Tüm insanlar değerlidir, bizleri değerli hissettirecek
kişiler yine aslında kendimiziz, bizler önce kendimize saygı duymalıyız ki
çevrede bizlere saygı duysun.
Bazı insanlar vardır
ki duruşuyla, konuşmasıyla, davranışıyla kişilere duyduğu sevgi ve saygıyla topluma
örnek olmuştur.
İşte şimdi Beykoz’un çınarları adını verdiğim yazı dizisinde
eski dostları sizlerin okuması için yazmaya çalışacağım.
Annelerimizin bize bizlerinde çocuklarımıza ördüğümüz
kazakların yünleri, ninelerimize ördüğünüz çetiklerin iplerini, diktiğimiz
kıyafetlerin makaralarını, fermuarlarını, düğmelerini temin ettiğimiz, evlilik
çağına gelmiş kızlarınızın çeyizlerinin malzemelerini aldığımız Beykoz’un o zamanlarda
tek tuhafiye dükkânı.
Evet, duyar gibiyim tahmin ettiğiniz gibi ŞADAN TUHAFİYE
Kiminin Şadan abisi, kiminin Şadan amcasıdır o. Dükkânına
girdiğiniz zaman tatlı sert bakışıyla ama bir o kadar da merhametiyle buyur
eder sizi küçük dükkânına,
Karşısında kimi yorgun görmüşse önce bir otur nefes al sonra
istediklerini söylersin diyerek müşterisine değer vererek karşılar,
Şadan amcadan herkes hem çekinir hem de saygı duyar alacakları
ipin örneği yanlarında yoksa kutudan bir renk belirleyip aldıklarında üstüne
basa basa tekrarlar eve götür ancak ipin rengi tutmuyorsa bunu bozmadan geri
getirirsen değişirim der,
Ama ip geri gelirken bozulmuşsa artık Şadan amcanın
kızacağını bile bile yanına gelirler neden mi çünkü tatlı sertlik ile
diyeceğini der ama müşterisini kırmamak için değişim yapar.
Eskiden bizler dikilen kıyafetin kumaşından götürür Şadan amcadan
kıyafetimize el emeği ile yaptığı düğmelerden bastırtırdık.
Kimin montunun, çantasının fermuarı bozulsa Şadan amcanın
yolunu tutar dükkânı çok yoğun değilse bekletmez hemen yapar işi varsa zaman
verirdi, tabi verdiği zamanı da hiç ertelemezdi.
Şadan amca kimseyi mağdur etmez, evine gittiğinde dükkânının
kapısına not bırakırdı.
Evi bilenler onu evden bile gider alırlardı. Arife günleri
geç saatlere kadar beklerdi müşterilerini.
Bayramdan birkaç gün öncesinde hepimizi bir heyecan sarardı.
Şadan amcanın dükkânında bayramda gelenlere hediye edilmek üzere mendil, çorap
ve limon kolonyası almak için dükkân dolar taşardı,
Şadan amcanın limon kolonyasının kokusu bayramda evleri
sarardı. Bu kolonyanın özelliği sorulduğunda da her yerdeki aynı limon
kolonyası, ben sadece içine sevgimi ekliyorum der gülümserdi. Dürüstlüğü ile
tanınan bir esnaf ve öyle de devam etmektedir.
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derler ya işte
o kadın Şadan bey’in değerli eşi Müzeyyen İnaç hanımefendidir, her zaman eşinin
yanında olmuş ve desteklemiştir.
Hala hazırda 91 yaşında dükkânını ilk günkü sevgi ve
heyecanla açıp değer verdiği müşterilerini karşılar.
Allah Şadan amcamıza sağlıklı ömürler versin müşterilerinden ayırmasın.
Beykozun cinarlari
Makbule inac beykozumuzda kişilikleri ile değer katmış güzel insanları yazınız da okumak beni çocukluğuma götürdü
Ne güzel anılar birikirmişiz
Herkesin şadan abisi ,şadan amcası olan kişi bana ne mutlu ki benim canım eniştem oluyor
Sayın köşe yazarım kaleminize saģlık
Bizi biz yapan bu degerler cok kiymetli..Cocuklugumuzun gencligimizin temel taslari Hep var olsunlar...
Beykoz’un Çınarları
Sevgili Makbule hanım yazılarınızı her seferinde heyecanla okuyorum.Beykoz’u çok bilmem ama o kadar güzel anlatıyorsunuz ki çocukluğuma gözümde canlanıveriyor.Bakkal amcaları özlüyorum boyacı dükkanlarında beklediğimiz zamanları,terzilerimizi kısacası hepsini doğallığı özlüyorum.Ama her şeyden önemlisi Şadan amca’nın kolonyasında ki sevgi gibisiniz anlatırken kattıklarınız çok kıymetli Anılarınızı hissederek bize yansıttığınız bizlere koca gönlünüzü açtığınız için teşekkür ediyoruz.Bir sonraki yazıyı keyifle bekliyorum.Sevgi ve selam ile
Eski Beykoz
Beykoz'un eski halleri ve eskileri bir başka.. Şimdi Beykoz bir o kadar kalabalık ve birbirini eskiye göre daha az tanıyan, daha az selamlaşan insanlar ile doldu taştı. O yüzden eskiyi bize tekrar hatırlattığın için ruhuna sağlık Makbule teyze..
Kaleminize sağlık Makbule Hanım. İstanbul da yaşayıp hala böyle güzel değerlere sahip çıkılan bir yerde yaşıyor olmanız muhteşem. Büyük şehirlerde çok az yerlerde kaldı artık mahalle, komşuluk kavramları.
Değerlerin, güleryüzün, içtenliğin kalmadığı, birbirimize yabancılaşmaya başladığımız bu zamanlarda hala biryerlerde bu güzelliklerin varolduğunu bilmek ne güzel.Gerçektende çok samimi ve içten kaleminize yüreğinize sağlık.
Örnek insan...
Sevgili Makbule hanımcım sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, bazı insanlar vardır ki duruşuyla, konuşmasıyla, davranışıyla kişilere duyduğu sevgi ve saygıyla topluma örnek olmuştur. İşte benim de iyi ki tanımışım dediğim örnek insan sizsiniz. Yıllarını, eğitimli, geleceğe umutla bakan nesillere adamış, ülkemizin gönüllü eğitim neferi olmuş değerli insansınız. Yürüdüğünüz bu kutsal yolda her daim başarılı oldunuz, bundan sonrada olacaksınız. Allah size sağlıklı ömürler versin.
Beykoz’un Çınarları
Sevgili Makbule İnaç harika bir yazı dizisi başlatmışsınız ve bu dizinin ilk yazısı hakettiği yeri bulmuş, elinize yüreğinize sağlık
Çok güzel ve sade bir anlatım. Yaşayan efsane çınarlarımız değerleri hergeçen gün daha çok anlaşılıyor. Unutulan bu değerleri yazında dile
getirdiği için teşekkürler.
Beykoz un çınarları
Makbule hanım, yüreğinize sağlık.. Ne güzel anlatmışsınız.. 37 senedir Istanbul da oturmama rağmen Beykoz son yıllarda keşettiğim harika bir semt.. Beykoz a geldiğimde kendimi Istanbul a uzak ama aynı zamanda çok tanıdık bildik bir yerde hissediyorum.. Ara sokakları, düşük katlı evleri, harika deniz manzarası, sıcak ve samimi insanlari, yıllanmış dükkanları.. Her gelişimde aman ne olur burası da bozulmasın diye geçiriyorum içimden.. En kısa zamanda yazınızın kahramanı Şadan amcayı da ziyaret etmek istiyorum.. Beykoz un çınarları yazınızın diğer kahramanlarını da merakla bekliyorum..