Beykoz Devlet Hastanesinden emekli olduktan sonra, market işletmeciliği yaparken, yakalandığının farkında olmadığı amansız hastalığının yorgunluğu ile işlerini tek erkek ve en küçük çocuğu olan oğluna devredip, kızlarının da kardeşlerine destek olacakları ortamın hazırlığını yapan amcam sanki bu günlerini seziyormuş da hazırlık yapmış hissi uyandırarak, aramızdan ayrıldı.
“OLMAZSA OLMAZLARIMIZ OLAN DEĞERLI TIP DOKTORLARIMIZIN HOŞGÖRÜLERİNE SIĞINARAK” amcam ile ilgili özel cümle kurmak istiyorum.
Beykoz’da 2 hastane varken, birisinin SSK Hastalarına, diğerinin ise Kamu Çalışanlarına ve sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara zor şartlarda baktığı dönemlerde, sağlık sektöründe halka direkt hizmet veren görevliler, onların gözünde ve gönlünde farklı değer yargıları ile anılmaktaydılar. İşte amcam Hicabi Erkan’da bu dönemin şanslı sağlık görevlilerinden birisi olarak “Doktor Hicabi Özel Unvanı veya Lakabı” ile anılanlar grubundan olarak, bir döneme imza atan sağlık görevlilerinden oldu.
Amcam, aile bireylerimiz, akraba, komşu arkadaş, sevenlerimiz dışında, meslek arkadaşları, hizmet verdiği Beykozlulardan oluşan kalabalık bir cami ve cenaze cemaati ile Anadolu Kavağı Mezarlığındaki ebedi istirgahına yolcu edilirken, Tiyatro Sanatçısı olan ortanca kızı Sibel Erkan’ın sanatçı dostları, ayrıca benim ve ailemin acısını paylaşan değerli basın mensubu arkadaşlarımda, ailemizi acı günümüzde yalnız bırakmadı.
Haberin toplumsal önemi ve değeri olan başlığını açtığımda ise; Adını bile anımsamak istemediğimiz, mecburiyet karşısında bir şekilde tanışmak zorunluluğumuz olduğunda ise içimizi ”CIZZ” ettiren hastalık konusunda, hastalığın taraflarının aile içerisinde “sonu belli olan bir oyunu, karşılıklı sahneye koyduklarını” Hicabi amcam sayesinde öğrendim. Amcam rolünü öyle bir güzel oynadı ki, eşi çocukları ve biz diğer aile bireyleri bile ya bu rol değil gerçeğin ta kendisi dedik zaman zaman, işte o zaman zamanları yaşadığımızı gören amcam son noktayı koyarak, çocuklar bu oyun bunu sizde biliyorsunuz bende biliyorum ve bunun bir şekilde bitmesi gerekli diyerek oyunu bilinçli olarak bitirdi gibi oldu.
Olsun be canım amcam ne güzel oynadın ve bizleri de oynattın, oyunun gişe rekorları kırdı, salonlara sığmayan izleyicilerin bu oyunu evlerinden pür dikkat izlediler. Sen ne iyi bir oyuncuymuşsun be amca “keşke keşke devam ettirseydin bu oyunu da” bu acımasız hastalık hakkında senin gibi oyun oynayan aile bireylerimizin o amansız çabalarını biraz daha içimizde anlayabilseydik. Yinede güzel be amca ebedi aleme yolculuğunda bile adeta ders verdin bizlere, inan verdiğin dersten çok şeyler öğrenen öğrencilerin oldu.
Değerli okuyucularım, sevili Hicabi amcam üzerinden özel bir yazı yazmak, her zaman hoşgörünüze sığınabileceğimi hep sıcak ve gündemde tutmanızdan aldığım cesarettendir. Yinede hoşgörünüz ve bana olan sabrınıza minnettarım.
Bizleri bu acılı günümüzde yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza teşekkür ederken, değerli amcaoğlum, saygıdeğer büyüğüm Hicabi amcama Yüce Allahtan Rahmet, başta Şükran yengem olmak üzere, çekirdek ailenin artık tek erkeği olan Murat kardeşim şahsında tüm aile bireylerime sabırlar diliyorum.
Not: Ana sayfada küçük kareler ile aktarılan fotoğraflar, foto galerimizde orjinal halleri ile de ayrıca aktarılmıştır.
Teşekkür
Yazıyı yazarken,çok duygulandığım için bir an unuttum, mahallesinin hastalarını ziyaret etmeyi ihmal etmeyen farklı bir uygulamanın uygulayıcısı olan, cenazemize bizzat katılarak taziyede bulunan Çiğdem Mahallesi Muhtarı Murat Erdal ile yakın dostum Akbaba Köyü Muhtarı Yüksel Kılıç ve Beykoz'da verdiği hizmetler ile saymakla bitmeyen hayran kitlesi bulunan Beykoz Belediyesi Personeli sevgili dostum Bayram Önal'a ayrıca teşekkür ederim.
başımız sağolsun
devrilmez sandığımız çınar ağaçlarını,beykoz devlet hastanesinin demirbaş personeli ve iş arkadaşlarını bir biri ardına 3-5 sene içersinde kaybettik,onlar hastanenin hep aranan görülmek istenen yüzleriydi,eskiden personel azdı hepsi birbirini ailece tanır hatta komşuluk ahbablık yapardı,beykozlu olupta hastaneye işe düşüp tanımayan yoktu onları,çünki herkesin işine yardımcı olurlardı,şimdiki çalışanlar gibi birine iş yapmak yardımcı olmak külfet sayılmazdı,doğum yapıcak onlara gelirdi,sünnet olucak onları bulurdu,muayne için,her şey için yardım ederlerdi,ne tesadüfki 75-76 senesi işe başlayıp çalışan personelden ölenler,hepsi tesadüftürki kavak mezarlığında komşu oldu,babam mustafa kayacı,hüseyin başkaya,hicabi erkan,şükran abla vs vs
ölmez sandığımız çınarlar devrildi
ölen iş arkadaşlarının soyisimlerini hatırlayamasamda,faik abi,ünal abi, bunlar duyduklarım,hastanenin ilk açıldığı senelerde kötü şartlarda,mutfağın en rutubetli ve havasız ortamlarında çalışmışlar,hastanede personel eksikliğinden hangi işe adam lazımsa o işe koşmuşlar,yeri gelmiş sedyede ameliyata hasta götürmüş,yeri gelmiş hastanenin en alt katlarında çalışıp pis havayı solumuşlar,allah mekanlarını cennet etsin,hepsinin hastanede yaptıkları yardımlar,günahlarına kefaret olsun,başımız sağolsun
ALLAH NUR İÇİNDE YATIRSIN
OZAN ABİ BAŞIN SAĞ OLSUN.ALLAH MEKANINI CENNET ETSİN.SİZLERE DE HAYIRLI SABIRLAR DİLİYORUM.
başsağlığı
Allah sabırlar versin mekanı cennet olsun. Başınız sağolsun