Tekel işçilerinin haklı direnişinin yankıları, Türkiye sınırlarını aşarak dünyada da yankı bulup gündem olmaya devam ederken, Beykoz halkı bu sürece çok daha fazla üzülüyor.

1923 yılında özel bir işletme olarak kurulup rakı üretimine başlayıp, 1930 yılında İstanbul P.Bahçe İçki Fabrikası adıyla Tekel üretimine geçildi. Yaklaşık 78 yıl faaliyet gösteren P.Bahçe Rakı Fabrikası ülke ekonomisinin, Beykoz ve P.Bahçe ekonomisinin temel direği oldu. Biz Beykozlular alışık olmasak da, Burunbahçe’den itibaren içimize dolan ANASON kokusu Beykoz’u ziyaret edenler için arabalarının camlarını açtıracak kadar nam salmıştır.
Dile kolay 78 yıl nesiller çalıştı aile fertleri buradan elde edilen gelirlerle okudu, evlendi, yuva kurdu, ev sahibi iş sahibi oldu.
Yıl 2006 fabrika ney içkiye devredildi, Yıl 2008 fabrika kapatıldı. Yıl 2009 fabrikanın mülkü 303 milyona As Asya Şirketine satıldı. As Asya Şirketinin ihale şartlarını yerine getiremediği ve ek süre istediği de ulusal basının önemli haber konusu olmuştu.
Yıl 2010 Tekel özelleştirmesi kâbus oldu, önce Paşabahçe’yi fakirleştirdi, sonra Beykoz’da işsizlik nedeni oldu. Şimdi TEKEL DİRENİŞİ olarak ülkemizin gündemine düştü.
PAŞABAHÇELİLER VE BÖLGE HALKI olarak Tekel Direnişine en azından gönül desteği vermek boynumuzun borcudur. Ve her Beykozlunun da böyle düşüneceğinden kuşku duymuyoruz.



Ne var ki, Tekel’in kurumsallaşmasına en büyük katkı veren P.Bahçe Tekel Fabrikası, halen ilçemiz sınırlarında P.Bahçe’de enkaz olarak durmaya devam ediyor. Yapılan özelleştirmeyle mağdur olanlara ve şu an haklı direnişleriyle Ankara’da hak arayan emekçilerimizin durumuna en üst düzeyde üzülüyoruz.
Bölgemize her anlamda can veren üç fabrikanın üretimlerinin durdurulmasının ardından yıllar geçmesine karşın, ölü şehir enkazı gibi durması, yaşamlarını büyük ölçüde bu fabrikalara bağlayan bölge halkını ve esnafını zorluklar içerisinde bıraktı. Her seçim döneminde siyasiler gelip, Ankara, Yerel Yönetim, Büyükşehir, İktidar, Hükümet ve bunların paralelinde biz çözeriz söylevleri sonrası durum ortada, üç fabrikanın bulunduğu yerlerde bazen kurulan filim platolarından başka yaprak oynuyor mu?
İşte Beykoz halkı bu acıyı en hassas noktada yıllardır yaşayarak ve yaşamaya devam ederek Tekel İşçilerinin yanındadır. Çünkü yıllardır o kurum sayesinde refah içerisinde yaşamışlardır. Nereden bilirlerdi ki yaşam şartlarının bağlı olduğu ve dört elle sarıldıkları kurumlar, sonradan kendilerini mağdur edecekti.



Ankara’nın acı soğuğunda günlerdir mevcut haklarını korumak için direnen emekçiler, hükümetin konu üzerine ortaya koyduğu çıkış yolununda kendilerini mağdur ettiğini, bağlı olduğu sendikaları vasıtası ile kamuoyu ile paylaşmaktalar.
Hükümetin çıkış yolu ve önerilerinin kabul edilmemesi ile ilgili başlayacak yeni süreç ile ilgili ortaya konulan takvim konuyu daha da gergin noktaya getirmiş durumda.


Ayakta kiler soldan sağa doğru
1. Şevki Yılmaz eski Milletvekili
2. Kadir Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı
4. Melih Gökçek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
5. R.Tayyip Erdoğan Başbakan
Çömelenler soldan sağa doğru
6. M.Ali Şahin TBMM Başkanı

Konu çok yakından takip edildiği için, birçok basın kuruluşu gibi bizde şöyle bir geriye döndük. 1988 Yılında Basın -İş Sendikasına bağlı Darphane işçilerinin grevlerinin 27. gününde önemli ziyaretçileri olmuş. Dönemin Refah Partisi İstanbul İl Başkanı, günümüzün Başbakanı R.Tayyip Erdoğan ve beraberinde şimdiki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM Başkanı M.Ali Şahin ve bir dönemin adından en çok bahsedilen siyasetçisi Şevki Yılmaz, darphane işçilerinin grevini ziyaret ettiklerinde grev gözcüsü önlüğü giyerek destek vermişler. Arşiv kayıtlarına göre Refah Partisi İstanbul İl Başkanı R,Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmanın arasında “zulme son verene kadar haklı ve kararlı mücadelenin yanında olmaya inancımız gereği devam edeceğiz” sözleri bulunmakta.
Sayın Başbakanımızın, Tekel İşçilerinin direnişleri konusunda da 20 yıl önce gösterdiği hassasiyeti göstereceğini ümit ediyor. Tekel İşçilerine Beykoz’dan kucak dolusu selam gönderiyoruz.