Gazetemizin yayın ilkesi gereği böylesine istisna değerleri kendimizin bulması gerektiğinin eksikliğinden yola çıkarak, genç Yazar Çağlar Cilara ile bizleri tanıştıran ortak dostumuza teşekkür ediyoruz.

1989 Doğumlu Aydın Üniversitesi Halkla İlişkiler okuyan genç edebiyatçımızı, bağımsız bir yazı türü olarak nitelendirilen “Görev” isimli deneme kitabıyla tanıdık. Önümüzdeki günlerde bir Roman Kitabı çıkacak olan yazarımız, genç yaşına rağmen edebiyat dünyasına çok ciddi bir dalış yapmış.

Eğim sistemine olan tepkisini dile getirmek ve küçük çocukları estetik ve sanatsal olarak harekete geçirmek için yazmaya başlayan Cilara, yazmaya başladığından itibaren, toplumun eksikliklerini daha yakından takip edebildiğini ve bu gelişmelerin kendisini de ayrıca geliştirdiğini vurguladı.

Öncelikle kendini değiştirerek topluma faydalı olabilirsin mantığından hareket eden yazar, para ve maddesel değerlere önem vermemesine rağmen, kitaplarının daha çok satmasını istemekte.

Çağlar Cilara hedefleri konusunda ise, bir insan 60 yaşına gelse de öğreneceğinin olacağına inandığını, kendisisinde öğrendiği her olumlu gelişmeyi toplum ile paylaştığını belirtti.

Bir dönem TRT çatısı altında çalışmanın keyfini yaşadığını belirten yazarımız, TRT’nin bir okul olduğunu kabul edenler sınıfından. Öyküleriyle TRT ortamına giren, yine TRT ekranlarında birkaç kez gösterilen “Kültürlerde Kurban” isimli belgeselde rol alan yazar’ın oynadığı film, 9. Uluslararası Altın Safkan Belgesel Film Festivalinde 3. lük ödülü almış.

Genç yazarımız sözlerinin sonunda ise, kendisine göre önemli bulduğu yazarları okuduğunu, Nazım Hikmet, Aziz Nesin ve Osman Aytuğ gibi yazarları takip ettiği gibi, kütüphanelere çok gittiğini orada istediği yazarlar ile buluştuğunu belirtip, İlyas Salman, Tarık Akan ve Orhan Gencebay ile iyi görüştüğünü belirtti.

Çok etkileyici ve akıcı bir dil ile kendisini tanımlayan Sanatçı, en can alıcı örnekleri ise sonra saklamış. Cilara, Servetimizi karıncalar taşır ama ideallerimizi gemiler kaldıramaz vurgulamasını yaparak oldukça anlamlı bir açıklamasının ardından, Recep İvedik’in çalışmaların milyonlarca izlenmesine karşın, sosyal konuyu işleme konusunda özel yetenekleri olan örneğin Tarık Akan’ın bir filminin 70 binlerde kalmasının şaşkınlığını anlayamadığını belirterek söyleşisini bitirdi.