yok. 957
Asiye Çakır

ERİYORUZ !...

28-07-2024 Yorum yok. 1470