Merhaba
Bu ay başlarken, pandemi geride kaldı, haydi normalleşmek için diye
başlamak çok isterdim. Ama ne mümkün?
Çocuklukta ilk cümlelerle başlarız karşı tarafı suçlamaya. Ben yapmadım
o yaptı, ben kırmadım o kırdı, ben dökmedim o döktü. Yarım çıkan kelimeler ve
mimiklerle ifadeler bizi gülümsetir hatta tekrarlatır keyifle izleriz ilk yalandan
suçlamalarını. İşte orada atılan doğum yıllarca yeşere yeşeren yabani otlara
dönüşür tıpkı günümüzde olduğu gibi.
Düşünelim trafikte daima karşı taraf suçludur, öğrencinin başarısızlığından
okul ve öğretmen, tartışmada eşiniz, iyileşmezseniz doktorunuz, yetişemezseniz
randevunuza trafik, özetle hep aklarız kendimizi.
Yine hep bir ağızdan suçlamalarla başlıyoruz sonbahara. Mart ayından
başlayan okulların eğitime ara vermesi, seyahat kısıtlamaları, sokağa çıkma
yasakları ile geçen 2,5 aylık süreç sonrası Haziran’da normalleşmeye başladık.
Her kalkan yasaktan sonra bir sonraki yasak için gözlerimizi diktik bilim kuruluna,
sağlık bakanımıza, medyaya. Evet normalleşme dendi yasaklar yavaş yavaş gevşetildi
ama pandemi bitti, geçmiş olsun atlattık denmedi ya da en azından ben duymadım.
Her yasak kalktığında ve tabii güneş ışıkları yüzünü gösterdiğinden cüretkârlığımızda
arttı. Sıcaktı maske takmak zordu. Evde sıkılmıştık. Tarlaya ekim dikim zamanıydı.
Düğünü ne kadar ertelerdik. Asker namına uygun konvoyla gitmeliydi. Memleket
havası iyi gelirdi. Yazlığın olduğu yer tenhaydı. Ege ve Akdeniz tatili yoğun
günler sonrası hakkımızdı ve tabii tevekküle gerek duymadan Allah korurdu.
İlk vakanın ortaya çıkmasıyla evde kendine yoğun önlemler alan, kimse
ile görüşmeyen, eldiven maske, dezenfektanla uyup uyuyan bir grup insanımız
baktım ki Temmuz ayı ile sosyal medyada yurdumun dört bir yanından
fotoğraflarla boy gösterdi. Hatta evde kal Türkiye diye televizyonlarda boy
gösteren ünlülerimiz ilk sıralarda yer aldı. Temmuz bitti Ağustosla sesler
yükselmeye başladı vaka sayılarına karşılık.
Okullar açılmasın, Bayram da yasaklar olmalıydı, çok erken normalleştik.
En kötüsü de plajlardan yapılan okullar açılmasın yorumları.
Okullar açılmasın tamam, hatta bildiğiniz üzere gözler 21 Eylül’de… Tek
sorun bu mu? Özel sektör öğretmenleri, görevlileri ne yapacak? Belki o
sektörden biri senin evinde kiracı, o kirayı nasıl ödeyecek? Arada sırada
satacağı A4 kağıdımı kırtasiyeyi ayakta
tutacak, kazandığı para olamayınca pazarcı arkadaşımdan da alışveriş
yapamayacak. Pazarcı arkadaş iş yapamayınca beyaz eşya taksitini ödeyemeyecek, ödeme
alamayan patron satış personeline görüyorsun iş yok, taksitler bile ödenmiyor
diyerek nazikçe kapıya kadar eşlik edecek.
Sağlık ordusu heyecanla, aşkla, ailesinden fedakârlık göstererek ve
çoğu zaman meslektaşının acısıyla görev yaptılar, hastalandılar, şehit oldular.
Hımm bizde onlar için korkuyla sindiğimiz evlerimizden alkış tuttuk, kek börek
yapıp yolladık aaa birde konvoy yapıp kornalarla hastane önlerine gittik. Zaten
sonrası malum yukarıda anlattığım gibi… Peki, siz sağlık çalışanı olsanız ki
beklide öylesiniz bize aynı aşkla bakar mısınız? Sizin hayatınızı ortaya koyarak
yaptığınız mücadeleye alkış, korna ile sözde destek olup Temmuz ayı ile sıcak
diyerek maskeyi fora eden, sahillerde, düğünlerde corana sayacını hızlandıran
bizlere nasıl bakarsınız ya da daha doğrusu biz sizin yüzünüze nasıl bakarız?
Evet, okulların açılması riskli ama suçlusu ise biziz. 5 aydır televizyonda, sosyal medyada, sokak panolarında
sık sık el yıkama öğretiliyor, maske takma öğretiliyor tıpkı okul öncesi
öğrencilerine öğretilircesine. Hala maske burnun altında. Eldiven elde maske
boğazda manzaraya da hem de toplu taşımada şahit oldu bu gözler. Hatta araca
yoğunluk nedeniyle yolcu almadığı için şoföre ’’yasaklar başlasın iş yapama
diye‘’ beddua edenleri de. Devlet suçlu maskelerimiz tek tek yapıştırmalıydı
ağzımıza, burnumuza. Ellerimizi de sık sık gelip bir görevli yıkamalıydı. Hatta
evlerin kapısına asma kilit takmalıydı. Ne yapıp ne yapmayacağımızı bizim
adımıza düşünmeli, mesela beni tatile yollamamalı, bu sene düğüne gitme demeliydi.
Aksi durumda başıma gelecek her şey den o sorumlu.
Okulları Mart ayında Corana
kapadı bizde desteklerimizle açılmamasını sağladık.
Sizce ‘’Tarlada izi olmayın şimdi söyleyecek sözü olmalı mı ?’’