Çocukluğum Yalıköy‘de geçti o dönem ki esnaf amcalarımız bizim komşularımızdı.
Bu güzel insanları, duyduğum duyguları bu köşeye sığdırmamın mümkünü yok.
Yalıköy caddesinde nadide esnaflarımız ve komşularımız vardı. Hepsi birbirinden değerli kişilerdi.
Sevgi ve saygının olduğu dönemlerde büyüyüp yetiştiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.
Alışverişler de insanlar örneğin Yağ, gaz, pide kuyruklarının olduğu dönemlerde kimse kendi sırasının dışına çıkmaz eğer kuyruktakilere malzeme kalmaz ise herkes birbiriyle yeteri ölçüde paylaşımlar yapardı, o zaman bunun ne ifade ettiğini ne değerli bir davranış olduğunu çok anlamazdık oysa çok değerliymiş.
Ailemiz bize her zaman herkesin kendi hakkına rıza göstermesini ve birbirlerine saygı göstermesini tembih ederdi.
Maalesef şimdi birçok kişinin sadece kendi menfaatlerini düşündüğü, bir karış daha başkasının alanına nasıl girebilir mi? hesapladığı bir dönemdeyiz.
Buda çok üzücü…
Şimdi köşemde sığdırabildiğim kadar birkaç esnafımızı ve komşumuzu size tanıtmak isterim.
Evimizin altında bakkal Nuri amca, yanında berber Mehmet, kasap Ahmet, tuhafiyeci Nuri Şenbalaban, terzi Safiye teyze, karşımız da manav Aydın, şekerci Bekir, kuyumcu Samir ve Ali kardeşler, kırtasiyeci Muhittin amca ve oğlu Erdoğan abi, zücaciyeci Bahattin amca
Bu saydıklarımdan sadece Allah ömür versin Samir abi hayatta diğerlerini
Allah rahmet eylesin kaybettik,
Kasap Ahmet amca etleri keserken ürkütücü gözükse de çok güzel bir kalbi vardı
Tuhafiyeci Nuri amca boylu, iri yapılıydı dükkânına kolonya doldurmak ve bayramlarda mendil çorap almak için uğradığımızda o iri yapısıyla içten sevgi dolu sesi ile gel bakalım nasıl yardımcı olacağız sana der ve elimizde ki listeyi uzatırdık.
O da listeyi hazırlar verirdi hemen elimize de kolonya döker ikram ederdi.
Şekerci Bekir amcanın dükkânı renkli renkli akide şekeri kavanozları, koz helvalar, badem ezmesi ve lokumların olduğu en sevdiğimiz yerlerden biriydi.
Dükkânın önünde küçücük taburelerde şişman sevimli kişiliğiyle oturur kaldırımdan geçen bir kişi olduğunda hemen saygıdan ayağa kalkar sevimli bir kişiliğe sahipti.
Annem bizi alışverişe gönderirken korkusuzca yollardı, çünkü herkes birbirini tanır mahalle esnafı ve komşularımız bir birinin çocuklarını ailesi gibi korur kollardı.
Oysa şimdi çocuklarımızı gözümüzün önünden ayıramıyoruz apartmanların içersin de kimse kimseyi tanımıyor.
Büyüklerimizin söylediği gibi bir gözden diğer göze güven kalmadı.
Eğer komşulardan birisi birkaç gün gözükmez ise benim komşum nerede diye merak edip kontrol edilirdi,
Komşu haklarına, komşuluk ilişkilerine eskiden büyük önem verilirdi,
Evde pişen bir şey yanda ki komşuya da kokmuştur diyerek tabağa konulup gönderilirdi,
Komşu ziyaretleri, yaşlılar, düğün, cenaze iyi ve kötü günlerde birbirlerini bırakmaz geleneklerimize göre hareket edilirdi,
Cenazelerde cenaze evinde bir hafta yemek pişirilmez komşular pişirir getirirdi,
Paylaşımcılık çoktu,
Çünkü bizlere en yakın dost, akraba, üst komşumuz, yan komşumuz veya alt komşumuzdu.
Yine büyüklerimizin dediği gibi ev alma komşu al, komşu komşunun külüne muhtaç deyimi komşuluğun önemini aslında çok güzel anlatmış.
Gönül ne kahve ister, ne kahvene, gönül muhabbet ister, kahve bahane.
Ben şahsen özlüyorum eski komşulukları, bayramlarda utanarak gittiğimiz el öpmelerini ancak gidilmediği zaman da bize nasıl kırıldıklarını onlar üzülmesin diye utanarak mendil ve harçlık verecekler diye kapısını çaldığımız günleri,
Oysa onların siz çocuksunuz bu da adettendir, utanılacak bir şey yok diyerek mendilin arasına koyarak verdikleri harçlıkları çocukluk günlerimi,
Karşı komşumuz İstanbul hanımefendileri sırasıyla hatırladıklarım Müberra teyze, Rabia teyze, Mihriban teyze, yalı da oturan Melek hanım teyze yan komşumuz Naci amcanın eşi İsmet hanım teyze, kız kardeşi Nilüfer hanım ve kızı Oya abla…
Her birini aslında tek tek anlatmak isterim ama bunun için ne sayfalar ne de gün yeter.
Sadece bu güzel insanları bir kez daha sizlerle birlikte anmak istedim.
Mekânları cennet olsun
Çocuklarımıza mutlaka kendi mahallemizi anlatmak ve yaşayan insanları tanıtmak gerekir.
Bir, insanın güzel anıları ile yaşaması kadar güzel bir şey olamaz günümüzde saydıklarımın birçoğu maalesef yok. Eğer siz bir mahallede yaşıyorsanız çocuklarınız çok şanslı sayılır.
Ancak çocuklarınızı tabletlerin, televizyonların başından kaldırarak çocukluğunu yaşamasını sağlayın insanın yaşadığı çocukluğu yetişkinliğinin aynasıdır.
Güzel dostlukların, anıların, sevgilerin paylaşıldığı nice komşuluklar dileğiyle
Yorumlarınız için
İletişim ;makbulenac@mynet.com
Özlenen geçmiş
Geçmişteki komşuculuk bu kadar güzelken şimdi kime güveneceğini bilemiyor insan.Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık belki hayattaki penceremize bir ışık olur bu yazı.
Anılar
Ne güzel yazmışsın; bütün hatıralarım canlandı gözümde.Mahallenin çocukları karşı komşumuz fotoğrafçı Hayrinin kızlar Ebru Hande Beykoz işkenbeci Tolon'un kızı Banu kardeşi Bülent biz 4 kız bir erkek bizim evde büyüdük bahçedeki oyunlarımız,balkondaki kahvalti keyfimiz, annemin pisirdiği bulgur pilavı salata keyfimiz,konu komşu akşam ustü çayıra gitmek icin tatlı telaşımız anlatmakla bitmez ne kadar mutluyduk değerini şimdi daha iyi anlıyorum bu güzellikleri hatırlattın yazını keyifle okudum devamını bekliyor başarılar diliyorum
iNSAN OLMAK
Bizler aynı yazdığınız gibi değerlerle büyüdük.Çok şanslı nesildik.Yeni nesilleri de paylaşımcı olarak yetiştirmek için uğraşıyoruz.Hepimize kolay gelsin.Bu platformda sizin gibi değerli eğitim gönüllüleri de bu yapının mihenk taşları.Yazınız için çok teşekkür ederim.Yüreğinize kaleminize sağlık...
Tebrikler
Arkadaşım eskiye olan özlemimizi çok güzel yazmışsın. Bana göre şimdi teknolojiye çocuklar kurban ediliyor. Herkes yalnızlığa mahkum oldu ve değerler değişti.
Büyükler de çocuklarının ne kadar güzel tablet ve akıllı telefonları kullanımlarıyla övünür oldu. Oysa bu teknolojiyi yaratanlar çocuklarına hafta da bir gün bir saat izin verdiklerini röportajlarında söylüyorlar.
Teknolojinin bir amaç değıl araç olduğunu anlamak dileğiyle seni tebrik ediyorum. Elline kalemine sağlık.
Teşekkür
Eksilen değerlerimize farkındalık yaratmak için çok güzel bir yazı olmuş, ellerinize emeğinize sağlık...