Yıllar önce, “Acaba 2000, 2010 yıllarını görebilecek miyiz?”
derken, 2021 yılını geride bırakıyoruz. Üstelikte hiç kimsenin aklına
gelmeyecek, tüm insanlığı evlerine kapayan virüsün esaretinde…
İnsan ömrünün kısalığı düşünülürse, bir yılın çok önemli bir
zaman dilimi olduğu anlaşılır. Maddî ve manevi kazanç ya da kayıplarla dolu
olan koskoca 365 gün, ömür takviminden yaprak yaprak kopup gidiyor.
İnsan, yaratılışının gereği olarak dikkat, düşünce ve
heyecanını gelecek üzerine yoğunlaştırmaktadır. Oysaki geçmişteki olumlu ve
olumsuz davranışları değerlendirmeden geleceğin planını yapmak mümkün değildir.
Bunun için bir yıllık zaman insan ve toplum hayatı açısından son derece
önemlidir. Zaman su misali akıp gidiyor. Acısıyla, tatlısıyla, sevinciyle,
üzüntüsüyle koca bir yılı daha geride bıraktık. Hepimizin ömür sermayesinden
bir yıl daha geride kaldı. Bu süre içinde şahıs aile, millet ve insanlık için
neler yaptık, neler yapıldı? Bilgi ve kültür alanında neler kazandık?
Belirlenmiş zaman dilimi içinde yapılması gereken ibadet, itaat vb. iyilikler
gerçekleştirildi mi? Daha da önemlisi geçmişle ilgili samimi bir değerlendirme
yaptık mı? İşte bütün bu soruların cevaplarını aramak gerekir. Çünkü geçmişin
muhasebesini yapmadan, geleceğin hareket tarzını belirlemek doğru olmaz. Hangi
yaşta olursak olalım, ömür sermayemizin bir yılını daha geride bıraktığımız
için; hepimiz, kâr ve zararımızı ortaya koyacak yıllık muhasebemizi yapmak
zorundayız. Zira Hz. Ebubekir (r.a) buyurduğu gibi: “Hesaba çekilmeden önce,
kendinizi hesaba çekin”
Biz de bu vesileyle geçen bir yılın muhasebesini yapalım.
Aslında bu muhasebe, sadece geçen bir yılın değil, ömrümüzün, geride kalan
yıllarının muhasebesi olsun. Bilelim ki, her geçen gün dakika ve saniye bizi
vaat edilen ölüme biraz daha yakınlaştırmaktadır. O halde ölüm için
hazırlıklarımızı bir daha gözden geçirelim. Çünkü akıllı insan geleceğinden
kuşku duyulmayan, o güne hazırlık yapandır.
Gerçekten günlük hayata bakıldığında insan aynı rolü
oynamaktadır. Acı, üzüntü, geçimsizlik ve hastalık gibi problemlerle yüz yüze
geldiğinde çıkış yolu için yalvarır durur. Zamanın, ibadetin, itaatin, sağlığın
ve huzurun değerini dilinden düşürmez. Fakat rahatlığa kavuştuğunda ise, olup
bitenleri çabucak unutuverir. Zevk ve eğlenceye dalar. Elbette insan bir melek
değildir. Daima hayır çizgisi üzerinde bulunması beklenemez. Hayır,
işleyebileceği gibi hata ve yanlışlıklar da yapabilir. Fakat önemli olan
insanın organizeli bir biçimde hata ve yanlışlıklarda ısrar etmemesi, özellikle
öncü ve kötü örnek olmaktan kaçınmasıdır.
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V.)’de, hem vaktin değerine dikkat
çekmek, hem fırsatları iyi kullanmak, hem de daima muhakeme ve muhasebe yapmak
bakımından bir hadiste şöyle buyurmuşlardır.
“Ölümden önce hayatın, hastalığından önce sağlığın,
meşguliyetinden önce boş vaktin, ihtiyarlığından önce gençliğin, fakirliğinden
önce zenginliğin kıymetini bir ganimet olarak biliniz” (Camiu’s sağir.C.2,S.16)
Hz. Ebubekir (r.a)’ın şu sözünü de hatırlatmak istiyorum:
“Hesaba çekilmeden önce, kendinizi hesaba çekin ve
tartılmadan önce, amellerinizi tartın.”
Dileğimiz odur ki; 2021 dâhil, geçmiş yıllarımızdan, gelecek
2022 yılımız, günlerimiz hep kazançlı olsun.
Efendimiz(a.s)in şu sözüyle bitirelim:
”Akıllı kimse, ahiretini dünyasına feda etmeyen kimsedir.”
Selam ve dua ile…