Günümüzde
mutsuz insan sayısı her gün daha çok artıyor. İnsanlar gelecek
kaygılarıyla mutsuz öfkeli ve saldırgan...
Tartışmalar
hemen kavgaya dönüşüyor, fikirler üzerine konuşamıyorsunuz.
Birçoğumuz
ya savunmada ya da saldırı da...
Diziler,
sosyal medya, akıllı telefonlar velhasıl tam bir ekran bağımlısıyız.
Bizleri düşünmeye yönlendirecek her türlü etkinlikten uzaktayız...
Ve
büyüklerini örnek alan çocuklar.
Çocuklar
geleceğimizin mimarlarıdır. O halde bu yanlıştan hemen dönmeli ve bir
şeyler yapmalıyız.
Sivil
insiyatif artık gücünün farkına varmalı. Bir toplumda bir şeyler değişecekse
sivil insiyatifin gücü çok önemlidir. İşte bir örnek:
Ülkemizde
olduğu gibi ilçemizde de okul öncesi eğitim hakkından faydalanamayan yüzlerce
çocuk var.
Devlet
bu konu ile ilgili çalışmalarını sürdürürken, bizler de toplum olarak bunun
farkında olmak durumundayız.
Söz
konusu çocuklarımız. Söz konusu geleceğimiz. Mutlu insanlar mutlu gelecekler
inşa ederler.
Çocuklarımızın
ruhsal, zihinsel, duygusal ve bedensel gelişimlerini okul öncesi eğitim
doğrudan etkiler. Çocukların yaş seviyelerine uygun hazırlanmış okul öncesi
eğitim programları çocukları ilkokul yaşamına hazırlar hale getirmektedir.
Anaokulu eğitiminden yararlanan çocukların ilkokul başarılarının daha
yüksek olduğu, arkadaşları ile daha uyumlu ilişkiler kurdukları ve daha az okul
sorunları yaşadıkları artık bilim insanları tarafından saptanmıştır.
Küçük
çocukların en önemli ihtiyacı oyundur. Oyun ortamında çocuk her anlamda
gelişir. Çocuklarımızın gerek becerileri gerekse ruhsal gelişimlerinde okul
öncesi eğitim adeta bir inşaatın temeli misalidir. İnşaatın temeli ne kadar
güçlü olursa inşaat o kadar dayanıklı ve uzun ömürlü olur. Çocuklarımız
okul öncesi eğitiminden ne kadar faydalanırsa bu çocuklarımızın hayatı da o
denli sağlam temeller üzerine kurulmuş olacaktır.
Anaokuluna
giden bir öğrenci ilkokul birinci sınıfa başladığında okula gitmeyen
arkadaşlarından bir sıfır önde başlar eğitim yarışına. Aslında bildiğimiz bu
gerçeği neden hayata geçirmiyoruz işte nedenleri:
1. Birçok ebeveyn okul öncesi eğitiminin öneminin farkında değil.
2. Kimi
ebeveynde "çocuğum okula bir yıl daha geç başlasın" anlayışı
var.
3. Okul
aidatı ve servis ücreti ödemek yine göndermeme sebeplerinden bir tanesi.
4.
Evine yakın bir derneğin veya sivil kuruluşun ya da gurubun okul öncesi
eğitim gruplarına çocuklarını gönderme tercihleri ayrı bir neden.
Oysa çocuklarımızı ruhsal kişisel ve bedensel eğitimini doğrudan etkileyen bu süreçte liyakatli, uzman eğitmenlere emanet etmek çok önemlidir. Yaş gurubuna göre hazırlanmış eğitim müfredatı çocuğumuzu sağlıklı bir yaşama hazırlar. Sevgiyle, paylaşmanın ve dayanışmanın ilk hazzını yaşar ve unutmaz. Bu duygular üzerine inşa edilen hayatlar empati kurar, sevgi besler, değer yargılarını bu anlayıştan oluşturur. Bu nedenle konuyu gündemde tutmak bu farkındalığı yaymak hepimizin sorumluluğu. Şöyle çevremize bir bakalım, minicik yavrularımıza eğitim de fırsat eşitliği hakkını, hayatın ilk adımların da vermek için bir farkındalık başlatalım. Gücümüzü keşfedelim. Çocuklar hepimizin !!!!