Şimdi öyle bir Ülke hayal edin ki,
Ülkede eylemcilerin el kitabı adında bir kitap çıksın.
Bu kitapta, Eylemler sırasında ne yapmaları, nasıl davranmaları, yanlarında neler bulundurmaları, hatta neler yemeleri ne giymeleri gerektiği bile yazsın.

Şaka değil gerçek …

Panzerden boyalı su sıkılması ihtimaline karşılık, ikinci bir tişört bulundurulması, kadın eylemcilere, "makyaj yapmayın çünkü gaz bombasının yakıcı etkisini artırır" denilmesi, Eylemcilere yanlarında kalın eldiven bulundurmaları ve kendilerine atılan gaz bombalarını bu eldiven sayesinde geri atmaları, Güneş gözlüğü ve varsa sürekli kullandığı ilaçları yanlarına almaları, Enerji versin diye ceviz, fındık, fıstık ve gaz bombasının etkilerini azaltmak için kullanılan limon, saymakla bitmiyor.
kitapta yazmayan ve çok can yakan bir detay atlanıyor.
Kitapta yakın, yıkın, gidin saldırın denmiyor.
Şimdi vatandaşın tek düşündüğü ise bu eylemciler “onlar” değildi. Bu kim olduğu bilinmeyen göstericilerin asıl derdi, Yapılacak olan gösterileri fırsat bilip, Ülkenin gündemini meşgul eden konularla, hatta Dünya’nın önünde bizi afiş yapmak.

Fakat Ülkem bürokratları ve Onların attıkları adımlarla zaten Dünya’nın gündeminde.
Yani tabloya birde ters çevirip bakarsak, önce taraf yaratan sonra yarattığı tarafın öteki kulpundan rahatsız olan,
Neye niyet, neye kısmet diyen,
Medyayı rehin alan,
Durduğu locasından kafasını çıkartmayan ama oturduğu yerden gözdağı veren.
Millet sefada görsünden yola çıkıp, Memleket gerçeğini görmezden gelen.
Ense yapan, neler oluyor bu Ülkede diye Dünya bizi izlerken,
Yok bir şey yahu, yani var da önemli değil diyerek görüneni sümenaltı eden,
Vatandaşı oldu bittiye getiren,
Bir tarafı açarken bir tarafı kapayarak dengeyi bir türlü koruyamayan kurmaylarımız var.

Bu Memleket neler görmedi ki, bizde var oğlu var.
Hakikaten sırayla değil eskide olduğu gibi, şimdi baba oğul aynı anda bulguru kaşıklamak peşinde.
Bal tuttum al oğlum sende parmağımı yala demek moda oldu.
Yani kısaca önermelerimiz tükenmiş vaziyette,
Önerilecek ne öngörü kaldı ne de ön görünüm,
Bodoslama girdik çamura,
Velhasıl bundan ötesi hak getire,haklı götüre…


Neyir Erkan