Kazım Bozbay “Öğretmenin İtibarı”

23-11-2019 1958 Yorum yok. Yorum Ekle

İlçemizin Başöğretmeni, Beykoz İlçe Milli Eğitim Müdürü Kazım Bozbay 24 Kasım Öğretmenler günü münasebetiyle gazetemizin isteği üzerine, internet ve basılı gazetemizin Başyazısını yazmıştır. Kendisine çok teşekkür ediyor yazı metnini orijinal haliyle okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Öğretmenin İtibarı

Yine bir 24 Kasım Öğretmenler Günü, televizyon programlarında devlet büyüklerimizin, Öğretmenler Günü mesajlarında, öğretmenlik mesleğinin önemi ve öğretmenlerin ne kadar cefakâr ve fedakâr olduklarından, çok kıymetli, eli öpülesi insanlar olduklarından dem vurularak anlatımlar yapıldığını duyar gibi oluyorum. Tıpkı Anneler Günü, Babalar Günü, Dünya Kadınlar Günü gibi bir günde kutlanan, bir hediye,  bir çiçekle geçiştirilip Bir dahaki yıla kadar bir daha hatırlanmayan sıradan bir gün gibi. Oysaki öğretmenlik en kıymetli meslektir. Zira diğer meslek erbaplarını da en nihayetinde öğretmenler yetiştirmiş oluyor.

Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk  “Milletleri kurtaracak yalnız ve ancak öğretmenlerdir” sözü ile hakikati en güzel bir şekilde ifade edilmiştir. Türk toplumunun her yönüyle düze çıkması maddi ve manevi kalkınmasını tamamlayabilmesi için öğretmenlerin olması gereken bir şekilde yetiştirilmesi ve olması gereken yerde bulunması icap eder. Bunun gerçekleşebilmesi için ise YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünün sıkı bir işbirliği içerisinde, öğretmen adaylarının seçiminden tutun da mevcut öğretmenlerin her yönden geliştirilmesi için çok önemli programlara sahip olmaları gerekir.

Öğretmenlerin ekonomik yönden de tatmin olacakları maddi imkânların iyileştirilmesi mesleğin cazibesini artıracağından, daha başarılı ve daha zeki öğrencilerin bu mesleğe yönelmesine imkân verecektir. Ayrıca öğretmenler, geçimlerini temin için ek iş yapma, özel ders verme gibi yollara tevessül etmek zorunda kalmayacaklardır. Fakat bu tedbirler bile tek başına öğretmenlik mesleğinin olması gereken yere erişmesine yeterli olmaz. Zira günümüzde öğretmenlere karşı haksız ve olumsuz bir tutum gelişmiş durumdadır. Bir kısım kendini bilmez veli ve onların yetiştirdiği çocukları, öğretmenlere karşı hiç hak etmedikleri şekilde saygısız hatta şiddet içeren tutum ve davranış içinde olabilmektedirler. Oysaki eskiden öyle miydi? Büyüklerimizden hep dinleriz. Anadolu’da öğretmenin toplum nezdindeki yeri ve önemi çok farklıymış. Bizim kuşak içinde öyle söylenebilir. Öğretmen toplumda itibarı en yüksek, insanların hem sevdiği hem de saydığı değer verdiği bir konumu vardı. Günümüzde birçok değerimizde erozyon yaşandığı gibi büyüklere saygı bilim ve eğitime saygıda da birçok aşınma görünüyor. Hatta daha da kötüsü veliler kendi çocuklarının öğretmenlerine saygı duymadığı gibi bunu çocuklarının yanında, öğretmen hakkında yaptıkları saygısız ve ölçüsüz eleştiriler hatta hakaretler ile çocuğun gözünde öğretmenin yeri ve itibarını tamamen yerlere Seren bir durum söz konusu olabiliyor. İşin daha da vahim olanı ise ulusal medyaya da yansıyan Öğretmenlere karşı velilerin uyguladığı şiddet eylemleri bir hayli artmış durumda. Gün geçmiyor ki televizyon ve gazetelerde Tıpkı sağlık kuruluşlarında, acil servislerde sağlık çalışanlarına uygulandığı gibi, öğretmen ve okul yöneticilerine karşı da şiddet haberleri görmeyelim. Biz Türk toplumu olarak değerlerimizi ne ara yitirdik. Nasıl oldu da, yoldan geçerken ayağına kalktığımız, önünde ceketimizin tüm düğmelerini iliklediğimiz öğretmenlerimize karşı saygımızı ve sevgimizi kaybettik. Bununla da yetinmeyerek zaman zaman o itibar abidesi kişilere karşı el kaldırmayı normal görünür hale geldik. Bu yıl birçok öğretmen sendikasının da gündeme getirdiği gibi öğretmen ve okul yöneticilerimize karşı şiddeti önleyici kanuni düzenlemelerin bir an önce yapılmasına aciliyet ile ihtiyaç vardır. Yoksa öğretmenler kendi can güvenliklerini öne sürerek öğrencilerin hiçbir olumsuz tutum ve davranışına karışmayacak ve onlara “Ne haliniz varsa görün” diyecek hale geleceklerdir. Bir de öğretmenlerin okullarda mesleklerini icra ederken muhatapları olan öğrencilerine gerektiğinde biraz kaşlarımı çatması, terbiyesi için biraz sesini yükseltmesi veliler tarafından “Çocuğumun psikolojisi bozuluyor” iddiasıyla şikâyet edilmesi hatta şikayetlerin yargıya taşınması öğretmenlerin moral - motivasyonu ve gayretini ciddi manada olumsuz etkiliyor. Çocuklar artık evde patron oldukları gibi okulda da patron olmak istiyorlar. Bu gidişat Türk toplumunu doğru bir yere götürmeyecek. Herkes kendi rolünü iyi bilmeli ve oynamalı. Anne babalar kendi rolünü, çocuklar kendi rolünü, öğretmenler de kendi rolünü oynamalılar.




23-11-2019 1958 Yorum yok. Yorum Ekle
Ozan Derviş

BEYKOZLU OLMA ZAMANI

27-03-2024 Yorum yok. 484
Neyir Erkan Şişman

Oylar Sandığa

27-03-2024 Yorum yok. 459
Tekin Toklucu "Ters Köşe"

TÜRK FUTBOLUNDA BİTMEYEN KAOS….

27-03-2024 Yorum yok. 463
Feride Gündüz "Hoş Kalem"

HEY ON BEŞLİ ON BEŞLİ

27-03-2024 Yorum yok. 393
Erdal Uzuner

SEÇİME GİDERKEN

27-03-2024 Yorum yok. 409
Yaprak Akın

KONUT ALMALI MI !

27-03-2024 Yorum yok. 381
Cüneyt Pulant

Alaattin Köseler Gerçeği

27-03-2024 Yorum yok. 402
Hacı Arıcı

BEREKET İKLİMİ

27-02-2024 Yorum yok. 455
Asiye Çakır

ZAMAN VE HAYAT

27-01-2024 Yorum yok. 1068
Tuncay Ünde

SEVGİLİYE MEKTUP

26-12-2023 Yorum yok. 923
Adem Öztürk "Beykoz Sevdalısı"

Ortadoğu Müslüman mı?

25-11-2023 Yorum yok. 785