“Türkiye’de her 10 bebekten biri prematüre doğuyor!” Bu cümle, 17 Kasım Dünya Prematüre Günü kutlamaları sırasında ülkemizde belki de en sık kullanılan ifade idi. “Prematüre bebek” dendiğinde genelde insanların aklına 500-600 gram doğmuş; tüplerin, kabloların, elektronik cihazların ortasında küvözlerinde nokta kadar görünen, minicik elleri ile ailelerinin, doktorların veya hemşirelerin parmaklarına sarılan, bu şekilde sembolik olarak hayata tutunmaya çalıştıkları gösterilen bebekler gelir.
Evet, bu bebekler bakımı en
zor, kaybedilme riski en fazla olan prematüreler olmakla birlikte normal bir
gebelik süresi olan 40 haftanın 37. haftasını tamamlayamadan doğmuş her bebek
prematüredir, gelişimini tamamlamadan doğmuş bebektir. Bu bebeklerde doğum
salonunda ve sonrasında solunum sıkıntısı, kalp-damar anomalileri, beslenme ve
sindirim problemleri, sarılık vb. sorunların yaşanma olasılığı zamanında doğmuş
bebeklere göre daha yüksektir. Prematüre bebeklerde yaşanma ihtimali olan
sorunların önceden bilinmesi, doğum sırasında ve sonrasında bebekleri ilk değerlendiren
ve takip eden ekiplerin bu sorunların bilincinde olmaları bu bebeklerin hayata
tutunma şanslarını arttırır.
Prematürelerin sembolik rengi
mordur. Bu bebekler diğer tüm bebekler gibi düşük kan oksijen seviyesi ile
doğarlar, bu nedenle cilt renkleri mordur. Ancak zamanında doğmuş bir bebek
herhangi br müdahale olmadan toparlanıp annesini emmeye hazır hale gelirken,
prematüre bir bebeğe aldığı –veya alamadığı – ilk nefesten itibaren bir çok
müdahale yapılması gerekmektedir. Zamanında, hızlı ve uygun müdahale ile, ehil
ellerde bu bebeklerin de hayatta kalma şansı ve ileriki zamanda yaşam kalitesi
artar. Bu sebeple prematürelik konusunda farkındalığın artması için “17 Kasım Dünya Prematüre Günü”
ülkemizde ve dünyada giderek artan katılımlarla kutlanmakta, prematüre
bebeklerin aileleri ve onlarla ilgilenen sağlık personellerinin bir araya
gelmeleri ile doğumdan taburculuğa, taburculuktan ileri yaşlara kadar bu hayata
tutunma savaşının tüm cephelerinde yaşanan tatlı-acı anılar, edinilen
tecrübeler paylaşılmaktadır.
2. basamak Yenidoğan Yoğun
Bakım Ünitesi olan hastanemizde de bu sene ikinci defa tüm hastane yönetimi,
çocuk sağlığı ve hastalıkları ile kadın hastalıkları ve doğum ekipleri ve tabii
ki yenidoğan yoğun bakım ve bebek odası ekiplerinin katılımı ile Dünya
Prematüre Günü’nü kutladık. Hastanemiz yenidoğan yoğun bakımı 2. düzey olması
nedeni ile 34 haftadan önce ve 1500 gram altında doğan bebekler doğum sonrası
stabilize edileren üst düzey yoğun bakımlara sevk edilmektedir. Ancak 34-37
gebelik haftalarında doğmuş “geç-prematüre” bebekler bebek odası ve
gerektiğinde yenidoğan yoğun bakım ekiplerince değerlendirilerek uygun takip ve
müdahaleler yapılmaktadır.
Haber Kaynağı: Beykoz Devlet Hastanesi