Yüzyıllardır,
birçok kültüre ev sahipliği yapmış İstanbul ve tüm dünyanın görmek için ziyaret
ettiği İstanbul Boğazı, dünyanın en güzel şehri…
Öyle
bir şehir ki İstanbul; içinde, hem Türkiye’nin en güzel şehirlerini, hem de
dünyanın en güzel şehirlerini, kültürlerini barındırıyor. Özellikle İstanbul
Boğazı ve semtlerinin, ruhu ve dokusu bambaşka. Bu dokunun korunabilmesi için
1984 yılında Boğaziçi İmar yasası -
Boğaziçi ön görününüm sınırları belirlenmiş ve yürürlüğe girmiş olsa da,
1970- 1984 arası birçok yapı, mülk sahiplerinin ihtiyaçları doğrultusunda,
şekilsiz binalara dönüşmüş durumda.
Boğaz
hattında, ruhu ve karakteri olmayan bu yapıları görmezden gelebiliyoruz zaman
içinde. Neyse ki doğa elinden geldiğince bu yapıları bir şekilde gizleyebiliyor…
Semtlerin
dokusuna uymayan binalar, özellikle tescilli eski eserlerin olduğu
mahallelerdeki yapılar;
-Tarihi dokuya uygun şekilde yenilenebilse…
-Eski eserlerin tadilat
süreçleri, aylar- yıllar sürmese, tadilat için alınan harçlar pazarlığa
tabii olmasa ve insanlar bu eserleri satın alıp, aslına uygun restore
ederek keyifle yaşayabilseler. Evine bakım yapan mülk sahipleri, tadilat ve
onarımları desteklense ve onarımlarını, denetim altında, dokuyu bozmadan
yapabilse…
-Boğaz hattında yaşamaya
karar veren insanlar, bu bölgeden ev alırsan, çivi bile çakamazsın, ev parası
kadar rüşvet vermen gerekir diyerek korkutulmasa…
- Sokaklar ve caddeler güzel,
bakımlı eserlerle, bakımlı binalarla dolu olsa…
-Boğaziçi ön görününüm alanı
içinde kalan sokaklar ve caddeler, eski İstanbul gibi arnavut kaldırımlı
taşlarla döşense, sokak aralarında, bulunan tarihi çeşmeler bakımlı olsa,
yüzlerce yıl ayakta kalmış, ulu ağaçlarımız kurtarılsa...
-Boğazın semtlerini, koruma
altına, gerçekten alabilsek… En azından bu semtlerdeki binaların dış cephe
bakımları, bağlı bulunduğu belediyeler tarafından dokuya uygun hale getirilse…
-Bütün bunları bir araya
gelerek ve yapabileceğine inandığım kurumlar;
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Üsküdar-Beykoz ve Beşiktaş-Sarıyer ilçe
belediyeleri, Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Anıtlar kurulu ve bu mevzuata yeni
eklenen
Çevre Şehircilik bakanlığı…
İstanbul Boğazının ilçelerine ve İstanbul’a Değer katabilirler…
Her ülkenin, her şehrin gezilecek, tarihi dokusunu koruduğu sokakları,
mahalleleri vardır…
İstanbul Boğazı ,30 kilometrelik sahile ve birbirinden güzel semtlere
sahip. Her birinin, ruhu bambaşka ve her insanın birçok anılarını barındırıyor.
Birçok sanatçıya İlham veren çok çok özel mahallelere, sokaklara, eşsiz
manzaralara ve güzelliklere sahip Boğazın semtleri… Mevcut durumu koruyarak
güzelleştirebiliriz…
İstanbul’un kentsel dönüşüme değil, mevcut binaların, mevcut halleriyle
yenilenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Gri betonların arasında değil, nefes
alabildiğimiz, gökyüzünü ve doğayı izleyebileceğimiz yaşam alanlarımız olsun….
Sağlıklı ve Huzurlu Günler Hepimize.
Sevgilerimle.